Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

16/04/2003

Alâüddîn-i Attâr / Sevgi kimden?

"Alâüddîn-i Attâr" anlatır ki şöylece: Muhammed Behâeddîn, beni kabûl edince, O kadar çok oldu ki, bağlılığım ve sevgim, Yanından, bir an bile ayrılmak istemezdim. Zîrâ onun yanında kaldığım az bir zaman, Üstündü, onsuz geçen haftalardan, yıllardan. Bir teveccüh etseydi, sevdiği kimselere, Çıkarırdı onları, yüksek derecelere. Bir gün, bana sordu ki: (Seversin beni gâyet. Senden midir, benden mi, kalbindeki muhabbet?) Dedim ki: (Ey efendim, bu sevgi benden, ama, Sizler sebep oldunuz doğru yolu bulmama.) (Peki öyleyse) dedi ve sükût etti birden. Baktım ki, o muhabbet tam silindi kalbimden. Az önce, yanıyorken onun muhabbetiyle, Şimdi o muhabbetten, kalmadı zerre bile. Hatâ eylediğimi anladım ben bu sefer. Anladım ki, o sevgi değilmiş benden meğer. Dedim ki: (Ey efendim, hatâ ettim ben elbet. Zâtınızdan gelirmiş, bendeki bu muhabbet.) O zaman bana bakıp, tebessüm buyurdular. Baktım ki, o muhabbet kalbime doldu tekrar. Bir gün de, talebeden birinin odasında, Diğer talebelerle sohbet ettiği anda, Suâl etti onlara Bahaddîn hazretleri: (Siz mi beni buldunuz, yoksa ben mi sizleri?) Üstâdın suâline cevâben, talebeler: (Efendim, biz fakirler sizi bulduk) dediler. (Öyleyse bulun beni) deyip ordakilere, Gözlerinin önünden, kayboldu birdenbire. Talebeler, çok pişmân oldular sözlerinden. Ağlayıp, yaşlar aktı hepsinin gözlerinden. Dediler: (Ey hocamız, biz kabâhat eyledik. Bizi, zât-ı âlîniz bulmuştur, iyi bildik.) O an, yine bakıp da, gördü ki hepsi bizzât, Yine aynı yerinde oturur mübârek zât. O, bir gün buyurdu ki: (İlim, amel ve ihlâs. İşte islâmiyetin dayandığı üç esas. İhlâsla yapmalı ki, insan her ibâdeti, Yarın mîzân başında, olsun değer kıymeti. İhlâslı amellerle, ihlâssız icrâatlar, Mahşerde, iki kısma yarın ayrılacaklar. "Allah rızâsı" için yapmadıysa bir işi, Rabbinin huzûrunda, mahcûb olur o kişi. Her bir nefes, insana, o ebedî hayâtın, "Sonsuz saâdeti"ni verecek belki yarın. Ve her nefes, insanı, aslâ dayanılmıyan, "Cehennem ateşi"ne götürür belki o an.)
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp