Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

13/04/2003

Ahmet Abdülhak Radulî

"Bir misâfir gelecek!.." Hindistân'da yetişen, bir büyük evliyâ zât. Bindörtyüz otuzüçte, orada etti vefât. Zâhirî ilimleri öğrenip pek mükemmel, "Tasavvuf"a girmeyi istedi bir an evvel. Bir "Mürşid" aramaya başladı bu iş için. Lâkin bulamayınca, üzüldü için için. Zirvesine çıkınca bu arzusu onun tam, Uyurken, kendisine olundu şöyle ilhâm: "Aradığın o rehber, "Pâni-püt" şehrindedir. Git ona hizmet et ki, o seni ilerletir." Sabahleyin uyanıp, bu huzûr ve sevinçle, Ona kavuşmak için, yola çıktı acele. O zât, "Celâleddîn-i Pânî Pütî" idi ki, Keşf olundu ona da, onun yolda geldiği. Hemen talebesine buyurdu ki: "Çocuklar! Yemekler pişirin ki, bir misâfirimiz var. Çabucak donatın ki, çok mükemmel bir sofra, O kıymetli misâfir, teşrîf eder az sonra." Hakîkaten birazdan, misâfir geldi atla. Onu karşıladılar, büyük bir iltifâtla. Lâkin o, görünce bu büyük tezâhürâtı, Oradan geri dönüp, sür'atle sürdü atı. Zîrâ o düşündü ki: "Aradığım bu değil. Büyükler, debdebeye, dünyâya etmez meyil." Gördüğü manzarayı, "Dünyâlık" zannederek, İçeriye girmeyip, o yeri eyledi terk. O gün akşama kadar, at sürdü bu niyetle. Akşam vakti, bir yere ulaştı âfiyetle. Birisine sordu ki: (Bu şehrin adı nedir?) O, dedi ki: (Buraya, "Pâni-püt" şehri denir). Hayret edip dedi ki: "Bu nasıl iş ki acep, Bu gün aşama kadar, yoldayım halbuki hep." Dinlenip, sabahleyin at sürdü yine tekrar. Yine akşam üzeri, bir yerde kıldı karar. İlk gördüğü kişiye, sordu o vilâyeti. (Pâni-püt'tür) deyince, daha arttı hayreti. Sabahı bekliyerek, tekrar çıktı sefere. Maksadı, "Pâni-püt"ten gitmekti başka yere. O gün akşama kadar, hiç durmadan sürdü at. Yine de "Pâni-püt"den çıkamadı o fakat. Aynı dergâh önünde buldu yine kendini. O zaman idrâk etti, bu işin hikmetini. Düşündü ki: "Herhalde, bu zâttır aradığım. Ve onun elindedir demek ki benim bağım. Zîrâ ben istedikçe, terk edeyim bu yeri, O, mânevî bağ ile, çekti hep beni geri." Büyük bir iştiyâkla, inip girdi dergâha. O zâttan feyz alarak, vâsıl oldu Allaha.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp