Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

05/05/2003

Behâeddîn-i Buhârî

Bir sadâkat örneği "Behâeddîn Buhârî" evliyâ-i kirâmdan. Sâyesinde, ateşten kurtuldu nice insan. Buyurdu ki: (Bu yolda, maksada varmak için, "Hiç" bilin kendinizi, esâsı budur işin.) Bizzât kendi anlatır: Bir kış günü idi ki, Kapladı birden bire beni "Aşk-ı ilâhî". Kendimden geçmiş halde, dağlara çıktım artık. Dolaştım oralarda, yalın ayak, baş açık. Yarılıp parçalandı ayaklarım derinden. Delinip kanlar aktı, dikenlerin yerinden. Ben Rabbimin aşkından, düşmüş iken bu hâle, Düşündüm ki: "Gideyim, hocam Emîr Külâl'e. Onun dizi dibinde, oturup dinleneyim. Tesirli sohbetinden, istifâde edeyim". Büyük bir iştiyâkla, vâsıl oldum evine. İçeriye girerek, katıldım sohbetine. Lâkin beni görünce, üstâdım Emîr Külâl, Talebeye: "Bu kimdir?" diyerek etti suâl. "Niçin bana sormadan içeriye aldınız? Onu, derhal buradan dışarı çıkartınız". Bu emre imtisâlen, talebeler kalktılar. Beni, kolumdan tutup, dışarıya attılar. Çok zor geldi nefsime, bu hakâret ve bu hâl. Lâkin kendi kendime, söylendim şöyle derhal: "Ey nefsim, bu davranış gücüne gitti, fakat, Sen, daha ağırına lâyıksın, bu hakîkat. Sen şimdi istersin ki, dönüp geri gidesin. Lâkin gitmiyeceğim, bunu böyle bilesin. Muhakkak hikmet vardır, büyüklerin işinde. Belki çok hayır vardır, bunun netîcesinde. Bu eşikten, bir adım gitmeye yok niyetim. Zîrâ benim, burdadır ebedî saâdetim." Başımı, o eşiğe koyup yattım öylece. Fecir sökene kadar, bekledim bütün gece. Üstüme, lâpa lâpa "Kar" yağdı, çok üşüdüm. O karların altında, tam kayboldu vücûdüm. O sabah, "Emîr Külâl", kapısını açarak, Abdest için, dışarı çıkacaktı ki, ancak, Gördü eşik dibinde, birikmiş kar yığını. Tam başımın üstüne bastı bir ayağını. Bir canlı olduğunu anlayıp, çekti o an. Buyurdu ki: (Kimdir, kar içinde kaybolan?) Sonra beni kaldırıp, içeri aldı yine. Ve çok duâ eyledi, benim için Rabbine. Dikenleri, eliyle çıkarıp ayağımdan, Merhamet nazarıyla, "Bir nazar" etti o an. İşte, ne oldu ise, o anda oldu bana. Kavuştum o nazarla, çok mânevî ihsâna.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp