Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

26/03/2024

Hiç ders almadılar almıyorlar, almayacaklar!

Seçimlere yalnızca 5 gün kaldı.

Ankara’da, Mansur Yavaş’ın karşısında havlu atan iktidar partisinin tüm ağır topları, başta

AKP’li Cumhurbaşkanı olmak üzere İstanbul’a taşındı! Yetmedi, 17 Bakan da İstanbul’da karargah kurdu! Bürokratlar, zaten verilecek talimatlar için en yakınlarda konumlanmışlardı!

Kısacası, Ankara’da ilaç için devleti yönetecek bir Allah’ın kulu kalmamış, iktidar İstanbul’a transfer olmuştu!

Mesela, İçişleri Bakanı miting meydanlarında Murat Kurum’a oy istemekle meşgulken, Ulaştırma Bakanı, çarşı, pazar dolaşıyor, “Aman bizim adayımıza oy” diye çırpınıyordu! Dışişleri, enerji, tarım, artık hangisi varsa İstanbul kazan onlar kepçe oy peşinde dolanıyorlardı!

AKP’li Cumhurbaşkanı da dün itibarıyla, 39 ilçelik seçim turuna başladı bile… Bu tablo bana 5 yıl öncesini anımsattı… Gelin birlikte hatırlayalım…

-Olan bitenden hiç ders alınmış mı birlikte görelim!

Halkın attığı o büyük tokat!

İstanbul yerel seçimlerinde iktidar partisi büyük bir şoka uğramıştı…

AKP’li Cumhurbaşkanının “Kenar ilçenin başkanı” diye dalga geçtiği Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, koskoca Meclis Başkanı, AKP’nin ağır toplarından Binali Yıldırım’ı yaklaşık 30 bin oy farkıyla mat etmişti!..

AKP bu durumu kabullenemiyordu; “Hiçbir şey olmadıysa bile mutlaka bir şey oldu” türünden abuk subuk açıklamalar, YSK’yı abluka altına alıp ilçelerde defalarca oy sayımına gitmeler filan derken, oy farkı 13 bine kadar düşürülmüştü ancak daha fazlası olmuyor, fark bir oy bile gerilemiyordu!

Sonrasında, ne yapıldı, edildi, dünya demokrasi tarihine geçecek bir YSK kararıyla İstanbul’da yalnızca “Büyükşehir seçimi” iptal edildi, ilçe belediye ve meclis seçimlerine dokunulmadı, iptal edilen kısım için yeniden seçim kararı alındı!

Yani, büyükşehirde “bir şeyler olmuş”, diğerleri gayet “namuslu” geçmiş diyordu, YSK’nın 7 üyesi!..

Bu arkadaşlar tarihteki mümtaz yerlerini aldılar tabii… İstanbul Büyükşehir seçimi yeniden yapıldı. AKP’nin tüm üst düzeyi sahaya indi. AKP’li Cumhurbaşkanı, tüm gücüyle mitingler falan düzenledi; öyle ki, Belediye Başkan Adayı Binali Bey mikrofonu eline alıp “Ben sizleri daha fazla meşgul etmeyeyim, Sayın Cumhurbaşkanımızla baş başa bırakayım” filan bile dedi!

Yetmedi, seçime iki gün kala İmralı’daki terörist başının mektubu televizyonlarda okutuldu… Bu da yetmedi, kırmızı bültenle aranan terörist başının kardeşi TRT ekranına çıkarılıp “Aman Millet İttifakı’na oy vermeyin” filan diye Kürt yurttaşlarımıza karşı konuşturuldu! Peki sonuç?

Binali Bey bu kez 806 bin oy fark yedi!..

13 bin farkla “topal ördek” muamelesi görecek olan İmamoğlu, halkın büyük desteği ile koltuğuna geri döndü! Kim verdiyse iyi akıl vermişti; şayet ilçe başkanlıkları ve Meclis seçimleri de yenilenseydi toptan rezil olacaklardı!

-Ancak yine de ders almıyorlardı!

Bu kez belediye meclislerinde engellemeler, CHP’li büyükşehir belediyelerinin yetkilerini tırpanlamalar son sürat sürüyor, başkanları çalıştırmamak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlardı…

-Ne yaptılarsa olmadı, başkanlar çalıştılar ve halkla gönül ilişkisi kurmayı başardılar!

Anlaşılan ders yetmemiş!

5 yıl böyle geçti…

Tek adam rejimi altında inim inim inleyen, her geçen gün daha da yoksullaşan, açlıkla sınanan emeklisi, emekçisi, memuru, genci, kadını, çocuğu her gün hakaret ettikleri, iftira yağmuruna tuttukları başkanların desteğiyle hayata tutundular!

Bir zamanlar “mağduriyet”edebiyatı yapanlar “mağrur” olmanın, tepeden bakmanın çekici gücüne kapılınca halkla aralarındaki o son bağ da koptu… Baktık ki, oy istedikleri insanları azarlamaya, “İsrail’e ticaret utancını durdurun” diye haykıran, pankart açan insanları dahi gözaltına almaya başladılar!

Ancak, bir de madalyonun diğer yüzü var; artık eski “cicim günleri” yok, kendi tabanı da dahil, her yaptıkları seçmen tarafından izleniyor, herbiri not ediliyor… Eğer inanmıyorlarsa İstanbul seçimini bir kez daha incelesinler bence…

-800 bin fark, dikkatle bakar ve de görürlerse çok şey anlatacaktır!

Ancak, başlıkta da söylediğim gibi nafile, ders alma devri çok gerilerde kalmış!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp