Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

15/03/2024

Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları!

Bu iktidarın 19 yıllık yönetimi sırasında en başarılı olduğu konu nedir sizce?

Bana sorarsanız, açık ara “algı yönetimi” derim! En başarısız oldukları hatta “batırdıkları” konularda bile “kitle imha silahı” olarak başvurdukları algı yöntemlerini gerçekten parmak ısırtacak denli başarılı kullandılar, kullanıyorlar!

Tabii bu konuda, “tarihin çöplüğüne” atılana dek, solcu eskilerinin, liberal döneklerin engin destekleri de unutulmamalı; birbirlerine çok şey öğrettiler, çok faydaları dokundu!

Mesela, birkaç yıl önceki o meşum olaya bakalım; 14. Ağır Ceza Mahkemesi CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’na verilen cezanın hak ihlali olduğunu ve yeniden yargılanması gerektiğini oy birliği ile karara bağlayan Anayasa Mahkemesi’ni tanımayarak yeniden yargılamayı reddetmişti!

14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, en yüksek yargı mercii olan, aldığı kararlar yasama, yürütme, yargı dahil her Türk yurttaşını bağlayan Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımaması, o ağızlarda çok dolaşan “Darbe” durumuna en uygun eylem olarak tarihe kazınmıştı!

- Bir yerel mahkeme TC Anayasası’na karşı eylem yapmıştı!

AYM’nin ışıklarını Genelkurmay’ın ışıklarına benzetmek!

Aynı günün akşamı iktidarın pek seveceği, algı yöntemlerine çok uygun bir olay meydana geldi!..

13 Ekim gecesi Anayasa Mahkemesi Üyesi Engin Yıldırım AYM binasının fotoğrafını sosyal medya hesabında kullanarak, altına da şunu yazmıştı:

- Işıklar yanıyor!

İçişleri Bakanlığı da, buna karşılık bakanlık binasının fotoğrafını paylaşarak şu karşılığı verdi:

- Işıklarımız hiç sönmüyor!

Peki ne olmuştu böylece? Ertesi gün manşetler, TV programları, iki mahkeme kararına odaklanacakken, tüm gözler bu yeni duruma çevrilivermiş, iktidarın “algı yöntemleri” anında ve başarılı şekilde devreye girmişti...

- AYM’nin ışıkları gündemin tepesine oturmuş, iki mahkeme kararı karartılmıştı!

Adaletin ve Anayasa’nın “iğfal edilmesinin” üstü bi güzel örtülmüş, AYM “darbecilik safsatası” ile bir kez daha hedefe oturtulmuş, Devlet Bahçeli’nin “AYM yeni hükümet sistemine uydurulsun, Divan-ı Ali kurulsun” çıkışı bir kez daha gündeme getirilmişti!

Anayasa Mahkemesi Üyesi Yıldırım alenen “darbeci” olarak yaftalanmış, yanaşma bir gazete o üyeyle ilgili olarak şu başlığı atmıştı:

- Eşkali sünepe haşhaşilere benzeyen AYM Engin’e sözümüzdür: Seni o bayrak direğine asarlar...

Durum iyice dallandırılıp, budaklandırılmıştı;  AYM, “Şahsi paylaşım kurumsal görüşümüzü yansıtmaz” demişti olmamıştı, Üye Yıldırım, “Aklımdan öyle bir şey geçmesi mümkün değil, kastımı aştım özür dilerim” demişti, yine olmamıştı!

- Zaten hedefteki AYM’den “Tanrılar kurban istiyordu!”

10. Cumhurbaşkanı ışıkların neden açık olduğunu anlattı!

AKP’li kurmaylar salvo atışına başlamışlardı bile.

AYM yerden yere vuruluyor, hiç kimse, “Yahu AYM’nin 16 üyesinden 15’i AKP döneminde atandı” diye düşünmüyordu!

Sonunda AKP’li Cumhurbaşkanı konuştu, “Çok talihsiz bir açıklama. AYM Başkanı ve heyeti düşünmeli... Gereğini de onlar yapmalı” dedi!

Televizyonlarda aynı kişiler, her konuda olduğu gibi bu konuda da entelektüel birikimlerini sergileyip, AYM ışıkları ile genelkurmay ışıklarını bile karşılaştırdılar!..

Sonunda yıllardan beri hiçbir polemiğe girmeyen Anayasa Mahkemesi eski Başkanı ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’a konuşarak ışıkları açık olma sebebini aynen şöyle anlatmıştı:

- 13 Ekim Ankara’nın başkent oluşunun 97. yılıydı, bu yüzden tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ışıkları açıktı!

Yaa, işte böyle; Işıkların Ankara’nın başkent olması şerefine o gece açık bırakılması bir gelenekti! Bir bardak suda fırtına kopartılmış, günlerce bir AYM üyesi üzerinden “cellatlık” denemeleri yapılmıştı... Bu suçlamalara çanak tutanların bu geleneği bilmemesi mümkün müydü peki? Bence hayır! Ama ne gam:

- İstediklerini almışlardı ya, mühim olan da oydu!

O günlerden bugünlere millete yedirilen “algıları” düşününce artık hiç şaşırmıyorum...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp