Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

08/04/2020

“Soyan dışarıya yazan içeriye!”

AKP-MHP marifetiyle hazırlanan “dilediğine af” yasa tasarısı dün itibariyle TBMM’de görüşülmeye başlandı…

Geçen hafta bu konuda bir yazı yazmış, “Bu pilavın daha çok su kaldıracağını” anlatmış, son anda bile bir önergeyle tasarıya akla hayale gelmeyen şeyler sokuşturulabileceğine dikkat çekmiştim…

Aynen öyle oldu!

TBBM Adalet Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilen infaz paketinde, Koronavirüs nedeniyle yıl sonuna kadar “izinli sayılacak” hükümlüler arasına kapalı cezaevinde kalan “cinsel suçlar” ya da “kasten öldürme”den mahkum olanların da bi güzel sokuşturulduğu ortaya çıktı!..

Önerge AKP’den geldi; kapalı cezaevinde yatan ve açık cezaevine geçmesine bir yıl kalan hükümlüler 31 Aralık 2020 tarihine kadar izinli sayılabilecek. İzin hakkından terör ve darbe gibi devlete karşı suç işleyenler yararlanamayacak…

Bitmedi; beş AKP’linin imzasıyla verilen ve muhalefete söz dahi verilmeden oylanarak kabul edilen önergede cinsel suçlulara, katillere, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, gasp gibi suçlardan hüküm giyenlere yapılan başkaca güzellikler de var! Bu suçlulardan “iyi halli” olanlar, eğer açık cezaevlerine ayrılmalarına bir yıl kalmışsa hemen gönderilecekler. Ayrıca bu hükümlüler de diğerleri gibi izne çıkarılacak, Adalet Bakanlığı, bu izni toplamda altı aya kadar uzatabilecek!

Durun, daha yeni başladık; Avukat Hülya Gülbahar’a kulak verin, bakın ne diyor:

Bu durum, hiçbir koruyucu tedbir alınmaksızın kadınlar ve çocuklar açısından hatta belli noktalarda toplum açısından risk oluşturan tüm adli suçluların salıverilmesi anlamına geliyor!..

Ne demek bu peki? Mesela Berfin Özek adlı genç kadının yüzüne asitli saldırıda bulunan kişinin aftan yararlanması demek! Fiziksel ve manevi yaraları kapanmayan kadının o saldırganı aniden karşısında bulması demek!

Kısacası bu gibiler salıverilecek, gazeteciler, avukatlar, hak savunucuları içeride kalacak demek!

“İnfaz düzenlemesi değil örtülü af!”

CHP, bu “adaletten, vicdandan uzak” tasarıya karşı çıktı doğal olarak…

Kemal Kılıçdaroğlu değerlendirme yaparken çok doğru iki örnek verdi… Böyle bir düzenlemenin vicdan yoksunluğuna dikkat çekti ve şöyle dedi:

Yolsuzluğun kitabını yazan Murat Ağırel 3 yıl hapiste tutulacak, Ağırel’in kitabını yazdığı yolsuzluk sanıkları ceza almadan serbest kalacak. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez!..

Kılıçdaroğlu, devleti soyanları yazanların içeride, soyanların dışarıda olmasının kabul edilemeyeceğini belirterek şu uyarıyı da yaptı:

Bu düzenleme devletin kendi eliyle, yani Meclis yoluyla hırsızların heykelini dikme çabasına dönüşür!

İktidar ve küçük ortağının elbirliği ile Meclis’ten geçirmeye çalıştığı yasa, başka marifetleri de barındırıyor… Mesela Basın İlan Kurumu sopasıyla muhalif gazetelere ceza, havuz medyasına kıyak! Basın İlan Kurumu’ndan ilan almayan gazetelerin cezaevlerine girmesine de yasak getiriyor tasarı… İlan Kurumu kimin emrinde? İktidarın! Muhalifler kime karşı? İktidara! Peki, bu durumda, bu kurum bu gazetelere ilan verir mi?

Hadi bunu da siz bilin bakalım!

Muhalifler cezaevini tadacak!..

Öncelikle bilmemiz gereken şu:

Bu tasarı tutukluları, düşüncesinden, yazdıklarından, söylediklerinden dolayı hapse atılanları kapsamıyor!

Daha da beteri var; tasarı bu haliyle yasalaşırsa, en basit “suçlardan” ceza alanlar da artık cezaevini tadacak! Daha anlaşılır bir şekilde yazayım:

Özellikle sosyal medyada muhalif görüş açıklayanlar ya da iktidarın uygulamalarına karşı çıkanlar, AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın açıklamalarına eleştirel yorum yapanlara sıklıkla açılan soruşturma ve davalar neticesinde verilen cezaların büyük kısmı artık cezaevlerinde geçirilecek!..

Yani denetimli serbestlik, cezanın ertelenmesi gibi uygulamalara da elveda denilecek!.. CHP bu tasarıya karşı yazdığı muhalefet şerhinde aynen şöyle diyor:

Şu anda 300 bin civarında olan tutuklu-hükümlü sayısının çok kısa bir zamanda 500 binlere çıkması kaçınılmaz gözüküyor!..

Bu ülkenin namuslu, dürüst hukuk uzmanları bu tasarıyı “kabul edilemez” bulup, “Anayasa Mahkemesi’nden döner” şeklinde değerlendiriyor. Ancak burası “Yeni Türkiye!”, olur da yasalaşırsa, iktidar yüzbinlerce “yeni tutuklu-hükümlüyü” nerede ağırlayacak peki?..

Şili’de stadyumlar kullanılmıştı!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp