Adı: İgor Vasilieviç Kolomoyskiy…

Ukrayna’da bir yahudi ailesinin çocuğu olarak 1963’de doğdu… İlkokuldan itibaren eğitim hayatını parlak başarılarla sürdürdü… İlk milyonunu Sovyetler Birliği’nin çöküşü esnasında kazandı…

Aşırı milliyetçi olarak kayıtlara geçti. Örneğin “Turuncu Devrim” esnasında uluslararası spekülatör George Soros’la birlikte başrol oyuncularından biriydi! Ukrayna Milliyetçi Hareketi’ne her yıl milyonlar akıtıyor. Yuşçenko ve Timoşenko gibi zirveye oynayan siyasetçilerin başlıca finansörü de oydu!

Kurduğu Privatbank’ı 5 milyar dolar hortumladığı gerekçesiyle banka kamulaştırıldı. İgor Vasiliyeviç Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kaldı. Ukrayna ile birlikte İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşı. İşlerini İsviçre’deki merkezden idare ediyor, çoğunlukla ABD ve İsrail’de yaşıyor…

Kara para aklamadan, rüşvet ve adam kaçırmaya hatta cinayete kadar bir dizi yasadışı suçlamayla itham ediliyor. Bugüne dek bu tür suçlamaları sürekli olarak reddetti.

–Lakabı “Karanlık Oligark” olan Kolomoyskiy’nin 2019 erken seçimlerinde tüm gücüyle desteklediği yani finansörü olduğu kişi ise Volodimir Zelenskiy’di!

Oligark’ın desteklediği “Kahraman” devlet başkanı!

Burada hikayeyi biraz geriye sarmamız gerekiyor…

Volodimir Zelenskiy, Ukrayna’nın sevilen, izlenen komedyenlerinden biriydi. Ancak, 1+1 TV’de “Halkın Hizmetkarı” isimli televizyon dizisiyle bir anda halkın büyük sevgisini ve desteğini kazandı.

Dizide, kaderin bir cilvesiyle, yolsuzluğa karşı küfür kıyamet öfkesini haykırdığı bir video kaydı milyonlarca beğeni toplayınca devlet başkanı seçilen mütevazı bir tarih öğretmenini canlandırıyordu. Politikadan hayal kırıklığına uğramış Ukrayna halkı bu hikayede kendisini bulmuştu.

Zelenskiy ise inanılması güç bir şekilde hayallerin başkanı oluvermişti!

Dizi sürerken Ukrayna’da erken seçim kararı alındı. 2019 yılbaşı gecesi, seçimlerden yalnızca 3 ay önce dizisinin oynadığı kanalda canlı yayına çıkıp devlet başkanlığına aday olduğunu ilan ettiğinde dünyada büyük şaşkınlık yarattı. Şu soru soruluyordu belli başlı gazete ve televizyon kanallarında: “siyasetle ilgisi bir televizyon dizisiyle sınırlı bir komedyen bu işi başarabilir mi?” Ancak perde arkasında işler böyle yürümüyordu:

–Öncelikle 1+1 TV’nin sahibi ünlü oligark Kolomoyskiy’di!

Zelenskiy’nin seçim kampanyası, lojistik desteği, güvenlik planlaması tümüyle onun parasıyla yapılıyordu! Öyle ki, Zelenskiy’nin hukuk müşavirliğine atadığı kişi bile Kolomoyskiy’nin kişisel avukatıydı!

Partisinin adı dizisinin adıydı: “Halkın Hizmetkarı” Başkanlık seçimi kampanyasında siyasette temizlik ve doğu bölgelerine barış getirmeyi vadetti. Zelenski, seçimleri 73.2 gibi ezici bir çoğunlukla kazandı. Ukrayna halkı ne
“Karanlık Oligark” söylemlerine ne de yeni başkanın politik bilgisizliğine bakmış hatta bunu avantaj olarak bile değerlendirmişti!

Aradan 3 yıl geçti. Zelenski, o makamda pek varlık gösteremedi. Verdiği sözleri tutmadı. Oligark ile ilişkileri ise sorgulanmaya başlandı. Hatta bazı çevreler daha da ileri giderek şu soruyu gündeme getirdi:

–Devlet başkanı Zelinski mi yoksa Kolomoyski mi?!.

O zaman “kahraman kim?”

Yukarıdaki iki bölümde iki kişinin yaşamından kısa ama önemli kesitler okudunuz…

Bir komedi sanatçısının hayali devlet başkanlığından gerçek devlet başkanlığına geçişini, bu “Sinderella” hikayesinin ardında ise geçmişi epey karışık, kendi ülkesinden bile ayrılmak zorunda kalmış, dünyanın dört bir yanında büyük parasal güce ulaşmış bir oligarkın engin desteği olduğunu gördünüz, öğrendiniz…

Görebildiğim kadarıyla dünyanın ve tabii Türkiye’nin medyasında da Zelenski bir “kahraman” olarak selamlanıyor. Ancak kapalı kapılar ardında neler yaşandığı, Kolomoyskiy’e neler sunulduğu, hangi avantajları elde edip etmediği de soruluyor. Hatta aslında iplerin onun elinde bulunduğu ile ilgili, iddialar havada uçuşmaya başladı bile…

Hangi iddianın gerçeğe daha yakın olduğunu, bir şekilde belki de yakın zamanda öğreneceğiz. Ancak ne olursa olsun bir oligarkın desteği ile iktidara uzanmanın ne kadar ahlaklı olduğu bir yana, böylesi bir durumdan özellikle sanatçıların, yazarların, akademisyenlerin “kahraman” çıkarmasını yadırgadığımı söylemeliyim… Savaş, tabii ki ahlak dışı, sivillerin ölümü ise cinayettir. Bir an önce durdurulması gerekir.

Ancak, bir soru sormak ve yanıtını da aramak hakkımızdır:

–Bu durumda öğrendiklerimiz ışığında kimdir o “kahraman?!.”