Top
30/11/2023

Atatürk’ün idama mahkum edildiği günler!..

Ankara'da, Milli Meclis'in açılmasından hemen sonra, 11 Mayıs 1920'de, Kuvayı Milliye'nin lideri Mustafa Kemal Paşa idama mahkum edildi. Sultan Vahdettin, idam kararını onayladı. İki hafta sonra İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi, Halide Edip Adıvar gibi Milli Mücadele yolculuğuna Mustafa Kemal Paşa'nın yanında  katılanların bazıları daha idama mahkum edildiler.

Vahdettin, bu kararları da hemen onayladı.

★★★

Şevket Süreyya Aydemir, “Tek Adam” adlı kitabında Mustafa Kemal Paşa'nın yaşadığı hayatının en sıkıntılı günlerini şöyle anlatır:

“Ankara dışında, bir tepenin üzerinde iki katlı, soğuk ve çıplak okul binasına kapanarak, gece gündüz didinen, çaba harcayan bu Tek Adam, o günlerde denilebilir ki, kaderiyle tek başına boğuşuyordu. Ne askeri, ne de ordusu vardı. Dünyanın en büyük devletlerine karşı çıkmıştı. Padişah onu asi ilan etmiş, başını getirenlere ödül koymuştu. Anzavurlar, Gavur İmamlar, Gürcü, Abaza, Çerkez Beyleri ayaklanmışlardı. Yerli-yabancı casuslar ortalıkta kol gezmekte, her taşın altında bir yılan kaynamaktaydı. Hilafet Ordusu'nun bildirilerini, isyan bölgelerinde; İngiliz konsoloslar, Ermeni doktorlar, Rum komitacıları dağıtmaktaydı…

Mustafa Kemal Paşa ve yanındakilerin barındıkları Ankara Ziraat Okulu'na, dört yandan azgın bir kin ve düşmanlık dalgası gelmekteydi….”

★★★

Halide Edip ise cendere içinde geçen o sıkıntılı günlerden şöyle söz eder:

“Genellikle birkaç saat uyuyabilmek için sabahın erken saatlerinde odalara çekilirdik. Fakat uyumak mümkün olmazdı. Hilafet Ordusu mensuplarının ne zaman bizim yerimizi de basıp, yatağımızda bizi boğazlayacağını tahmin edemiyorduk. Hepimiz yorgunluktan bitkin haldeydik. Mustafa kemal Paşa'yı o günlerdeki kadar yorgun, üzgün ve bazen de ümitsiz görmüş değilim…”

★★★

Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz İstihbarat Subayı olan H.C.Armstrong ise anılarında şunları anlatır:

“Mustafa Kemal sırtını duvara vererek dövüştü. Sık sık hasta oluyordu. Böbreklerindeki sorun nedeniyle, zaman zaman büyük acılar çekiyor ve ateşleniyordu. Yaşamı sürekli tehlike altındaydı. Ankara çevresindeki köyler birer birer Hilafet Ordusu'na katılmaya başlamışlardı. Ziraat Mektebi'nin her an basılma ihtimali vardı. Bu durumda kuşkusuz linç edilerek öldürülecekti. Nöbetçiler geceleri çevrede kuşkulu kişiler görüyorlardı. Mustafa Kemal ve Albay Arif, giysilerini çıkarmadan uyuyordu. Arif akşamları uyuyor, daha sonra Mustafa Kemal'in uyuduğu sabah saatlerine kadar nöbet tutuyordu. Avluda dizginleri hazır, eyerlenmiş ve yalnızca kolonlarının sıkıştırılmasını bekleyen atları, bir mahmuz darbesiyle Sivas'a doğru yola koyulmak üzere hazır bekliyordu. Halide Edip, silah kullanmayı öğrenmişti. Adnan (Adıvar) yanında zehir bulunduruyordu. Padişahın adamlarının yakaladıkları millicilerin tümüne yaptığı işkenceyle karşılaşmaktansa, zehri kullanmayı tercih edeceklerdi.

Mustafa Kemal, köşeye sıkışan soylu bir kurt gibi dövüştü…”

★★★

İşte düşmanların savaş gemisiyle yurdundan kaçarken, beraberinde sandık dolusu mücevher, 3.000 Osmanlı altını, Saray erkanı ve haremini götüren Mehmed Vahdettin'in, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Milli Mücadele kahramanlarına bakış açısı buydu!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp