Doğru olan buydu: İstifa!
Onlar artık “Bakan” değil “Baba” idiler. Oğulları büyük yolsuzlukla suçlanan Bakanların, davanın selameti bakımından görevde kalmamaları gerekiyordu…
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar (geç de olsa) istifa ettiler…
Buraya kadar her şey normal… Ancak, bakanlıktan da, milletvekilliğinden de istifa eden Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar‘ın sözleri, öyle kolay kolay atlatılacak bir sarsıntı değil!
Suçlanan, en tepedeki adam: Başbakan Erdoğan!
Bayraktar “Başbakan'ın da istifa etmesi gerekir!” dedi, nedenini şöyle açıkladı:
“Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın onayıyla yapıldı. Başbakan'ın da istifa etmesi gerekir!”
Müthiş bir söz! Burada, asıl üzerinde durulması gereken konu, Başbakan Erdoğan‘ın müstafi Bakanlara baskı yapıp “Beni rahatlatacak bir açıklama yapın!” demesi…
Diğer iki Bakanı bilmem ama, Erdoğan Bayraktar dişli çıktı ve isyan ederek dedi ki:
“Başbakan'ın, rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa edin ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayın' şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum! Soruşturma dosyasındaki imar planlarının büyük bölümü onun onayıyla yapıldı. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyorum.”
Doğrusu, şaşırtıcı bir durum! Peki, Başbakan istifa eder mi? Etmez! Tam tersine, yine bağırır, çağırır, insanları suçlar!
Onun her zamanki taktiği ve memleketimizin hali pür melali bu!