Top
05/05/2023

Aldatılmamayı öğrettiler!

Edebiyatçılar, kadınlara şairlik payesini bahşetmekte çok cimri olsalar da şarkıcı ve söz yazarı Fatma Sezen Yıldırım, bu çağın kadın şairidir. Öğretmen bir babanın kızı olarak Denizli'de doğdu. Aslen Rizeli. Ege Üniversitesi'nde Ziraat Mühendisliği okurken bıraktı. O da mı kim? Bizim Sezen! Sanatçı-Şair Sezen Aksu. Bir başka Rizeli hemşehrisi Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünlerde seçim meydanlarına, “Bu sevda ne yollara sığar, ne meydanlarda” coşkusuyla kürsüye çıkıp, ‘Aldatıldık, aldatıldım' diye yılların günahını çıkarıp, af dileyip, ağlamıyor. Milletin bahşettiği koltuklarda oturup, aldatan veya aldatılan olmanın faturasını kurduğu istibdat rejimiyle millete de kesmiyor.

UFALANA UFALANA

Hayatın her alanında, geleceğe dair umutların un ufak edilişinin bedelini Sezen Aksu, “Aldatıldık” şiirinde nefis cümlelerle tek tek sıralıyor. “Bize neler neler öğrettiler?” diye sorup, “Sevda böyle değil, dünya böyle değil” diyerek cesur bir kadınına yakışır onurlu duruşla itiraz edip, “Ne masallar, ninniler dünya üstüne” diye hayatı sorguluyor. “Ufalana ufalana kaç kuşak, eridik bu yollarda. Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta” diyerek saplantılı her aşka sanatçı titizliğiyle bir hekim gibi neşter vuruyor. “Bize saadet nasip şimdi” çağrısıyla gelecek güzel günlere sahip çıkma kararlılığının ebedi reçetesini yazıyor.

HEDEF ATATÜRK'TÜ

Cumhuriyetin 100 yılının 22 yılında iktidar olan AKP, bu şiirdeki gibi, “Aldattı mı? Aldatıldı mı?” iyi sorgulamalıyız. “Sevda, aşk, aldatıldık” diyerek yıllardır ağlaşıp, oy devşirdiler. Fetocular, totocular derken onlar hep aldatılanları oynadı. Şimdi de derslere cübbeli sarıklıları sokup, yıllar sonra yine “Aldatıldık” derlerse hiç şaşırmayın! Milli Eğitim Bakanlığı'nı hatta cumhuriyeti bile daha kurmadan, 1921'de cepheden gelip I. Maarif Kongresi'ni toplayıp, cumhuriyetçi nesilleri yetiştirme hedefli bir eğitim sistemi kurma sorumluluğunu öğretmenlere veren Atatürk'ü kimse aldatamadı. Kurtuluş Savaşı bitince, cehalete savaş açtı. Cumhuriyetin, kalkınma ve bireylere fırsat eşitliğinin temelleri, devrimin laiklik ilkesi ile atıldı.

KIRILMAZ KANATLAR

Türkiye'de şu anda ilkokuldan üniversiteye 29.5 milyonu öğrenci, 1.5 milyon öğretmen-akademisyen var. Aileleriyle en az 60 milyon yurttaş eğitim çatısı altında toplanıyor. Siyasal iktidarın, 22 yıldır eğitimde attığı her adım 84 milyonluk nüfusun tamamının yaşamını etkiler. AKP, cumhuriyetçi, laik, demokrat, tarikat karşıtı öğretmenlere ipe sapa gelmez soruşturmalar açıp, Sezen'in, “Kolu kanadı kırık kuşlar” dizesindeki gibi cezalandırdı. MEB'in yönetici kadroları ve 72 bin okulda yönetici koltuklarına atanan yandaş sözde eğitimcileri (!), siyasi ajanı gibi kullandı. Atatürkçü öğretmenleri yıldırıp, sindirip, susturmayı umsalar da başaramadılar. Bize neler neler yaptılar?

500 BİN SORUŞTURMA

Hayatının 45 yılını eğitime adadı. Köy okulu öğretmenliği, Eğitim Sen Genel Başkanlığı yaptı. Hâlâ TBMM Eğitim Komisyonu üyesi ve CHP Ankara Milletvekili Öğretmen Yıldırım Kaya araştırdı. İnanılması güç olsa da cumhuriyet tarihinde bir rekora (!) imza atan AKP, 22 yılda tam 500 bine yakın öğretmene soruşturma, inceleme, dava açıp, cezalandırıp, sürdü. Bu sayı halen MEB kadrosundaki 1.1 milyon öğretmenin yarıya yakını ve Türkiye'de Ağrıdan Ardahan'a 81 ilden tam 42'sinin ayrı ayrı nüfuslarını geçiyor. MEB'in 2023 bütçesinin 297 milyon lirası teftişe ayrıldı. Bugünlerde oy için kapısını çaldıkları Alevi okul müdürüne, “Bu zaten Aleviymiş” diyerek, bile soruşturma açıp, görevden aldılar. Halen 24 bin 247 dava, inceleme, soruşturma sürüyor. Bu parayla kaç okul yapılacağını varın siz hesaplayın.

SİZİ GİDİ ŞİRİNLER!

Eğitimdeki, aldatma ve aldatılmışlık hallerinin açtığı derin yaraları sarmaya, iktidar değişikliği yetmez. AKP'nin 22 yıldır yaptığı gibi eğitim, ithal eğitimcilere ve patronlar kulübüne teslim edilirse cumhuriyetin ikinci yüzyılında ‘Milli' bir eğitim inşa edilemez. İşitiyorum ki; Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı'yla iç içe geçmiş, ideoloji yoksunu eğitimci Şirinler (!), “Kim seçilirse seçilsin, Milli Eğitim Bakanı ben olacağım” diye ortalıkta dolaşıyor. Sizi gidi Şirinler sizi (!) Belçikalı Pierre Culliford'un yazdığı Şirinler'in, yerli ve milli olmadığını bilmez misiniz? Eğitime, Araplaşmayı entegre edenlerle, Amerikancılığı entegreye niyetlenen ithal bir bakanın farkı olmaz. Aldatan kadar aldatılanın da suçu yok mu? Milletin çocuklarının, ‘Kolu kanadı kırık kuşlar' gibi eğitimsiz, işsiz güçsüz kalmaması için her şirinlik yapana aldanmayın kardeşim!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp