Top
Soner Yalçın

Soner Yalçın

syalcin@sozcu.com.tr

27/10/2023

Kayıp aranıyor

Yalçın Küçük (d.1938)…

Devlet Planlama Teşki­latı'ndan ayrıldıktan sonra ABD'ye Yale Üniversi­tesi'ne gitti. Ardından mülakatı kazanarak Dünya Bankası'nda çalıştı.

Dönüşünde ODTÜ'de öğretim üyeliği yaptı. Ardından İngiltere Birmin­gham Üniversitesi'n­de bulundu. Burada yaptığı Sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı. Bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkum edildi!

Yalçın Küçük, 12 Mart 1971 askeri darbesinin de hışmına uğradı:

-“30 Ağustos tarihin­de ODTÜ'deki öğretim üyeliğinden uzaklaştırıldım. Yaş haddinden dolayı değil. Siyasal olarak haddini bilmemekten! Yurt dışına çıkmayı düşünmedim. Türkiye'de kalmayı tercih ettim…”

1973 yılında 36 yaşında askere alındı, Kıbrıs Sava­şı'nda bulundu, Gazi oldu.

Askerlik bitince Cumhu­riyet gazetesi ekonomi servisini yönetti, makaleler yazdı. Gazeteden ayrıldık­tan sonra yazılarını, “Yeni Bir Cumhuriyet İçin” başlıklı kitabında topladı.

Kitabın çıkışı 12 Eylül 1980 askeri darbesine denk geldi; kitap topla­tıldı, Yalçın Küçük hapse atıldı. Suçu; “Türkiye'nin Marksist düzene geçmesi özlemi sergilenmek” idi!

★★★

Dava, 3 Ekim 1980 tarihinde açıldı ve 14 Mayıs 1987 tarihinde, Askeri Yar­gıtay Daireler Kurulu'nun, Selimiye Askeri Mahkeme­si'nin verdiği mahkûmiyet kararını onaması ile son buldu. Hükümde “suç” şöyle açıklandı:

-“Sanık Yalçın Kü­çük şeytana pabucunu ters giydirecek ka­dar kıvrak zekaya ve dü­şüncelerini karşısındakilere kolaylıkla, rahatlıkla anlata­bilecek, onları en azından kendi düşüncesi paraleline getirerek aynı düşünce tarzını rahatlıkla, kolaylıkla onlara aşılayabilecek ve hiç olmazsa kendi görüşleri, düşünceleri simgesinde onları düşünmeye sevk edebilecek tarzda üsluba, yeteneğe malik bulunmak­tadır.”

Nerede bizim, “şeytana pabucunu ters giydire­cek” aydınlarımız? Ne oldu onlara?

Yalçın Küçük “Davala­rım” kitabında yazdı:

– “Tahliye olacağım gün bir insanın tekrar tutuklan­ması ağır darbedir; yıkıla­bilir.”

İktidarlar bunu hep yapıyor. Çok az aydınımız baskılara boyun eğmedi.

Yalçın Küçük, tahliye olur olmaz Aziz Nesin ile birlikte askeri darbeye karşı mücadele bayrağı açtı.

Toplumsal Kurtuluş” dergisini çıkardı, hep yargı­landı, hapis yattı. Vs.

Şuraya geleceğim:

★★★

Yıkılan aydınlar ülkemiz­de neyin çürümesine neden oldu?

Sormamın sebebi, hakiki bir “Cumhuriyet” tartış­masının neden yapılamadı­ğıdır?

Sanırım yanıta ilk adım, aydın tartışması yap­makla başlanmalı. Çünkü:

12 Mart, 12 Eylül askeri darbeleri ve neoliberalizmin yarattığı “Üçüncü Yol” safsatası aydınımızı öldür­dü, toplumsal mücadeleden soyutladı. Mesela:

Herhangi bir bildiri için toplanan imzalara hiç destek vermedim. Yalçın Küçük mahkûm edildiği kitabında yazdı:

-“Destek sever ay­dının pratiği son derece pasiftir. Adı ve tipolojisi de buradan geliyor. Destek sever aydından yalnızca destek istenir. Buna alış­mıştır. Destek sever aydın Türkiye'de ne olup bittiği ile pek ilgilenmez. Gerek duymaz. Çünkü gerekli ola­nın kendisine bağlı olduğu pratik tarafından getirilece­ğine inandırılmıştır. Destek sever aydın at gözlüklü­dür…”

Aydınımız “moda” se­viyor; “Ah arkadaşlarımızı hapse attılar, çıkması için imza verir misiniz!”

Peki, “toplu ağlama ayin­leri”, ödül verme dışında neyi değiştirme mücadelesi, nasıl verilecek?

Moda hedef; Batıcı­lık oldu!

Geniş kitlelerin gönlünü okşayan, içeriğinden ko­parılmış popülist söy­lemleri, filmleri- videoları, şarkıları- türküleri yeterli buluyor aydınımız!

Türkiye'de en değer­li kavramlar metalaştı, değerleri yitirildi.

Aydınımız, bilgili değil artık…

Aydınımız, parlak zekâlı değil artık…

Aydınımız, sorun çözebi­len değil artık…

Karşı Devrim böyle kazandı…

Bakınız: Mucize arama­yacağız. İşe, geçmiş ilerici soruları yeniden sormakla başlayacağız: Hangi Cum­huriyet?

Cumhuriyet'in, kimse­sizlerin kimsesi olduğu gerçeğini asla unutturma­yacağız.

Cumhuriyet Bayra­mı'nız kutlu olsun.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları