Top
Soner Yalçın

Soner Yalçın

syalcin@sozcu.com.tr

07/11/2023

Hangi değişim

CHP genel başkanını değiştirdi.

Peki, “değişim” diyenler “kafayı” değiştirecek mi? Gramsci'nin anlamı sözü var:

-“İnsanı kafasından yakalayacaksın, kolu bacağı gövdesi nasıl olsa geriden gelir!”

Son kırk yıldır Türkiye'yi belli bir yere sürüklemek/ yozlaştırmak isteyenler, kişinin/ toplumun kafasını hedef aldı! Başardılar. Vasatlık-kalitesizlik ülkeye hakim oldu…

Kongrede “değişimciler” örgütlülüğü, örgüt görüşünün alınmasını öne çıkardı. CHP'nin nihayet teşkilatı hatırlaması alkışı hak ediyor ama şunu sormak zorundayız:

Örgütün “kafası” nerede? Örneğin:

Başta yeni genel başkan olmak üzere kongrede kürsüye çıkanlar, dededen-babadan bahsetti, atasının CHP'li kimliğiyle övündü. İtirazım yok. Ancak aklıma şu geldi:

-Aile aidiyeti ile CHP'li olmanın zararı da var. Keşke okuyarak- bilerek, pratiği yaşayarak CHP'li olsalardı! Bir anımı anlatayım:

Hürriyet'te pazar günleri tarih yazıları kaleme alıyordum. CHP'nin 1935'teki dördüncü kongresinde alınan “kadınların başörtüsüne dokunulamaz” kararını yazdım. (30 Kasım 2008)

CHP üst düzey yöneticisi telefon etti:

Yazınız için teşekkür ederim, bunları bilmiyordum!

Türkiye yıllardır başörtüsünü tartışıyor ve CHP üst düzey yöneticisi bu konuda partisinin tarihsel kararını bilmiyor!

Devrik Kılıçdaroğlu'nun farkı yoktu…

★★★

Kılıçdaroğlu ısrarla şu sözü etti:

-“Biz getirdik, ne yaptık; başörtüsünü Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik…”

Tarihini bilmeyen devrik genel başkan, CHP'yi sürekli kusurlu- kabahatli göstermeye çalıştı! Başörtüsünün ülke gündemine yoğun gelmesi 12 Eylül askeri darbesiyle oldu. CHP kapalıydı. Daha gerilere gidersek, CHP, MSP ile koalisyon yaptığında, her Müslüman'ı yobaz görmenin “tarihi yanılgı” olduğunu açıkladı.  Vs. Vs.

CHP'ye inançsızlık aşıladı Kılıçdaroğlu. CHP'yi çürüttü. Tarihsel bağıyla ilişkisini kopardı çünkü! Kılıçdaroğlu'nun “Y-CHP” dediğinin, kurucu değerler ile hiçbir bağı yoktu.

Bu “kafayı” analiz etmek gerekiyor. Çünkü mesele salt vasatlık değil, yıkımın taşeronuydu bunlar…

Evet, kongrenin asıl neyi değiştirmek istediğini politik açıdan değerlendirmek şart. Bakınız:

Partiyi, toplumsal yapının neresinde olduğunu gösteren (dünyayı algılayış biçimi vs.) ideolojidir.

İdeoloji, iktidar olduğunuzda partinizin hayata geçireceği çözümlerin kaynağıdır. Yani:

İdeoloji tartışması yapılmadan değişim gerçekleşemez. Muhalefet ruhu teorisiz- pusulasız olmaz.

Dediğimi açayım:

★★★

CHP'nin yapı taşı genetiği anti emperyalizmdir.

Sırf AKP iktidarına karşı çıkmak adına CHP -mesela- emperyalizmin Türkiye'yi/Ortadoğu'yu bölme projesi olan Suriye kuzeyinde yapay devlet kurulmasına örtülü destek verebilir mi? Kılıçdaroğlu -ve dış politika danışmanı Ünal Çeviköz'ün- Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Azerbaycan, Ukrayna vs. siyasi duruşlarının CHP tarihi ile bağdaşır yanı var mıdır? (Düşünün, Kemal Bey seçimi kazansa Çeviköz'ü dışişleri bakanı yapacaktı!)

Kafa” dediğim budur. İşte… Asıl değişim, bu tür tarihsel duruş ile kendini gösterir.

Politik mücadelenin kime karşı, kiminle yapılacağını “açık kafa” belirler.

Kılıçdaroğlu “kafası” o kadar karışıktı ki, Ukrayna-Rusya krizinde iktidar, İnönü'nün 2. Dünya Savaşı'nda yaptığı “aktif tarafsızlığı” uygularken, Kılıçdaroğlu “Ukraynacı” oldu!

CHP, Kemal Bey döneminde günübirlik politikaların, bir gün taraf olduğuna yarın karşıt olan parti oldu.

Toparlarsam:

Bir partinin siyasal kimliğini; programı, örgütlenme yapısı ve kadrolarının niteliği belirler.

“Değişimin” ilk adımı; tarihsel ve toplumsal koşulları göz önünde bulundurarak, esaslı eleştiri- özeleştiri toplantıları yapmaktır.

Marks'ın dediği gibi, “Tarih, öldüreceklerinin önce gözlerini kör eder.”

Ülkemize “gözü açık” siyasiler lazım…

Salt isim değişimiyle “değişim” olmaz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları