CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, organize suç örgütlerinin para akladığını her fırsatta söylese de değişen bir şey olmadı. Olmazda. Çünkü, 2002 yılı sonunda iktidara gelen AKP'nin, 2003 yılı başlarında ilk çıkardığı “Nereden Buldun Yasası”nı kaldırmak oldu. Yani yurtdışından para gelsin de ne parası olursa olsun yaklaşımında bulunuldu.
Organize suç örgütünün elemanı para aklıyorsa, kendisine “Nereden buldun?” diye sorulmuyorsa, “vergi barışından” sorunsuz olarak yararlanıyorsa mesele yok gibi gözüküyor. İşte, seçimden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği bu konular, bazı olayların üzerine gidildiğinde haklılığını da ortaya koyuyor.
ÇİFT TABANCALI KORUMA
Organize suç örgütü yöneticisi olduğu, yurtdışına kaçacağı gerekçesiyle polis tarafından çıkışı engellenen Ayhan Bora Kaplan, korumalarla, zırhlı araçla dolaşıyordu. Koruması U.P ise gözbebeğimiz olan Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan emekli bir askerdi. İfadede tutanağına göre U.P. yakalandığında üzerinden iki tabanca çıktı. Bunların ağzına mermi sürülmüş olduğu da ifadede belirtildi. Bunun nedenini sorgucu, Ayhan Bora kaplan'a sordu. Nedenini şöyle açıkladı:
“Bu şahıs benim çalışanımdır. Kendisi emekli askerdir. Kendi can güvenliği için silah taşır. Askerlik yaparken teröristlerle karşı mücadele ettiği için biraz daha temkinli gezer.”
Ayhan Bora Kaplan, Esenboğa havaalanına zırhlı araçla giderken polis tarafından araçtan indirildi. Kaplan'ın bunun dışında plakası polis tarafından bilinen başka bir zırhlı araç da kullandığı anlaşıldı. Neden korumalı ve zırhlı araçlı olduğu sorulduğunda, Kaplan'ın cevabı, “Daha önce ben tehdit aldım. Bu nedenle kendimi korumak için zırhlı araç kullanırım. Adliyeye başvurdum ancak geri dönüş olmadı” oldu.
TELEFON ŞİFRESİNİ VERMEDİ
Şüpheli Bora Kaplan yakalandığında üzerinde bulunan telefon üzerinde, savcının talimatı üzerine polis ön inceleme yapmak istedi. Bora Kaplan'dan cep telefonun şifresini sordu. Kaplan, polisi gördüğünde kapattığı cep telefonunun şifresini polise önce söylemedi. İşin garibi koruması olan U.P de telefon şifresini vermeyip polisin çalışmasını engelledi.
Sorgucu şunu merak etti: “Cep telefonu şifresini neden vermek istemediniz? Cep telefonunuzda ne saklamaktasınız? Yürütülen soruşturma kapsamında bulunan suçlara ilişkin suç unsurları mı bulunmaktadır? Açıklayınız?”
Eğer telefon şifresi verilmiş olsaydı, Emniyet'in elinde bu kişinin telefon kayıtlarında kimler bulunduğu, kimlerle görüşmeler yapıldığı hemen anlaşılacaktı. Vermeyerek kayıtlar içinde yer alan “Ünlü isimlerin” kendilerini kurtaracağını düşünmüş olabilirler mi? Vermeyerek daha sonra telefon kayıtları üzerinde bir “Temizlik mi yapılacaktı?” moruları da akla geliyor.
Sorgunun devamında, Bora Kaplan'ın farklı bir şifre verdiği anlaşılıyor. Çünkü, “Ben telefonun şifresini söyledim ama açılmadı. Bir şey saklamıyorum” diyor. Kaplan, vermese bile polisin telefonun içerik incelemesini imaj alarak belirleyene kadar zaman kazanmak mı istedi?
ONLAR KUMARDAN KAZANDIKLARIM
Bu kişinin evinde arama yapıldı. 2 adet özel bankaya ait Bora Kaplan adına düzenlenmiş, açıklama kısmında “Varlık barışına istinaden” yazan, 6 bin 933 Amerikan Doları, 62 bin 400 Euro'luk dekont bulundu.
Banka tarafından Bora Kaplan adına düzenlenmiş açıklama kısmı boş olan 30 bin 731 bin TL, 31 bin TL, 480 bin ABD Doları tutarlarında üç dekont daha bulundu.
Sorgucu şunu sordu: “İkamet aramanızda ele geçirilen dekontlarda bulunan para transferlerini kimlere ve ne amaçla gönderdiniz? Göndermiş olduğunuz yüklü miktardaki parayı ne şekilde temin ettiniz? Bu para transferlerini açıklamasını yapınız.”
“YURTDIŞINDA NE KADAR PARANIZ VAR?”
Bora Kaplan'ın cevabı şöyle oldu: “Bu paraları yurtdışında casinolarda kazanarak değişik zamanlarda getirdim. Vergi barışında bankalara yatırdım.” Yani, Bora Kaplan, kumarda kazanmış, varlık barışı çıkınca bu paraları Türkiye'ye getirip bankaya yatırmış
O zaman sorgucu şunu soruyor: “İkametinizde ele geçirilen ve yurtdışında bulunan varlıklarınızın bildirim olduğu değerlendirilen belgeler ele geçirilmiş, yurt dışında ne kadar varlığınız bulunmaktadır? Bu varlıklarınızı hangi tarihlerde, hangi tutarlarda ve ne şekilde edindiniz? Detaylı açıklamanızı yapınız.” Bakalım cevabı nasıl olmuş:
“Yurt dışında varlığım yoktur sadece evraklarda yazan değişik zamanlarda kazandığım paralar vardı ve vergi barışı ile bankalara yatırdım ve beyan ettim.”
FİLM PROJESİNE 70 BİN EURO
Kaplan'ın iş yerinde yapılan aramada borçlusunun Burak T., alacaklısının Bora Kaplan olduğu 15/09/2023 ödeme günü olan 35.000 Euro tutarındaki senet, bir adet borçlusunun Burak B., alacaklısının Bora Kaplan olduğu, 15/09/2023 ödeme tarihli 900 bin TL'lik senet, bir adet alacak kısmında Pınar E., borçlu kısmında Bora Kaplan yazan sağ alt tarafında yırtıkları olan 50.000 TL tutarında senet bulundu.
Sorgucu, ismi geçenlerle hangi iş ve işlem karşılığında senet düzenlendiği soruldu. Burak T.'nin film yapımcısı olduğunu, yapacağı yeni projeye ortak olmak için toplam 70 bin Euro sermayeyi sağladığını, kazanılan paradan kendi payına düşen 35 bin Euro için senet buna istinaden düzenlendiğini, diğerlerinin et alış-verişleriyle ilgili olduğunu belirtti. Filmin, Ayhan Bora Kaplan'ın hayatını anlattığı da belirtiliyor.
ONLARA SORULUR MU?
Ayhan Bora Kaplan, ifadesinde aylık gelirinin 1 milyon TL olduğunu söylese de, kazancın bunun kat kat daha fazlası olduğu, bu kişinin faaliyetlerini bilenler belirtiyor. Sorguda önemli kişilerin isimlerinin geçtiğine iliştin basında haberler yayımlanıyor. Ancak o sözü edilen isimleri, savcılığa gönderilen emniyet sorgu dosyasında bulunmuyor. Bunu da Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'e sormak istedim. Ayrıca 6 polisin niçin tutuklandığını da Dinç açıklamalı.
O kişilere de “Nereden buldun?” diye sorulur mu? Bekleyelim, görelim…
