Top
31/05/2023

Şahlanıyoruz derken…

Bol keseden atmak kolaydı…

Hemen her seçimde bin bir vaat dinlemiştik…

Şahlanıyor, bolluğa ve refaha kavuşuyorduk.

Neler demişti sayın Erdoğan?

 2015 Hamdolsun şahlanıyoruz.

 2017 Ahdim var Türkiye'yi şahlandıracağım.

2019 Türkiye'nin şahlanışını Avrupa kıskanıyor.

2021'i şahlanış yılı yapacağız.

2023 Şahlanışa geçeceğiz ve Türkiye Yüzyılı başlayacak.
Böylece, şahlana şahlana bi hal olduk!

Ekonomide şaha kalktık… Yeni bir şahlanış döneminin kapılarını açıyoruz diye diye sanırım 2028'de de şahlanmaya devam edeceğiz.

★★★

Seçim öncesi yine bol keseden atılan bitmez tükenmez vaatler dinledik.

Şimdi verdiği sözleri nasıl tutacak, vaatlerini nasıl yerine getirecek, dediklerini nasıl yapacak, gerçekten merak ediyorum…

Yapabilirse tabii ki çok memnun olurum ama kesinlikle yapmayacağı kanaatindeyim.

Çünkü, devlet kasasında para kalmadı!

Ne var, ne yoksa hepsi seçim kampanyalarında harcandı, bitti.

Şimdi, gelsin yeni vergiler!

Uçan kuştan bile vergi istenirse şaşırmam!
Merkez Bankası sürekli olarak “karşılıksız para” basıyor. Bastıkça da enflasyon kamçılanıyor, ekonomi çöküyor.

Yakın bir gelecekte tüm milletin (iktidara oy verenler ve vermeyenlerin) çılgınlaşan fiyatlar karşısında dillerini yutup, feleklerini şaşıracaklarını düşünüyorum.

Gidiş hiç de parlak değil maalesef…

Keşke ekonomi bu işin ehli, liyakatli ellere teslim edilseydi de bu çöküntü yaşanmasaydı…

Eğer yanlış yolda gidiyorsanız, doğru yere varmanın mümkün değildir.

Dünya Sefalet Endeksi!

Muhterem halkımız, çektiği tüm sıkıntılara, ağlamalara, sızlanmalara rağmen, yıllardır süren yanlışlığı onayladı, ülkede düzenin değişmesini istemedi.
Oysa değişim olmadan, iyilik de olmaz…

Her şeye rağmen kurtulmanın çareleri var:

 Önce adalet sistemini değiştireceksin.

Herkesin yargıya inancını arttıracak adımlar atacaksın.

Yalnız içeride değil, dışarıda da güven sağlamalısın.

Ülkede güven ortamı yaratılmadıkça yabancı yatırım gelmesi mümkün değildir.

Hiçbir Avrupalı, Amerikalı, Kanadalı, Japon, parasını dipsiz bir kuyuya atmaz.

★★★

Yabancı sermaye gelmediği vakit, istihdam da üretim de artmaz.

Hangi yabancı, hukukuna güvenmediği bir ülkeye parasını yatırır ki?

Yatırmaz!

Yatırmayınca da ülkeye döviz girişi olmaz, işsizlik ve yoksulluk artar. İlaç bile bulamaz hale geliriz!

Sorunları çözmek için ülkede demokrasi, adalet ve güvenin sağlanması ilk şarttır. Bunlar yapılmazsa “Dünya Sefalet Ligi”nde yani sürünen ülkeler arasında yer almaktan kurtulamayız!

Prof. Steve Hanke'nin, İMF, Dünya Bankası ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine dayanarak hazırladığı “Yıllık Sefalet Endeksi”nde Türkiye'nin 10'uncu sırada yer alması üzücü, kahredici bir sonuçtur.

“Şahlanıyoruz” derken, sefalete düştüğümüzün göstergesidir bu!

Türkçe bilmeyen seçmenler!

Tüm haksızlıklara… Hukuksuzluklara… Baskılara… Suçlamalara… Korkutmalara rağmen Sayın Erdoğan ancak yüzde 52, yani 2 puan farkla seçimi kazanabildi.

Bu iki hayati puanın şöyle kazanıldığı belirtiliyor:

Yurt dışında, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika gibi ekonomisi güçlü ülkelerde yaşayan, Euro ile maaş alıp, Türkiye'deki hazin yaşama şartlarına uzak kalan Türk vatandaşları ile…

Sonradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılan ve Türkçe dahi bilmeyen Suriyeli, Afganistanlı, Iraklı, Katarlı, Afrikalı gibi sonradan olma seçmenlerin (yani ithal vatandaşların) kullandıkları oylardan oluştuğu ifade ediliyor.

Kendi ülkelerinde demokrasinin ne olduğunu görmeyen, bilmeyen  yabancılar Türkiye'nin kaderini belirledi.

GÜNÜN SÖZÜ

Para önden gidip insana bütün yolları açar. (Shakespeare)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp