Top
01/10/2023

Her adayda “Liderlik kumaşı” olmaz!

Siyaset dilimize Arapça kökenli bir sözcük daha girdi:

“MÜZAHİR…”
Ne kelime ama değil mi?
“Arka çıkan… Arkalayan… Yardımcı olan… Destekleyen” anlamına geliyor.

Bu sözcüğü CHP Genel Başkanlığı'na soyunan Özgür Özel (Türkçe'de başka kelime yokmuş gibi) kendisini eleştiren gazeteciler için kullandı ve ayrıca onları “Saldırgan” olmakla suçladı!

Kendisini eleştiren gazetecilerin Genel Merkez'den bir menfaatleri olduğunu mu anlatmak istiyor? Ufku böylesine dar, kalbi böylesine fesat olabilir mi?

Anlaşılan kafası kızmış, ne dediğini bilmiyor Özgür Beyefendi… Böyle dolambaçlı konuşacağına, açık, net konuşmalı, dürüst olmalı, karnından konuşmamalı!

★★★

Özgür Özel'i kızdırdığı anlaşılan cümleler şunlar:

“CHP'nin aldığı kararlarda sizin de payınız olduğu yönünde sert eleştiriliyorsunuz. Çünkü 12 yıldır CHP'de aktif politika yapıyorsunuz.

2014'te Parti Meclisi'ne girdiniz. 8 yıl grup başkanvekilliği yaptınız. Şimdi de Grup Başkanı'sınız! Siz de yönetimde yetkilisiniz. Alınan kararlarda hiç mi sorumluluğunuz yok?”

Sorumluluk kabul etmeyen ve kendisinin pir-ü pak (çok temiz, tertemiz) olduğunu zanneden Özgür Bey'in cevabı söyle:

“Genel Merkez'in tutumunu toplumun tümü eleştiriyor. Benim tutumumu çarpıtarak birkaç tane Genel Merkez'e müzahir gazeteci eleştiriyor. Onların kullandıkları sert üslûp, haklılıklarından değil. Esas saldırganlıkları, savundukları şeyin toplumda karşılığı olmamasından kaynaklanıyor. Benim performansım, Meclis performansı!”

Özgür Özel'in kendisini savunmak için, onu eleştiren gazetecileri (hiç ayrım yapmadan) Genel Merkez'le ilişkili olarak göstermesi, vahim bir hata oldu. İşkembeden atmadıysa ve  bildiği bir şey varsa bunu mutlaka açıklamak zorundadır.

★★★

Liderliğe soyunan bir siyasetçi, her şeyden önce sinirlerine hâkim olmalı, eleştirilere kızmamalı, hatalarını söyleyenlere karşı hoşgörülü olmalı, her türlü eleştiriden faydalanmaya bakmalı.

Akıllı bir siyasetçi, gerçekten lider olmak istiyorsa böyle yapmalı! Aksi halde onda “Liderlik kumaşı” yok demektir ve genel başkan olsa bile iyi bir lider olamaz!

Özgür Özel “Değişim vaadi” ile yola çıktı. Bu nedenle, “Değişim derken yalnız kişilerin ve koltukların değişmesinden söz ediyorsan, öyle değişim olmaz!” diyenlere kızmamalı, onları saldırganlıkla ve Genel Merkez'e “müzahir olmakla” suçlamamalı, planı-programı, nesi varsa onu anlatmalı!

Aksi halde kazanma şansı olmaz!

Türkiye'de adalete güven daha da azaldı!

Adalet, devletlerin servetidir. Adaleti yıpranan bir devlette hiçbir iş düzgün gitmez.

Bugün bizim en önemli sorunlarımızdan biri adalettir.

Yüksek yargı, perşembe günü iki önemli davada karar verdi:

1) Anayasa Mahkemesi, iktidarın bu yıl ikinci defa istediği Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin Anayasa'ya uygun olduğuna hükmetti.

Oysa yine AKP tarafından 2003 yılında ikinci defa çıkartılan Motorlu Taşıtlar Vergisi “Aynı vergi iki defa alınmaz” diye iptal edilmişti. Anayasa aynı anayasa… O gün uygun olmayan yasa, bugün nasıl Anayasa'ya uygun olabilir? Bunlar aklımızla alay ediyorlar!

Bugün, üyelerinin çoğu AKP iktidarı tarafından atanan bir Anayasa Mahkemesi var. Karar tamamen siyasi!

2) Yargıtay, Gezi Davası kararını açıkladı. Tamamen siyasi olan bu davada Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile 3 sanığa verilen 18 yıl hapis cezaları onandı!
Verilen kararlar toplum vicdanında kabul görmüyorsa, o kararlara âdil denilemez.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Yargıtay, bir demokrasi mücadelesi olan Gezi Parkı Direnişi'nin suç gösterilmesi utancına ortaklık etmiştir!” diyerek bu kararı vicdanının kabul etmediğini açıkladı.

GÜNÜN SÖZÜ

Oyun bittiği zaman şah da piyon da aynı kutuya konur!

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları