Top
16/08/2023

İstanbul’a sıkışan umutlar!

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısı sonrası benim anladığım şu oldu.

Ekrem İmamoğlu, değişim umudunu İstanbul'a sıkıştırdı!

**

Mayıs hezimeti sonrasında CHP'de değişimin liderliğini yapabilirim diyen İmamoğlu, belki kendisi ve ekibi açısından doğru olanı yapmış olabilir.

CHP'de kongre süreçleri devam ederken daha tarifi bile tam yapılamayan bir değişime öncülük etmeye çalışmak, mevcut örgüt yapısında Genel Merkez'deki statükoyu değiştirmek zor.

Ayrıca görünen o ki doğrudan o yarışa girmeden sonuç almak çok daha zor, neredeyse imkansız!

CHP'de bir yönetim değişimini başarabilse bile, bir sonraki genel seçime neredeyse beş yıla yakın bir süre var. Dolayısıyla İBB iddiası, CHP'de bir yarışa girmekten şu aşamada daha cazip de gelmiş olabilir. Konuşmasında yer alan “yeni bir siyaset mimarisi gerektiği, bu mimarinin de yerelden başlaması gerektiği” sözleriyle de tutarlı.

Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var.

Konuşmasında seçim sonrası milyonların yaşadığı bir hayal kırıklığından söz etti İmamoğlu.

İşte o öbür yüzde tam da o hayal kırıklığı ve bıkkınlık var.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin seçim sonrasındaki hamleleri bu bıkkınlığı perçinlemiş durumda.

Fakat hepsinden daha kötü bir şey daha var.

Milyonlarca yurttaş, hakkına sahip çıkması gereken kurumsal muhalefetin felç olduğu bir ortamda başına buyruk hareket eden bir iktidarla baş başa kaldı. Güçlü olduğu için her yaptığını haklı ve meşru sanan bir iktidar!

Ekonomide yakıcı bir ortam yaratan…

Demokrasi, özgürlükler, hak, hukuk tanımayan…

Her şey iki dudaklarının arasına sıkışmış durumda.

Böyle bir ortamda hayatına hayal kırıklığı içinde devam etmeye çalışan milyonlar var.

Belki de seçim sonrasında umudunu Ekrem İmamoğlu'na bağlamış milyonlar!

O milyonlar, batmak üzere olan bir gemiyi kıyıya yanaştıracağım diyen Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bir hayli tepkili.

Şimdi tek umutları da İstanbul'a sıkıştırıldı.

**

Şimdi yerel seçimlere doğru gidiyoruz.

Bire bir İmamoğlu'nun cümleleri ile ifade edeyim.

“İstanbul Büyük Şehir Belediyesini korumalıyız. İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrâkına varmalıyız.”

Ancak buna bir cümle de ben ekleyeyim.

“Muhalefetin etkisinin iyiden iyiye kaybolmasının maliyetinin de idrâkına varmalıyız!”

Yaklaşan yerel seçimlerde iktidarın elde edeceği bir zaferin maliyeti çok büyük. Önümüzdeki dört yıl boyunca Türkiye'de olumsuzlukların her alanda zirveye ulaştığı bir döneme girmemiz anlamına gelecek.

Hatırlayın 2019'u!

2019 yerel seçimleri sadece İstanbul'u ile değil…

Tüm Türkiye'de iktidar için önemli bir mesaj olmuştu. Seçmenin mutsuz olduğu zaman daha yeni tanımaya başladığı birini İstanbul'a Belediye Başkanı yapabileceği, iktidarda olan belediyeleri onca nimetine rağmen muhalefete verebileceği mesajını net bir şekilde vermişti.

İktidarı bir nebze de olsa frenleyen 2019 yerel seçimlerindeki sonuçlar olmuştu.

Şimdi geldiğimiz noktada sadece İstanbul'da değil, tüm Türkiye'de muhalif seçmende bir mutsuzluk, umutsuzluk hâkim!

Bu umutsuzluğu kırabilecek ana aktör İmamoğlu ise umudu İstanbul'da ayakta tutmayı istiyor.

Dediğim gibi…

Tercih elbette İBB Başkanı İmamoğlu'nundur.

**

Yine İmamoğlu'nun konuşmasından bir cümle ile bitireyim.

“Cesur demokrasi; cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir.”

Umudu İstanbul'a sıkıştırmak yerine, tüm Türkiye'ye vakit kaybetmeden taşımak, 2024 yerel seçimlerinde toplumsal muhalefete liderlik etmek, 2024'te o umut ışığını her bir seçim bölgesinde elde edilecek başarılarla bir adım sonrasına taşımak da bir tercih olabilir miydi?

Görünen o ki mevcut şartlarda olamadı!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp