Yılın ilk dört ayı geride kaldı.

Çarşamba sabahı bu dört ayın enflasyonu ENAG ve TÜİK tarafından açıklandı. Ondan iki gün önce de İstanbul Ticaret Odası, İstanbul'daki fiyatlara ilişkin veriyi açıklamıştı.

Özellikle son dönemde hepimiz bu veriler açıklandıktan sonra basında ücretlerin ne kadar eridiği hesaplarını görürüz. Yılbaşından itibaren enflasyona bakılır ve ne kadar bir erime olduğu bunun üzerinden hesaplanır.

Böylece yıl başındaki satın alma gücüne sahip olunabilmesi için bugün ücretin ne kadar olması gerektiği de kamuoyu ile paylaşılır.

Dün Sözcü Gazetesi'nde memur, emekliler ve asgari ücretliler için ücretteki erimenin ne kadar olduğunu gösteren bir tablo yayınladı. Sanıyorum sizler de görmüşsünüzdür.

Ben bu yazıda o tablonun tamamına olmasa bile asgari ücretli ve emeklinin satın alma gücüne ilişkin bir ek yapmak istedim. Önce asgari ücretten başlayalım.

Biliyorsunuz ki asgari ücret yılbaşından itibaren 8.506 TL olarak belirlendi. Biz ilk dört aylık enflasyonu hesaba katınca yıl başındaki asgari ücretin satınalma gücünü koruması için 9.790 TL olması gerektiğini görüyoruz. Oysa bu dört ayın sonunda olması gereken tutar.

Ancak göz ardı ettiğimiz bir nokta var!

O da aslında bu aya kadar her ay asgari ücretin satın alma gücündeki enflasyona bağlı erime.

Böyle bakınca tam da yukarıdaki tablo çıkıyor.

Yukarıda gördüğünüz gibi asgari ücretlinin kaybı yıl başından bu yana 1.284 TL değil. 3.767 TL oluyor. İTO'nun hesapladığı enflasyona göre ise bu tutar 3.858 TL!

Benzer bir hesabı 5.500 TL olan yıl başında en düşük emekli maaşı için de yapabiliriz. Ancak biliyorsunuz seçim sürecinde en düşük emekli maaşı 7.500 TL oldu.

Emeklilerde kaybın daha küçük görünmesi sizi aldatmasın.

Aslında en düşük emekli maaşının asgari ücrete eşit olması gerektiğini dikkate alırsanız buradaki toplam tutarlara en az 10.000 TL daha eklemeniz gerekir. (ilk üç ay için 8.500-5.500=3.000 TL ve Nisan için 8.500-7.500 TL=1.000 TL)

Temmuz ayına kadar ücretlerde başka bir artış daha olmazsa bu kayıplar artmaya devam edecek.

Yani zaten oldukça zor şartlarda yaşamını sürdüren asgari ücretliler ve en düşük emekli maaşı olan yurttaşlarımız yarım maaşlarından fazlasını enflasyona kurban etmek zorunda kalacak.

Hatırlayın bir zamanlar adı enflasyon canavarıydı.

Şimdi bu eriyen tutarları canavar yemiş ve yok mu olmuş oluyor?

Hayır.

Asla kaybolmuyor.

Enflasyon onu sabit ücretlilerden alıp başkalarının cebine taşıyor.

Bu gerçeği TÜİK verileri bile gizleyemiyor.

Enflasyonun görece daha düşük olduğu 2021 yılında işverenlerin geliri yüzde 61 artarken ücretlilerin geliri sadece yüzde 21 artıyor. 2022'de durumun çok daha vahim olduğunu tahmin etmek için iktisatçı olmaya gerek yok!

Ama yine de diyorlar?

Çalışanı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz!

Öyle miymiş?

Takdir sizin!