Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

29/11/2014

Saraycık!

Oğlu ilk gemiyi aldığında “gemicik o…” demişti. Kendine lüks, israf, gösteriş, kibir, şaşaa sarayı yaptırdığında “saraycık o…” dedi.
Hz. Peygamber!
Ona selam olsun.
Ve salavat getirilsin.
Günde 1 hurma ile yetiniyordu.
Hz. Peygamberi örnek gösterir.
Kendine “saraycık(!)” yaptırır.
İki tür mimar var.
Soyguncu mimar.
Soyguncu iktidara sırnaşır.
Saraycık(!) yapar.
Halkın parasını çarpar.
Dürüst mimar.
Doğruluğa, dürüstlüğe yapışır.
Saraycık'ı (!) masaya yatırır.
Yetimin hakkını savunur.

* * * *

Mimarlar Odası Ankara Şubesi yöneticileri (Başkan Tezcan Karakuş Candan) dürüstlük gösterdiler: Cumhurbaşkanı ile eşi otursun diye Saray'ın yanına yaptırılacak “Saraycık'ın bilgilerine, proje kesitlerine, ince ayrıntılarına, fotoğraflarına” ulaştılar.
Buhar odaları yapılıyor.
Jakuzi banyo yapılıyor.
Bizans hamamı yapılıyor.
Sinema salonu yapılıyor.
Yüzme havuzları yapılıyor.
SPA merkezi diyorlar.
Sağlık- Zindelik- Güzellik.
Su ile terapi ve estetik.
SPA merkezi de yapılıyor.
15 bin metrekare inşaat.
250 oda sığar.
Her odaya şömine yapılıyor.
Duvarları varaklı yapılıyor.
Tavanları süslemeli yapılıyor.
Öğretmene yüzde 3 zam.
Saraycık'a bonkör tavan.
Hamam mermerleri İtalyan.
Maliye Bakanı “dün Papa'yı ağırlayan ve Türkiye'nin itibarına itibar katan (!) Saray için 1 milyon 370 bin TL'ye mal oldu” diye açıkladı. Saraycık'ın maliyeti ise, 1 milyon 500 bin TL. tutuyor.
TOBB Başkanı açıkladı:
Türkiye 6 yıldır çakıldı.
Büyüme yerinde sayıyor.
TÜSİAD Başkanı açıkladı:
Türkiye'de yolsuzluk var.
Ve daha da artacak, artıyor.
TOKİ yoksula konut yaptı.
Onu da AKP'li vekil kapıyor.
Ve soyguncu mimar işi alıyor.
Saraycık safi benlik kokuyor.
12 yıldır AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı savunan Nazlı Ilıcak köşesinde şöyle yazdı: “Haberi duydum. Teyit (doğrulatma) ettirdim. Çankaya Köşkü'nün bütün eşyaları, tabloları, vazoları, porselen tabakları, gülabdanları, laledanları, kristal kaseleri, halıları, seramikleri, bronz heykelleri, fermanlar, tombaklar, sedef kakmalı masalar, kahve fincanları, gümüş yemek takımları, ipek ve yün halılar, her şey AK Saray'a taşınıyor”

* * * *

Softa Profesör Hayrettin:
İsrafa fetva yazıyor.
Saraycı İslamcı; Papa ağırlıyor ve halka “Hz. Peygamber ile hurmasını” örnek gösteriyor.
Allah'ı bilenin dili tutulur.

Zehirli pabuçtan daha zehirli!

4'ü Suriyeli, 3'ü Türk firma; Brezilya'dan “ihraç etmek şartıyla” Türkiye'ye soktukları ithal etleri Mersin'de özel antrepoya indirmiş, sonra gümrük vergisi ve KDV'yi ödemeden etleri iç piyasaya sokmuş milyonlarca dolar vurgun yapmışlardı. Rüşvet yiyip göz yuman gümrük müdürü, müsteşarı, bakanlık önde geleni kimse tutuklanmadı, hesap sorulmadı. Bir tek antreponun sahibi tutuklandı, 20 gün yattı, sonra 100 bin TL kefaletle o da serbest bırakıldı. Çin'den ithal zehirli ayakkabılar da aynı modelle iç piyasaya sürüldü. Zehirli ayakkabıları hangi firma getirdi, iç piyasaya sürülmesine hangi gümrük görevlileri göz yumdu? Bakan bu soruların peşinde değil. Böyle bakan; zehirli pabuçtan daha zehirli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp