Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

27/12/2013

Kadir Topbaş istifa eder!

3 bakanın önemi zaten yoktu. 3'ü de iktidar partisi AKP'ye sonradan aşılamaydı. Sonradan olma; Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, her rüzgara yelken açan bakan tipiydi.
Rüzgarla geldiler.
Küpleri doldu.
Rüzgarla gittiler.
Asıl, damardan, gönülden, imandan AKP'li Erdoğan Bayraktar'dı.
Gerçek partililer bilir:
Yeme, yedirme varsa.
Hortumlar döşenmişse.
Balık baştan kokar.
Muammer Güler, Zafer Çağlayan, “balığın baştan koktuğu” gerçeğini söyleyebilme yürekliliğini gösteremediler. Ellerine tutuşturulmuş istifa mektuplarını kendileri yazmış gibi okuyarak gittiler. Rüşvet dağıtıcı Sarraf'ı ofisinde ağırlarken teknik takibe takılan Egemen Bağış ise emir kağıdını bile okuyamadan bakanlıktan atıldı. Oysa Erdoğan Bayraktar, “Başbakanı akla- kendini ve oğlunu suçla- şu istifa mektubunu oku ve git” buyruğuna teslim olmadı.
Şöyle özetleyeceğim:
Sen Başbakandın.
Ben ise Bakan.
Sen dedin.
Ben yaptım.
Ben kirliysem.
Sen de kirlisin.
Sen de istifa et.

* * *

Erdoğan Bayraktar; “Sen dedin. Ben yaptım” savunmasının gerçek bir devlet adamını kirlilikten kurtarmayacağını ve asıl yapılması gerekenin; “Sen Başbakandın. Ben Bakan. Sen dedin. Dediğin kirliydi. Ben yapmadım” olması gerektiğini hisseden bir zekaya sahip olduğundan olsa gerek milletvekilliğinden de istifa etti.
İbretlik bir durum.
Kirlenmemiş isen.
Sen de ibret al.
Tahminim şudur:
Yıllık bütçesi 25 milyar dolara (20 bakanlığın bütçesinden fazla) ulaşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2 dönemdir Belediye Başkanlığı'nı yapan Kadir Topbaş da partisinden üçüncü kez adaylığını koydu. Ve “Bakan babalar ile rüşvet yeme aleti yapılmış oğullarının polis teknik takip tapeleri” gazetelerde yayınlanmaya başladı.
İşte bir teknik tape:
İşadamı Ali Ağağaoğlu (A.A) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi AKP'li Timur Soysal (T.S) ile telefonda konuşuyor:
T.S: Alo, Ali Bey merhaba.
A.A: Merhaba.
T.S: Nasılsınız, iyi misiniz?
A.A: Ne o, bayram değil…
T.S: (Gülüyor)… Yok ya Sefer Abi dedi de onun için arıyorum. Şimdi siz şu Bakırköy'e Bakanlık'dan plan yapılmış ya…
A.A: Evet, evet.
T.S: 70 metre yükseklik verilmiş.
A.A: Evet, evet.
T.S: Kadir Başkan galiba Sefer Abi'ye söylemiş…
A.A: He…
T.S: Bizim siluet kararlarına göre, 63 mü neymiş sizin oradaki yükseklik.
A.A: Yok 63 değil, 70 metre yükseklik.
T.S: Şimdi orada bizim şehir planlarının bir…
A.A: Orada bak orada şunu söyleyeyim, bak ben onu bakanlığa yaptırmadım. Açık da net de konuşuyorum… Başbakan'a yaptırdım. Kadir Bey söz verdi, bu ay dedi, önümüzdeki ay dedi, yapmadı. Ben de gittim sayın büyük patrona söyledim. Büyük patron da direkt bakana talimat verdi, halledin burayı dedi…

* * *

Ar damarı çatlatan tablo:
Teknik takibe takılan lüks otomobil ve güzel manken meraklısı işadamının Veliefendi Hipodromu bitişiğindeki arsasına 63 metre yükselme hakkı var fakat Başbakan emriyle 70 metreye çıkacak imar ruhsatı alıyor. İstanbul Belediyesi hiçe sayılıyor. Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın Başbakan'ın gözünde on paralık değeri yok.
Ali Ağaoğlu yetkili.
Kadir Topbaş bir hiç.
İstanbul'u Ali Ağaoğlu'nun isteği doğrultusunda Tayyip Erdoğan idare ediyor. Bu durumda Kadri Topbaş, 17 milyon İstanbul halkından hangi yüzle oy isteyecek.
Güçlü tahminim:
Topbaş da istifa eder.
Ar damarı çatlatan tablodan çıkar.

Mahmutpaşa'da çorap satarsın!

Egemen Bağış, Almanya Başbakanı Merkel'e Sarkozy benzetmesi yapıp, “Sen Sarkozy gibi balık tutarsın” diye alay etmişti. Merkel seçimleri yeniden kazandı. Egemen Bağış ise rüşvet paketi teslim alma şüphesiyle bakanlıktan atıldı. Merkel, kibar hanım, Bağış'a “Sen Mahmutpaşa'da çorap satarsın” diye tweet atmadı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp