Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

27/09/2023

Fetullah’ı istemeyi unuttular ve unutturdular!

New York'a yapılan gezi sırasında plazalarda yemekli toplantılar, Türk Evi'nde Elan Musk'ın oğluna top hediye etmeler, ABD'ye yerleşmiş Ahıska Türkleri'ne sarılmalar mutlu görüntülerdi.

Görüntüde hoş.

Gerçekte ise fos.

Henüz bir yabancı yatırımcıdan Türkiye'ye ilave döviz kazandırıcı bir ciddi yatırım niyeti görmedik. Türkiye'nin bankaları, şirketleri, Hazine'si dünyada en yüksek faizle (dolar üzerinden yüzde 9.75) borçlanma yapıyorlar. Yüksek faiz için gelen “sıcak para” ya da yatırım için gelen “soğuk para”; Türkiye'nin elde kalmış en değerli malını, mülkünü, fabrikalarını ucuza kapatmaya ve Akdeniz ile Ege kıyılarında satılığa çıkarılan hazine arazilerine sahiplenmeye zaten odaklıydılar. Bu 70 yıllık “soyguncu odaklanmayı” hızlandırmak için pahalı New York gezisine gerek yoktu.

★★★

New York'a gitmişken oradan ABD yönetimine yeniden hatırlatılabilirdi: “Bizim “Hoca efendi ile kıblemiz aynı…” yöndeydi. Fakat kendisi ordu içine sızma yaparak ülkemizin ve vatandaşlarımızın başına gelebilecek en büyük kötülüğü (melanet) yaptı. Kendi askerimiz, kendi uçağımız, kendi helikopterimiz, kendi tankımızla kendi halkının üzerine ateş edildi. Ateş, 22 saat sürdü. 9 bin asker, 35 uçak, 37 helikopter, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı araç, 4.000'e yakın hafif silah kullanıldı. 251 vatandaşımız hayatını yitirdi, 2.196 yurttaş yaralandı. Bu büyük bir dram! İşte bu dramı bize; “Türk Silahlı Kuvvetleri'ne pusu (kumpas) davalarının” açılması sonucunda Fetullah Gülen yaşattı. Verin onu bize. Türk adaleti önünde yargılayalım. Hak yerini bulsun” diyen bir çağrı yapılabilirdi.

Yapmadılar.

★★★

Her şeyi akıl ettiler.

Fetullah'ı unuttular.

Geri istemediler.

Niçin?

ABD tarafı şimdiki Başkan Biden'in ağzından geçmişte; “ABD'nin Fetullah'ı size verebilmesi için onun 15 Temmuz darbe girişimini örgütlediği ve lideri olduğunu kanıtlayan belgeleri göstermeniz gerekir” diye özetleyebileceğim cümleler söylemişti.

ABD belge istedi.

Gönderdiler mi?

Gönderdilerse ABD Fetullah Gülen'i neden vermiyor ve Türk devleti almak için neden ısrar etmiyor? Gönderilen dosya yoksa boş muydu?

Niçin?

★★★

Dosya için çok kanıt, belge, tanık var: 15 Temmuz melanetinin alt yapısı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne pusu (kumpas) davaları (Ergenekon-Balyoz) ile atılmıştı. Düzmece belgeler, uyduruk gizli tanıklar, sefil savcılar, davaları ilk açtığında Sadullah Ergin, adalet bakanıydı. Pusuya seyirci kalmıştı. Sonra AKP'den ayrıldı, DEVA partisine girdi. 2023 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu ile kadrosunun “beli bükük omurgasız siyaset anlayışının” yan ürünü olarak Sadullah Ergin, CHP Ankara Birinci Bölge'den aday gösterildi ve seçildi. Sadullah Ergin; “Ben adalet bakanı olduğumda davalar başlamıştı… AKP'nin FETÖ ile iş birliği günahında en az payı olanlardan biri benim” türü sözler söylemişti.

★★★

Şimdi Milletvekili.

Ergenekon ve Balyoz pusu davaları ile 15 temmuz melaneti (en büyük kötülük) öncesi Adalet Bakanlığı yapmış birisi olarak bütün dosyalara hakimdir. Fetullah Gülen'in ABD'den getirilmesi ve Türk adaleti önünde hesaba çekilmesi için Sadullah Ergin, tarih önünde sorumludur.

Çıksın anlatsın.

Niçin unutuldu?

Neden unutturuldu?

BANA İZİN:

Gazetenin bütün yazarları yıllık izinlerini kullanıp geri döndüler. Ben yıllık izinlerimi eylül ayı sonuna bırakıyorum. Bu yıl da çizgimi değiştirmedim. Bir süre izin yapıp döneceğim.

Hiç biri gazeteci değil!

Gazetecilik, roman, öykü, oyun yazarlığı, şairlik gibi büyük yetenek, yüksek zeka, yüksek yaratıcılık isteyen bir meslek değildir. Herkes roman, öykü, oyun yazarı, şair olamaz ama herkes gazeteci olabilir. Gazeteciliği seçenin sadece namuslu bir çizgisi olması ve okuru ile “Ben sana hep gerçekleri yazacağım. Senden gizlenenleri bulup anlatacağım. Kalemimi kimseyi vurmak için ya da kimseyi korumak için kullanmayacağım” sözünü vermesi ve sözünde durması gerekir. Yani gazeteci ile okuru arasında yazılı olmayan böyle bir mukavele vardır. Bu açıdan bakınca; Arap hayranı bildiriyi okuyan 16 kişi gazeteci değildir. Bunlar bugünkü iktidar döneminde “gazeteci etiketi altında iktidar görüşlerini aktaran ve toplumu iktidar adına kandırmayı meslek edinmiş” propagandacılardır. Bunların hiç biri “halktan gizleneni bulup yazma örneği göstermiş gazeteciler” değildir. Geçmişte Fetullah'tan besleniyorlardı, şimdi AKP iktidarından nemalanıyorlar. Şunu da yazayım. Okur ile yazılı olmayan anlaşmaya uyup da gerçek gazetecilik yapmış fakat sonradan bir siyasi partiden milletvekili olmuşlar (Altan Öymen- Oktay Ekşi- Tuncay Özkan- Enis Berberoğlu ve diğerleri) de TV ekranlarından adlarını gazeteci diye yazdırmaları doğru değildir. Onlar siyasetçiliği gazeteciliğin önüne geçirdiler, gazetecilikleri bitti.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp