Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

22/12/2014

AKP deterjanı çitiler, yıkar durular!

Az gittik, uz gittik, sonunda o güne geldik.
O gün bugündür.
Bugün AKP deterjanı günüdür.
Çitiler.
Yıkar.
Durular.
AKP deterjanı beyazlatır.
Rüşveti paklar.
Hırsızlığı kapatır.
Yolsuzluğu perdeler.
Vicdan karartısını aklar.
Ahlak çürümesini merhemler.
Bugün Meclis'te kurulan “4 bakanın Rüşvet ve Yolsuzluk Komisyonu” üyesi milletvekilleri oylama yapacaklar.
Tek tek ayağa kalkacaklar.
Bakanlar temizdir.
Oğulları da temizdir.
Yüce Divan'a gitmesinler.
Diyecekler.
Ak parmaklarını “yolsuzluğu-rüşveti-hırsızlığı çitileme, yıkama, durulama” için kaldıracaklar.
* * * * * * *
Tersi olabilir mi?
Bakanlar kirlidir.
Oğulları da kirlidir.
Yüce Divan kurulsun.
Yargılansınlar.
Diyebilirler mi?
Bugün göreceğiz.
Komisyonun 15 üyesi var.
9 üye AKP milletvekili.
4 üye CHP'li.
1 üye MHP'li.
1 üye de BDP'li.
Bu dağılım tablosuna göre “hırsızlık-yolsuzluk- rüşvet yıkanıp, çitilenip, durulanacaksa” AKP'nin 9 milletvekilinin Meclis'i kir söktürme çamaşır makinesi haline getirip arıtıcı kutularına “AKP deterjanını” koymalarıyla olacak.
* * * * * * *
Dikkatle izleyenleriniz vardır. Bu komisyon kuruldu. Çalışmaya başladı. Bir süre sonra; “İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nda göreve son anda getirilen bir savcı Meclis'teki soruşturma komisyonunun bugün yapılacak oylamasını beklemeden” aklama kararı aldı.
Bu karara şöyle gelindi.
Halk Bankası Genel Müdürü'nün evinde ayakkabı kutusunda milyon dolarlar, bakan oğullarının evinde para kasaları, para sayma makineleri bulundu.
TOKİ bakanı, “bir kalem oynatarak” milyar dolarlık İstanbul şehri rantı yaratılan yolsuzluk üzerine; “Başbakan ne söylediyse ben onu yaptım…” dedi. Başbakan'ın (şimdi Cumhurbaşkanı) oğlu Bilal ile “evinde bir oda dolusu parayı sıfırlama uyarıları yaptığı” teknik takip telefon konuşmalarıyla ortaya çıktı. Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet-Vakıf yöneticiliği ipinin ucu dönemin başbakanına kadar dayanıyordu.
* * * * * * *
Tablo çok kirliydi.
Acı ve gerçekti.
Bu tablonun bütün soruşturmalarını yürüten 2 savcı: Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç, iddianameyi yazıp mahkemeye göndermek üzereyken görevden alındılar. Yerlerine soruşturmayı tek başına yürütme görevine savcı Ekrem Aydıner getirildi.
2 savcı niçin alındı?
Ekrem Aydıner kimdi?
Şu iddia ortaya atıldı.
Ekrem Aydıner, savcılık mesleğini kullanarak “menfaat temini” yapmış bir hukuk adamıydı. Savcılık onurunu lekeleyen, meslek şerefini zedeleyen bu hukuk adamı hakkında HSYK'nın (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) yaptığı bir soruşturma vardı ve bu suçlamalardan kınama cezası almış, Kadıköy Başsavcı Vekilliği'nden tenzili rütbe ile alınarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na savcı olarak atanmıştı. Ve iddiaya göre Savcı Ekrem Aydıner, “HSYK benimle ilgili kararı yeniden incelesin ben de Başbakan'ın, bakanların ve onların oğullarının adının karıştığı Rüşvet-Yolsuzluk- Vakıfçılık soruşturmasını yapmayı kabul ederim” demişti.
Bu korkunç bir iddiaydı.
Doğru muydu?
Bu iddialar cevapsız kaldı.
Adalet Bakanı konuşmadı.
Yalandır bunlar demedi.
* * * * * * *
Sonunda şu oldu:
Bu savcı, bakan ve bakan oğulları ile onlara rüşvet dağıtanlar ve Meclis fezlekelerinde adı geçenler dahil 53 kişiyi temize çıkartan takipsizlik kararı verdi.
İşte bugün!
Bu yüzden önemli bir gün!
Meclis'te Yolsuzluk Araştırma Komisyonu'nun 9 AKP'li üyesi de savcının yaptığını yapacak; “4 bakanımız suçsuzdur, Yüce Divan'a gerek yoktur” mu diyecek?
AKP deterjanı!
Yıkar, çitiler, durular!
Bugün göreceğiz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp