5 yıl önceki 700'ün 5 yıl sonra gelip yine 700 ile buluşması. 700'ün intikamı.

Konusu:

Kredi.

Vereni:

Devlet Bankası.

Alanı:

İş adamı.

Miktarı:

700 milyon.

Rastlantı:

Aynı bakan.

Aynı Cumhurbaşkanı.

★★★

Şifre gibi oldu.

Açıklayayım.

Geçen hafta Milletvekili Turan Çömez, “Suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve tutuklu bulunan Ayhan Bora Kaplan'ın şirketlerine bir kamu bankası tarafından 700 milyon TL kredi boca edilmiş. Bu kredi için banka teminat almamış. Ve kredi geri ödenmemiş. Vahim bir tabloyla karşı karşıyayız” açıklaması yaptı.

Bu banka kim?

Adı nedir?

Milletvekili, bankanın Halk Bankası olduğunu bildirdi. Ankara Bölge Koordinatörü'nün, açıklama üzerine görevden alındığını ve devlet bankalarından sorumlu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e cevaplasın diye soru önergesi verdiğini de sözlerine ilave etti.

★★★

2018 yılıydı. Yine bir devlet bankasından yine 700 milyon (TL değil dolardı) kredi bir işadamına pompalanmış, o işadamı da 700 milyon dolar ile Hürriyet Gazetesi'ni ve bu gruba bağlı gazete, TV kanalı, radyo, dergi, haber ajansı ne varsa satın almıştı.

Aynı duyarlılık.

Sorgulama.

Yine olmuştu.

2018 yılında Meclis'te 3-4 milletvekili çeşitli açılardan soru önergesi ve­rip,“Başbakan'dan açıklama” iste­mişlerdi. Burdur Milletvekili Meh­met Göker; “devlet bankası Ziraat' in kendisinin dış para sahiplerine yüksek faiz ödeyerek 1 milyar 440 milyon Dolar sendikasyon kredisi aldığı­nı” dile getirmişti.

★★★

Demek ki, Ziraat dış para sahiplerine yüksek faiz ödeyerek kendisi parayı dışarıdan alıyor ve Hürriyet'in sahibi olsun diye içeriden bir iş adamına veriyordu. Bu ne biçim bir alışveriş, ne tür bir katma değer yaratma, ne çeşit bir büyümeydi?
Ne Hürriyet'i satan.
Ne Hürriyet'i alan.
Ne Ziraat Bankası.
Ne Başbakan.

Ne sorumlu bakan.

(Mehmet Şimşek'ti)
Tek laf etmediler.

★★★

Parayı niçin Ziraat verdi?

Para Ziraat'ten çıkıyorsa Hürriyet, vekaleten satılarak devletleşmiş mi oluyordu? Hürriyet Gazetesi, Milliyet Gazetesi ve gruba bağlı diğer gazete ile TV kanalları sahip değiştirince o medya grubunun önde gelen, çok okunan yazarları, genel yayın müdürleri Cumhurbaşkanı Erdoğan rahatsız oluyor diye birer ikişer ayrıldılar.

Ziraat'in kredisiyle.

Hürriyet devletleşti

★★★

Ve sonrasında da bir devlet şirketi gibi devletçe korundu, kollandı. Hürriyet'i Ziraat Bankası kredisiyle satın alan yeni patron bankaya kredi borcunu ödemeyince, eskiden golf sahası olarak kullandığı arazisi Ziraat'a geçti. Bu arazi için bakanlıklardan özel izinler çıkarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önce burayı “depreme dayanıklı şehir dönüşümünde kullanılmak üzere rezerv alanı” ilan etti. Hukuka vücut çalımları atıldı. İstanbul halkı ve Türkiye uyutuldu. Sonra bu alan imara açıldı.

Golf sahası!

Altın oldu.

Devlet konut şirketi Emlak Konut, projenin koordinatörlüğünü ve araziye kondurulacak lüks villalar, süslü konaklar, pahalı apartmanların satışını üstlendi. Konutları da bu iktidar döneminin “çete” diye nam yapmış inşaat şirketleri üstelendi. İstanbul'u betonlaşmaktan korumak isteyenler mahkemelerde dava açıtılar, ama sonuç alınamadı.

Büyük rant doğdu.

Satıldı lüks hayat.

★★★

5 yıl sonra yine devlet bankasından boca edilen kredi, yine 700 milyon, yine aynı bakanın dönemi, yine aynı cumhurbaşkanı, yine milletvekili soruyor, fakat yine cevap alamıyor.

700'ün intikamı!

Edirne'de kuru fasulyenin tarlada satış fiyatı kilosu 125 TL'ye yükseldi. Üreticiler, bu fiyatın yüksek olduğunu biliyoruz, ama artan üretim maliyetleri karşısında bu fiyatı istemeye mecburuz diyorlar. Denizde de balık fiyatları eylül ayından bu yana durmadı, tırmanıyor. Bu yıl sadece hamsi değil istavrit, palamut, lüfer de az çıktığı için fiyat pahalı. Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknoloji Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın, “Yanlış avlanma, iklim değişikliği ve çevresel kirlilik, deniz suyunda ısınma nedeniyle Karadeniz'de çöküş yaşandığı” uyarısı yaptı ve “mutlaka önlem alınmalı” dedi.