Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

20/02/2013

Bölücü, dön bir bak Sinop’ta ne oldu?

 

ACILARI gömmek, silahları bıraktırmak için yola çıktık diyorsun.
Sen söyleyip.
Sen dinliyorsun.
Sen çalıyor.
Sen oynuyorsun.
Sinop'ta, Samsun'da; “acıları dindirmek maskesi altında ülkeyi bölmek için yola çıktığın” algılanıyor.
Bölücü!
Dön bir bak.
Sinop'ta ne oldu!
Samsun'da ne oluyor?

* * *

Gidip Mardin'de “bölücülere, şirin, sempatik, sevimli görünmek” için “Ben Türk Milliyetçiliğini ayağımın altına alırım” diyorsun. Fakat İmralı'da görüşme yaptığın Abdullah Öcalan da kalkıp “Ben de Kürt Milliyetçiliğini ayağımın altına alırım” demiyor.
Abdullah Öcalan'ı kurucu önder kabul etmiş Kandil'deki bölücü de demiyor.
Paris'teki bölücü de…
Londra'daki bölücü de…
Erbil'deki bölücü de…
Onlar; “Biz de Kürt Milliyetçiliğini ayağımızın altına alır çiğneriz. PKK silahlı terörü hataydı, Türk ve Kürt annelerden özür dileriz” demiyorlar.

* * *

Samimi, dürüst, adil algılansın diye “Barış Süreci” adını taktığınız filmin sonunda kurulacak “Özerk Kürdistan yönetiminde önemli koltukları kapabilmek için” bugün İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşme kuyruğunda öncelik almaya çalışan BDP'nin başkanları, eş başkanları, eski feodal Kürt ağalarının oğulları ile kızları olan milletvekillerinden tek bir tanesi dahi çıkıp, “Kürt Milliyetçiliğini ayak altına alırız, yeter ki analar ağlamasın” demiyorlar.
Bir tek sen bağırıyorsun.
Türklüğü ayak altına alırım.
Onlar da bağırıyorlar.
Kürtlüğü baş tacı ederiz.
Sen Doğu Anadolu illerine “camilerde Türkçeden vazgeçilsin Kürtçe vaaz verilsin” talimatı gönderiyorsun.
Onlar ise “ne gerek var burada herkes Türkçe biliyor, 80 yıldır Türkçe verilen vaazları herkes anlıyor, dini inancımızda bir gerileme yok “ demiyorlar.

* * *

Senin ayak altına aldığın birleştirici bütünleştirici milli duyguyu onlar baş tacı ederek Sinop'a geldiler.
Çay bahçesi sahibi işyerini kapattı.
Büyük bir Türk Bayrağı asarak gelenleri kınadı.
Sonra Sinop'un Sakarya Caddesi'nde dükkanlar Türk Bayrakları ile donatıldı.
Sonra da öğretmenevi kuşatıldı.
Türk Bayrağı oraya da asıldı.
Gelenler, öğretmenevinden çıkamadılar, 9 saat sonra polis gücü ve panzerle kurtarılıp Samsun'a gönderildiler.
Samsun'da da aynısı oldu.

* * *

Demek ki halk, sizin “barış süreci” dediğinizi “silahların bırakılması olarak” algılamıyor.
Ülkeyi bölmek diye algılıyor.
Sizin çözüm dediğinizi halk, “Doğu, Güneydoğu Kürtlerin! Vatanın geri kalanı hem Kürtler ve Hem Türklerin olacak!” diye algıladığı için “Sinop'u terk edin ve Samsun'a ancak Atatürk çıkar” diye ancak panzerle durdurulabilecek tepki yükseltiyor.
“Kürt sorunu” diyorsunuz.
“Türk sorunu” yarattınız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp