Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

16/03/2016

Bağıra… Bağıra…(!)

Bir öğrenci… Bir öğrenci daha… Bir öğrenci daha… Hayatını kanlı katilin bombasıyla yitiren 35 vatandaşın 13'ü öğrenci.
Kanı olanın.
Kanı donar.
Kanlı katliam, “bağıra bağıra geliyorum” diyordu. Birinci Ankara “kanlı katliamında” da geliyorum demişti. İkincisinde de… Anlayana. 5 yıl önceden de demişti. 5 yıl önce Suriye'ye “taşeron ordular” dolmaya başladığı zaman; bunun sonucunda Ortadoğu'daki iç savaşın Türkiye'ye taşınacağını bağıra bağıra söylüyordu.
Kuklaya takılma.
Kim oynatıyor?
Kuklacıya bak.
PKK'yı yalnız sanma.
Arkasındakine bak.
Ne zaman ki, önce Irak'ta, sonra Libya'da, sonra Suriye'de “ulusal ordular” birbiri peşinden gelen “iç çatışma ve dış işgallerle” perişan edildiler. Onların yerini dünyanın dört bir yanından ipini koparmış, para için savaşan, kanlı katil sürüsü aldı. İşte o kuklacı, bu kanlı katil sürüsünü “taşeron ordular” haline getirdi. PKK-PYD-IŞİD-BAKO HARAM diye say say bitmez. Kendi ordusunu çekti. Taşeron orduları cepheye sürdü. İki yıl içinde Suriye'de yabancı savaşçı sayısı 100 binin üzerine çıktı.

*  *  *

Tam o sırada!
Bugünün Başbakanı ile Cumhurbaşkanı… Ve MİT Başkanı… Ve 14 yıllık iktidar partisinin bakanları… Milletvekilleri… “Stratejik Derinlik” hayal gemisine binmişler bir yandan ulusal orduları dağıtan ve yerine “katil sürüsünden taşeron orduları” koyanların yanında yer alıyordu. Onlara inanıyorlardı. Kuklacıya kanıyorlardı. Kuklayı biz de oynatırız; “sana özerklik vereceğiz… Öz yönetim vereceğiz…” diye uyutacaklarını; seçimlerde oyları aldıktan sonra da; “ret-inkar-asimilasyonu bitirdik daha ne istiyorsunuz“ sözüne inanacaklarını sanıyorlardı.
Gösterildi.
Görmüyorlardı.
Söylendi.
Duymuyorlardı.
Uyarıldı.
Uyanmıyorlardı.
Kuklacının Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ülkeleri üçe-beşe böldüğünü” görmezden gelerek açılım adı altında “ulusal orduyu” kışlasında zincirleyip kuklacıların “taşeron ordusunun” Türkiye'nin kentlerinde, kasabalarında mevzi tutmasına, halkı sindirip evlere yerleşmesine göz yumulmaktaydı.
Göstere göstere geldi.

*  *  *

Ortadoğu'da “ulusal ordular çökertilip” yerine paralı katil sürülerinden “taşeron ordular” kurulduğu zaman “terörün iki başkenti” olmuştu
BAĞDAT birinci başkentti.
ŞAM ikinci başkent yapıldı.
Bağıra bağıra geldi.
Terör yeni başkent edindi.
ANKARA üçüncü başkent oldu.
Kıyaslamalı dökümü yapılmış.
Gördünüz mü?
BAĞDAT'ta son 6 ayda:
3 bombalı saldırı olmuş.
428 sivil hayatını yitirmiş.
ŞAM'da son 6 ayda:
3 bombalı saldırı olmuş.
110 kişi hayatını yitirmiş.
ANKARA'da son 6 ayda:
3 bombalı saldırı olmuş.
168 sivil hayatını yitirmiş.
Ankara'da lüks otomobille 3'üncü bombalı saldırıyı yapan PKK'lı terörist 3 yıldır aranıyormuş.

SÖYLEŞİ

Güzel Ankara!

Cumhuriyet kurulduğu zaman marşı yapılmıştı. Ankara “dara düşenlerin, umudunu yitirenlerin, sahipsizlerin yardımına koşan” şehir olarak tanımlanıyordu.
Marşın ilk kıtası şöyleydi:
Ankara Ankara güzel Ankara!
Seni görmek ister her bahtı kara,
Senden yardım umar,
Her düşen dara.
Yetersin onlara, güzel Ankara!
90 yılın “enkazını kaldırdık” diye övünüldüğü günlerde Ankara'nın kendisi “yardıma muhtaç bahtı karaya” benzedi.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp