Aynı damardan, aynı fikirden, aynı davayı birlikte gütmekten geliyorlardı. Hepsi; Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın din ve inancı siyasetin aleti haline getirdiği çizgiden politikacılardı. Refah Partisi'nden ayrılıp AK Parti'yi kurdular. Necmettin Erbakan da 21 yıl önce onlar için “bir leblebici dükkanını bile idare edemezler” demişti.
Haklı çıktı.
Derin krize düştük.
Dış paraya muhtaç olduk.
Ülkemiz yanıyor ama ülkeyi iyi idare ettikleri için değil muhalefet zayıf, tembel, miskin, tutarsız kaldığı için her seçimi ve son seçimi de (yüzde 52 ile) kazandılar. Son seçimin kazanılmasında Necmettin Erbakan'ın oğlu Refah Partisi'nin Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın da aynı ittifak içinde yer almasının payı oldu. Fatih Erbakan, babasının kemiklerini sızlatan kararı alarak; Refah'ı yeniden Meclis'e taşıdı.
Türkiye'de siyasetçi!
Babasını bile harcıyor.
★★★
Önümüz yine seçim.
Partiler hazırlanıyor.
Genç Fatih Erbakan da “önümüzdeki yerel seçimlerde de halkı efsane Milli Görüş Belediyeciliği anlayışına kavuşturacaklarını” ve bunun için kendi partisinin adaylarıyla seçime gireceklerini açıkladı.
Anlatıyor:
“Tarihinde gösterdiği gibi Milli Görüş Belediyeciliği'nde rüşvetin, yolsuzluğun, adam kayırmanın olmadığı bir belediyecilik anlayışını getireceğiz. İktidara geldiğimizde; ‘Rüşvet alan da veren de melundur' tabelasını başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere bütün belediyelerin giriş kapısına asacağız.”
Bu sözler açık.
Saraya rüşvetçi diyor.
★★★
Daha 4 ay önce mayıstaki genel seçimlerde Fatih Erbakan, sarayda oturanla birlikte TV ekranlarından görüntü verip, aynı ittifak içinde yer almıştı.
Fikir değiştirdi.
Bu kez:
Birlikte fotoğraf yok.
Belediyeleri kazanacak.
İktidara da gelecek.
“Rüşvet alan da veren de melundur (Allah'ın lanetine uğramıştır) tabelasını” saraya da asacak.
Kolay gelsin!
Şansı bol olsun!
Rahmetli Necmettin Erbakan İTÜ Makine Fakültesi'nde profesörlük yapmıştı. Matematiği kuvvetliydi. Oğlu yeni siyasetçi Fatih Erbakan'ın da matematiği kuvvetlidir. O zaman; son 20 yıl içinde Türkiye'nin sırtından kaç milyar dolar (trilyon doları aşar) rant yarattılar ve belli azınlığın iş birliğiyle yurt dışına gelir aktardılar?
★★★
Dış borçlanmadan:
200 milyar dolar.
Hazine garantileri:
200 milyar dolar.
TCMB rezervleri:
150 milyar dolar.
Özelleştirme:
150 milyar dolar.
Bütçeden kullanım:
400 milyar dolar.
Ülke varlığının satışı:
50 milyar dolar.
Mega projeler:
50 milyar dolar.
IFC'den borçlanma:
100 milyar dolar.
Fatih Erbakan, yukarıdaki kaba tahmini hesabın; “rüşveti alan ve veren ayaklarını ortaya çıkarıp” halka açıklasın. Halk onu destekler, büyük kentler dahil tüm belediyeler ve iktidar onun partisinin olur ve “Rüşveti alan da veren de melundur” tabelası asılır.
Açıklasın.
Halktan destek bulur.
Kız bacağından günah yaratan din adamı!Kızların bacağına takmış. Kızların bacağı çıplak olursa; erkekler de ona bakarken nefislerine yenik düşerler. Erkekler günaha girerler, cennete gideceklerine cehenneme gidebilirler. Yani günahı yaratan; nefsinin köpeği olmaktan kurtulamayan yontulmamış erkekler değil de binlerce saat özveriyle çalışıp, çelik bir disiplinle takım oyununu dünyada en başarılı noktaya ulaştırarak şampiyonluk kupası alan kızlar. Nefsinin köpeği olmaya yatkın erkeklerin göz zinası günahını, kadın bacağına yükleyen adamdan din adamı olur mu? Nasıl olur? Bu cahil ve çağ dışı adamlar din adamı adı altında toplumu bölme görevi üstlenmiş kışkırtıcı ajanlar mıdır? Adlarına din adamı denilen bu adamlar, kimden arka bulup da camide cemaate; “baldırı bacağı açık 18 yaşındaki kızların voleybol maçı…” diye başlayan konuşmalar yapabiliyorlar? Bu adamların yüzde doksanı, iktidar partisinin köyde köy temsilcisi, ilçede ilçe temsilcisi, ilde il temsilcisi gibi çalışıyorlar. İçlerinde kız anneleri ve kız babalarının da bulunduğu halkın vergilerinden toplanan Hazine parasından (devletten) aylık maaş alıyorlar.
