Ne kadar çok çeşit sabun varsa onun kalıbına girip gelmişlerdi. Her biri medya ünlüsüydü. Bilinendi. Tanınandı. Biri elde kayan reçineli sabun olmuştu, diğeri uzun kalıplı katı tutkal sabun niyetineydi.
Öbürü harbi tuvalet sabunu!
Hepsi çok köpürten cinstendi!
En mahrem yerlerdeki kiri, pası, lekeyi, çamuru, çürümeyi temizlemek için durmadan sabunluyor, sabunluyor, sabunluyorlardı.
Köpürtemediler.
Beden, beyin, ruh!
İlke, ahlak, iman!
Tamamı kire kesmişti.
Havuza almış yıkıyorlar ve yıkadıklarının “ne kadar da temiz, yeni doğmuş bebe gibi ak olduğunu” TV ekranından canlı olarak göstermek için kese üstüne kese vuruyor, sabun üstüne sabun sürüyorlardı.
Kir çok yoğundu.
Zerre köpürmedi havuz.
Köpük, anında kire dönüştü.
* * *
İktidardan beslendikleri için “Besleme borazan “ diye anılıyorlardı. Başbakan'ın damadını CEO yapmış bir işadamına devlet bankası Ziraat ve Vakıf'dan 750 milyon dolar kredi pompalanmış, gazete ve TV kanalının tapusu bu işadamına geçirilmiş; borazan kalemler de yüksek transfer ve maaşlarla burada beslemeye alınmıştı.
12 yıl beslendiler.
İktidar, 12 yılda çok kirlendi.
Temiz görünmek ihtiyacı büyüdü, büyüdü, büyüdü “Besleme Medya'yı Havuza Alma” formülü bulundu.
Bir sabah uyandık.
Hocaefendi Fethullah!
Beyefendi Tayyip!
Ortaklığı bozmuşlar.
Ağır sövüşüyorlar.
Telefon kayıtları yayınlanıyor.
Telefonda iktidardan peşkeş ihaleler alan, özelleştirmeden devletin fabrika ve değerli tesislerini maydanoz fiyatına kapatan ağzı küfürlü işadamları, Başbakan'ın isteği ve İzmir'e Belediye Başkanı olmaya aday bir bakanın koordinatörlüğünde “630 milyon dolarlık bir havuz oluşturma” konuşmaları yapıyorlar. 750 bin dolarlık şirket hissesine 100 milyon dolar yatırıp, Devlet Bankası Ziraat'i de havuzu dolduran musluk yapmış emiyorlar.
* * *
Biliyorsunuz.
Başbakan, havuzu kurdurdu.
Önceki gece Havuz Medyası, Başbakan'ı 77 milyon Türkiye önünde yıkamaya, aklamaya, paklamaya aldı.
Güldüler, gülüştüler.
Hayran gözlerle bakıştılar.
Sabunladılar.
Sabunladılar.
Sabunladılar.
Zerre köpürmedi.
Başbakanlık'tan sorulması için yazılıp gönderilmiş soruların dışında hiç değilse; “Sayın Başbakan, Sabah ile ATV'nin bir işadamının mülkiyetinden alınıp diğer bir işadamının sahipliğine geçmesi için devlet müteahhidi işadamlarının havuz oluşturmasına ve Devlet'in Ziraat Bankası'nın da bu havuzu doldurmaya alet edilmesine göz yumuyorsunuz. Bu yaptığınız hangi ahlaka sığıyor?” diye bir tek soru bile sormadılar.
* * *
Sabunların en kalıplısı ve en uzun boylusu, her devrin iktidar sabunlayıcısı aklını “beslenmekle” bozmuş olanı, Başbakan'a sora sora; “siz ne yemekleri yiyorsunuz?” diye sordu.
