Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

08/03/2013

O fotoğraf Apo’yu paşa yaptı!

SERVİS gazeteciliğinin hızlandığı günleri yaşıyoruz. Gazete yazıcılığı mesleğinde; “servis gazeteciliğine” çok itibar edilmez.
Sızdırma gazetecilik değildir.
Atlatma habercilik hiç sayılmaz.
Servis gazeteciliği, zahmetsiz, emeksiz, teslim olmuş kof gazeteciliktir. Birileri işine geldiği bilgiyi, belgeyi, fotoğrafı servis eder.
Yayınlanır.
Olur servis gazeteciliği.
Yine de servis gazeteciliğinin “Narkozla uyuşturulmuş beyinleri ayıltan” faydalı bir yanı vardır.
Tutanaklar servis edildi. Anladık ki, “Ayrı bayrak, ayrı ordu, ayrı toprak, ayrı Tek Adam, ayrı Meclis, ayrı harita isteyenler” çözüm böyle olacak diyorlar.

* * *

Bir servis daha yapıldı.
Her servisin amacı var.
O fotoğraf servise kondu.
Apo'nun paşa olduğunu ve bundan böyle bölge için görevlendirilmiş bir Paşa'ya nasıl davranılması gerekiyorsa; aynı ilgi ve itibarın Abdullah Öcalan'dan esirgenmemesi gerektiğini anlattılar.
Görmüşsünüzdür.
Fotoğraf şöyleydi:
Kandil'e Abdullah Öcalan'ın “Çözümün yol haritasını anlatan mektubunu” götüren 4 milletvekili (Gültan Kışanak, Ahmet Türk, Altan Tan, Sırrı Süreyya); “Kandil Dağı'nda mı yoksa Mesut Barzani'nin Selahaddin'deki gösterişli misafirhanelerinden birinde mi” olduğu anlaşılmayan ortamda Kandil'deki birinci yetkili PKK'lı Murat Karayılan ile “Oslo görüşmelerine PKK delegesi olarak katılmış Sabri Ok”la bir masanın etrafında oturuyorlar.
Masada Kalaşnikof yoktu.
Kağıt, kalem, pet şişe su.
Arkalarında büyük poster.
Posterde Abdullah Öcalan.
Apo, paşa olmuş…
Barışı getiriyor.

* * *

Tarih okuyanlar biliyor.
Osmanlı döneminde de bir bölgede kalkışma, eşkıyalık, terör, isyan çıktığı zaman; isyanı başlatanı “Paşa yapıyorlar” ve “bölgenin yönetiminden sen sorumlusun, paşa oldun isyanı bastır, silahları gömdür” diyorlar. Foto servisten anlıyoruz.
Aynı model hortladı.
Fotoğrafla birlikte Murat Karayılan'ın; Türkiye Başbakanı'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve Türk halkına duysunlar diye servise konulan demeci de “Apo'nun Paşa yapılmasının Kandil tarafından da kabul edildiğini” anlatıyordu.
Karayılan açıkça söylüyor:
Bu aracıları (mektup getir götürcüleri) aradan çıkartın. Doğrudan Başkan Apo ile görüşmeliyiz. Ya önderimiz Başkan Apo'yu Kandil'e gönderin ya da onunla bizim aramızda Skype bağlantısı (bilgisayarla canlı görüntü veren telefon konuşması) yapacak imkanlar geliştirin.
Önderimizin arkasındayız.
Bölgede T.C.'den güçlüyüz.
Rehineleri teslim edeceğiz.
Habur'a bizzat biz getireceğiz.
1 hafta içinde bırakılacaklar.
O fotoğraf, Apo'yu paşa yaptı.
Her servis narkozu açıyor.

Tüpçü tüpçülük yapsın. Gazeteci de gazetecilik!

4 MART Tayyip Erdoğan Andıcı'nda “Batsın senin gazeteciliğin” uyarısı yapıldı. Milliyet Gazetesi'nin yeni patronu likit piknik ve mutfak tüpü pazarlayıcısı Erdoğan Demirören, gazetenin yazarlarını kovmaya kalktı. Bu tablo; medya patronluğunda yanlış kaynamış kemiğin acı veren yapısını yeniden gündeme taşıdı. Basın dışında işleri olan işadamları gazete, radyo, dergi ve TV sahibi olduklarında; işlerimize yardımcı olur diye düşünüyor ve “Başbakanları memnun edecek gazetecilik çabasına” giriyorlar.
Milliyet'in yeni patronunun son davranışı bize; “Tüpçüler tüpçülük yapsın. Gazeteciler de gazetecilik…” gerçeğini yeniden hatırlattı.
Bu ülkede ileri demokrasi istiyorsak; basın tam bağımsız olmalıdır. Bu açıdan bakınca basın patronları Aydın Doğan, Turgay Ciner, Ferit Şahenk, Mehmet Emin Karamehmet, Ahmet Çalık ve diğerlerinin ya öbür işlerini bırakıp sadece gazete patronluğu yapacak ya da gazetelerini bırakıp “başbakan yağlamaktan vaz geçecek” bir yapıya yasal olarak zorlanmaları gerekir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp