TIR'lara bak. Bak bak otur ağla. Bayır Bucak Türkmenlerini “kurtarma modeli” için yan yana yarım metre arayla dizilmişler. Yarım metre boşluğa Türk bayrağı asılmış. Bayır Bucak Türkmenlerine insansız hava aracı, çelik yelek, telsiz, elbise, sağlık malzemesi, yiyecek götüren TIR'lar bunlar. Fotomontaj değil gerçek. Bir iş adamı var: Adı Sedat Peker, milliyetçi ve dindar, İslam ahlakı, İslam terbiyesi, İslam tasavvuru, İslam nebevi tebliği ile dolu. Bayır Bucak Türkmenlerinin imdadına “o zor günlerde” koşuyor. TIR'ların önüne ismini yazdırıp, propaganda fotoğrafı çektirmiş.

Tarih: 2015.

Siz desteklemişsiniz.

Arkasında durmuşsunuz.

Yüreklendirmişsiniz.

Önemsemişsiniz.

Destekleyip değerli bulduğunuz için; TIR konvoyu, Türkiye sınırlarından yükleriyle çıkış yapıp Suriye topraklarına gidebilmiş.

6 yıl geçti.

Hangi hesap bozuldu?

Hangi çıkarlar çatıştı?

Nedir bölüşülemeyen?

Sedat Peker ile “henüz netleşmeyen bir nedenden ötürü” aranıza üçlü tripot ile bir kamera girdi. Şimdi laf çeviriyorsunuz.

Ciddiye almayın.

Önemsemeyin.

★★★

Biz almayalım.

Siz ciddiye alın!

Zaten videolarını öncelikli olarak halk için yayımlamıyor. Sizi inandırmak için “Sayın Cumhurbaşkanım Tayyip Abi, başbaşa oturacağız… Ben vatan haini değilim bunu en iyi sen biliyorsun… Senin hiçbir gücün yokken ben vardım onların hiçbiri yoktu… Bütün olanları anlattık… Her şey ortada… Bir özür bekledim abi ya… Bir dahaki videoda konuşacağız Tayyip Ağabey… Helalleşeceğiz Abi…” diye sayıp sıralıyor.

Ve “SADAT” diyor.

“SADAT adlı kuruluşun; PEKER TIR'larına TANRIVERDİ TIR'ları eklediğini ve eklenen TIR'lar içinde silahlar olduğunu ve “o silahların Bayır Bucak Türkmenlerine değil El Nusra'ya gittiğini…” iddia ediyor ve “Benim üzerimden gidiyor ama ben yollamadım. SADAT'çılar yolladı” diyor.

SADAT!

Askeri eğitim veriyor.

Kurucusu Adnan Tanrıverdi; TSK'dan “irtica faaliyeti” yüzünden atılmış. Cumhurbaşkanı başdanışmanı olmuş. Türkiye Cumhuriyeti'nin rejimini “din odaklı yapıya” dönüştürmek için anayasaya taslağı hazırlamış, kamuoyuna açıklamış ve “Mehdi gelecek onun için ortam hazırlamalıyız…” diye de gerekçesini söylemiş.

Ciddiye almayalım.

Siz önemseyin.

Cumhurbaşkanı eski başdanışmanının şirketi Suriye'ye TIR'larla silah götürdü ve El Nusra'ya yardım etti… Sizden habersiz, desteksiz mi yaptı?

★★★

Ayrıca gemi filosu sahibi oğlunun Yüksek Seçim Kurulu üyeleri ile birlikte Venezuela'ya gittiği günlerde gümrük kayıtlarında “ne maske ve ne de test kiti…” olmadığı halde eski Başbakan'ın, “oğlum Venezuela'ya maske ve test kiti götürdü…” savunmasını neden yapmak zorunda kaldığını da bir açıklayın görelim.

Giden maske yok.

Ortada yalan var.

2015 yılında yardımsever iş adamı diye arkasında durup Suriye'ye TIR geçirmesine izin ve destek verdiğiniz Sedat Peker, ayrıca “Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı'dan alınan izinle Suriye'de büyük çaplı kaçak ticaret yapıldığını” da iddia ediyor ve “Bir-iki kamyonluk işleri söylemiyorum… Kaçak ham petrol, çay, şeker, alüminyum, bakır, ikinci el araç… Milyarlarca dolarlık büyük ticaret…” cümlelerini üç ayaklı tripot ve bir kamera üzerinden bütün dünyaya yayıyor.

Ülkemiz aşağılandı.

Biz üzülmekteyiz.

Ciddiye alın.

Önemseyin.

Tarih ciddiye alacaktır.

Bu imam cami içinden Atatürk için “kafir ve zalim…” diye küfürlü beddua etti. Ayasofya Camii'nin içinde bu imam küfürlü beddua ettiği sırada arkasında Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanı da vardı. Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı torunlarının “hafızlık eğitimini başarıyla bitirmelerinden ötürü düzenlenen icazet programı için” oradaydılar. Bu imam Cumhurbaşkanı'nın aile dostuydu. Memleketlisiydi. Bu imamın oğlunun düğününde nikah şahitliğini de Cumhurbaşkanı'nın eşi yapmıştı. İmamın yönetiminde bulunduğu vakıf, her tür devlet desteği ile desteklendiği gibi “vergi muafiyeti” de sağlanmıştı. Bütün bunlara rağmen bazı saf arkadaşlar, “Bu imamın arkası kim, bu küfürlü beddua etme cüretini kimden alıyor?” diye soruyorlar.