Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

20/03/2023

Yalovalı Muharrem

Sayın İnce, siyasi yaşama,15 yaşında CHP'nin parti broşürlerini dağıtarak başlıyor. Sırasıyla, CHP Yalova Gençlik Kolları, İl Yönetimi ve İl Başkanlığı yapıyor.2002-2015 yılları arasında CHP milletvekili olarak parlamentoda bulunuyor. Son iki yılda CHP Grup Başkanvekilliği, 2018 yılında CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı, başarılı bir kampanya ile yüzde 30.6 oy alıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı günün gecesi, hakkında birtakım haksız iddiaların ortaya atılması, Sayın İnce'yi çok üzüyor.

Sayın İnce, bu söylemler ve CHP yönetim kadrosundaki bazı kişilerle tatsızlıklar yaşadığını belirtip sonunda, evladı olduğu partiden ayrılıyor.

Sayın İnce her defasında “CHP benim ailem gibi olup, CHP Atatürk'ün emanetidir'' diyor.

Çok başarılı parti Grup Başkanvekilliği yapan Sayın İnce'nin, TBMM'deki 10 dakikalık konuşması hala hatırlardadır. Yaptığı tüm siyasi konuşmaları ile iktidarı “ARI” gibi sokmuştur.

Sayın İnce, adaylığınıza saygı duyuyorum… İnanıyorum ki, koşullar ne olursa olsun ülke sevdan her şeyin üstünde. Bu nedenle geçmişte yaşadığınız olayların üstüne sünger çekerek, Sayın Kılıçdaroğlu ile yan yana gelmelisiniz. İnanıyorum ki Kılıçdaroğlu, CHP'nin öz evladını yuvasına davet edecektir.

Sayın İnce, bir konuya dikkatinizi çekmek isterim.

“Bu seçim en iyiyi seçme seçimi değildir. Bu seçim koşul ileri sürme seçimi de değil. Hem sevdam ülkem deyip, koşulum şu deme günü de değil. Demokrasiye dönüş seçimidir.”

Seçim ilk turda başarılmalıdır. Yok ben ikinci turda destek veririm demenin, ne adaya ne de destek olana bir yarar sağlamayacaktır.

Sayın İnce bu öneri, köprüden önceki son çıkıştır.

Sayın İnce ile ilgili bir yazı kaleme almayı hiç düşünmemiştim. Hiç karşı karşıya gelmedik. Partiden ayrılırken bir kez telefonla görüşüp, partiden ayrılmaması için düşüncelerimi iletmiştim.

Sayın İnce'nin siyasi yaşamındaki başarı öylüsü bana alıntı bir öyküyü hatırlattı.

ARI ve SİNEK

Arıları ve sinekleri ağzı açık

bir şişeye koymuşlar.

Şişenin taban tarafını ışığa doğru,

Açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler.

Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemiş .

Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan dışarı çıkmayı başaramamışlar.

Bu arada sinekler, şişenin ağzına doğru doluşmuşlar ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar.

Karanlık tarafta bulunan şişenin açık ağzına doğru tek bir arı bile gitmemiş…!!!!!

Camın önünde ışığa doğru çabalamaya devam etmişler.

İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.

Ancak daha derinlemesine düşününce;

Karşımıza anıt gibi dikilen bir yaşam tarzı ortaya çıkıyor…

A. Einstein'e göre arılar olmazsa, insan yaşamı 4 yıl sonra son bulur…

Arılar nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulabilen ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır…

Bu olağanüstü canlı nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi?

Kuşkusuz ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır…

Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyeceklerdir…

Ve bu uğurda da gerektiğinde ölmeyi göze alabileceklerdir.

Sinekler ise karanlığa doğru sıvışan kaçaklardır.

Hiç umursamadan karanlığa doğru yürüyenlerdir.

Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak, bencil varlıklardır.

Sadece kendi yaşamları değerlidir.

Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa oraya giderler. Değerlerin bir önemi yoktur…

Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz, sizinle savaşır.

İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır.

Ve değerleri için ölür.

Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler terkettikleri yere…

Mikrop taşıyan ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri…

Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.

Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.

Çöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklarda…

Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur.

Sinek olup karanlığa mı?

Arı olup aydınlığa mı?

Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun… (alıntı)

Haydi YALOVALI…

 SON SÖZ; “Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır ama güneş her gün yeniden doğar. SENECA

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp