Tayyip Bey, Londra'ya giderken yine üst perdeden konuştu, “Sabrımızı zorlamasınlar, istim üzerindeyiz” gibi laflar!..
Bu lafları Esad için söylüyor zannetmeyin, bu defa hedefinde Suriye'nin kuzeyini eline geçirmekte olan, birbirine karışmış, ağırlığı PKK'dan oluşan muhalif gruplar var!..
Esad bitti, şimdi olara ateş püskürüyor!..
Ama değişen bir şey yok!..
Muhatap iki-üç iken beşe-ona çıktı!..
Ve muhatap olmaktan çok Türkiye'ye de muhalif durumdalar!..
877 kilometrelik Suriye sınırı, iktidarın basiretsizliği yüzünden bir ateş çemberi haline geldi!..
***
Buna karşılık hala bir övünme, bir şişinme, bir kibir almış başını gidiyor…
Kuzey Irak'ta Aşiret Reisi'nin ayağına gitmeye hazırlanan Hariciye Nazırı “Derin Ahmet”, bakınız neler diyor:
“Biz tarihin akışını doğru okuduk… Biz geçen asırda 100 yıl önce Trablusgarp Savaşı'ndan, Balkan Savaşı'ndan, Yemen savaşı'na kadar olan dönemde hangi kardeşlerimizle, halklarla aramıza hangi duvarlar örülmüşse, bu duvarları tek tek yıkacağız. Bu kardeşlerimizle ebedi dostluğumuzu tekrar inşa edeceğiz… Bu eğer iddialı bulunuyorsa, evet bu iddianın sahibiyiz.”
Güler misin ağlar mısın?..
***
Sözü Suriye'ye getiren “Derin Ahmet” bu konuda da çok iddialı ve şu incileri döktürüyor:
“Suriye'nin geleceğinde en etkili söz sahibi ülke KADERDAŞI olarak Türkiye'dir. Olayların arkasından koşmayacağız, olayları yöneten, olayların akışını belirleyen aktör olacağız.”
“Derin Ahmet”in dolayısıyla AKP iktidarının hedefi Yemen'den Balkanlar'a kadar uzanıyor, neredeyse Viyana kapılarına kadar dayanacaklar!..
Aradan 100 yıl geçmiş Balkanlar'la Yemen'le aramızda hangi duvarlar varmış biz bilmiyorduk, “Derin Ahmet”ten öğreniyoruz!..
Hayali duvarları yıkacakmış, helal olsun!..
***
Suriye'nin durumu malum, başımız belada…
Suriye'nin geleceğini bunlar belirleyecekmiş!..
Sen önce sınara yerleşen PKK unsurlarını ve sekize-ona bölünmüş muhalif gruplarla başını beladan kurtar, sınır ötesinde alıkonulan Türk TIR'larını getir de Suriye'nin geleceğini belirlemek kusur kalsın!..
Derdine çare aramak için Aşiret Reisi Barzani'nin ayağına koşmaya hazırlanıyor, Suriye'nin kaderini belirleyecekmiş!..
***
Hem biz niye Suriye'nin “KADERDAŞI” oluyormuşuz?..
Türkiye ile Suriye aynı kaderi mi paylaşıyor?..
Modern Türkiye'nin kuruluşunun üzerinden tam 89 yıl geçti, cumhuriyet ilan edildi, tam işlemese de demokratik bir yapıya kavuştu, Avrupa Parlamentosu ve NATO üyesi bir ülke…
Suriye ise, Osmanlı'nın bir vilayetiyken kaybettiğimiz, dış güçlerin hayat verdiği babadan oğula geçen yönetim şekliyle geri kalmış bir Arap ülkesi…
Nereden KADERDAŞMIŞIZ?..
***
İktidar bu haliyle dökülüyor!..
Tarihin akışını sözde doğru okuyan, ama sürekli ters köşede kalan, neredeyse “dünyayı biz yönetiyoruz” diyecek olan kifayetsiz muhterislerin elinde kalan Türkiye, pusulasını şaşırmış, bir o yana bir bu yana yalpalayan gemiye benziyor!..
Düşünün artık, bu iktidar çareyi aşiret reislerinde arıyor!..
Bunların hocası rahmetli Erbakan da böyleydi, “Kafasında bir dünya kurar onun içinde yaşar” derlerdi…
Hocalarının hık demiş burnundan düşmüşler!..
Su rezaleti!..
Sucuk, salam, sosis gibi ürünlerde bombayı patlatmışlardı:
“Yüzde 100 dana etinden denilen bu ürünlerin tahlilinde içinden tavuk eti, kemik tozu, hatta at-eşek eti çıktı.”
Birkaç firmanın da adını verdiler…
Sonra?..
Sonra unutuldu ve bu firmaların sucuk, salam, sosisleri her yerde rahatça satılıyor!..
Yeni kontroller yapılıyor mu; bilen yok!..
***
Geçenlerde bir bomba daha patlattılar:
“Damacana ve pet şişelerde satılan sularda mikrop çıktı, hatta dışkı bulundu… Bunların arasında ünlü firmalar da var.”
Herkeste bir telaş!..
İyi de bunlar hangi firmalar?..
Vatandaş bu suları halen içiyor!..
İçinde ünlü markaların da olduğu söyleniyor ama bir türlü açıklanmıyor, “açıklanıyor, açıklanacak” diye geçiştiriliyor, sürüncemede bırakılıyor!..
O zaman tahlil sonuçlarının açıklanmasının ne anlamı var?..
Yoksa bu ünlü firmalarla pazarlık mı yapılıyor?..
Tam bir kepazelik!..
Nerede yaşıyoruz biz, Afganistan'da mı, Somali'de mi?!.
