Suriye'nin son durumu bizimkilerin (iktidarın) gözünü epey korkutmuş olmalı ki, yeni müttefikler aramaya başladılar!..
İsrail ile ilişkilerimiz kesik, Irak'la aramız bozuk, ABD ayrı havalarda dans edip Türkiye'yi kullanıyor!..
Rusya deseniz, hiç yüz vermiyor!..
Ne yapacak bizim Tayyip Bey?..
Son çare, Batılı ülkelerin terörist ilan ettiği Hamas'ın sürgündeki lideri Halit Meşal oldu!..
Halit Meşal Ankara'ya geldi ve bir devlet başkanı gibi Tayyip Bey'le uzun görüşmeler yaptı, görüşmeye MİT Müsteşarı Hakan ile Hariciye Nazırı “Derin Ahmet” de katıldı!..
***
Hatırlayacaksınız, bu Meşal daha önce de Ankara'ya gelmiş, fakat ABD terörist olarak gördüğü için Tayyip Bey görüşememişti…
Hatta Ankara'da hava alanına giderken karşılaşmamak için Tayyip Bey gece vakti bir kereste fabrikasını ziyaret etmek zorunda kalmıştı…
Şimdi bu Meşal taktik verecek, bölgede çok bağlantıları olduğu için strateji belirleyecek…
Yoksa 3 saat ne konuşulur; MİT Müsteşarı'nın toplantıda ne işi var?!.
***
Suriye karışınca, orada sürgünde bulunan Meşal'in de rahatı kaçtı!..
Meşal, karargahını (!) Ankara veya İstanbul'a taşıyabilir…
İstanbul'u tercih ederse Dolmabahçe Sarayı'nda istediği kadar oda ve salon var…
Karargahını (!) püfür püfür Boğaz manzaralı bir salonda kurar, hem de Tayyip Bey'in saray ofisinde yan yana olur ve baş başa verip Ortadoğu sorununu çözerler!..
***
Laf Hamas'tan açılmışken, ne oldu şu Filistin'in Gazze şeridi meselesine?..
Bizim iktidar ve yalakaları bir zamanlar Gazze ile yatıp Gazze ile kalkıyorlar, Eminanım bile “Çocuklar ölüyor” diye gözyaşı döküyordu!..
Gazze'ye yardım filoları hazırlanıyor (İsrail hepsini durdurdu), bağışlar, milyon paralar akıyordu!..
Hamas'ın kontrolündeki Gazze'de Müslümanlar İsrail'in ablukası yüzünden açlıktan ölüyor, burada dinci familyası da ağıtlar yakıyordu…
Son zamanlarda Gazze lafı duyulmaz oldu!..
Ne oldu, Gazze'deki Müslümanlar refaha mı kavuştu yoksa modası mı geçti?..
***
İşte o Gazze'ye hakim olan örgütün lideri Ankara'ya geldi ve Türkiye'nin derdine derman olacak!..
Hariciye Nazırı Ahmet'in derinlikli stratejisi yetmedi, Meşal'ın stratejisi Türkiye'yi kurtaracak!..
Bayrama bak, bayrama!..
Sansürün kaldırılışının yıldönümü olan 24 Temmuz Basın Bayramı (!) nedeniyle iktidar kanadından yayımlanan mesajları okuyunca çok güldüm!..
Tayyip Bey diyor ki:
“Yasaklarla mücadeleyi hak ve özgürlüklerin önünü açmayı ilke edinen hükümetimiz, basın özgürlüğünün teminatı olan ifade özgürlüğünün önündeki engelleri tek tek kaldırmıştır.”
AB'den sorumlu olduğu için işsiz kalan Bakan Egemen ise, “Geçmişe nazaran bugün çok daha özgür basınımız var… Artık her konuda farklı fikirlerin dillendirildiği bir Türkiye'de yaşıyoruz” diyor!..
Çankaya'nın 11'incisi de, “Basının sansüre maruz kalmaması gerektiğini” söylüyor!..
***
Herhalde dalga geçiyorlar, bizi işletiyorlar!..
İktidarı eleştirdiği için işsiz kalan, “namert” ilan edilen yazarlar…
Gazete patronlarına yapılan görülmemiş baskılar…
Hapse atılan gazeteciler…
“Kusura bakmayın, dükkan senin, ‘karışmıyorum’ diyemezsin, istediğini vitrine koyarsın, istemediğini koymazsın” diyen Tayyip Bey değil miydi?..
Şimdi kalkmış, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri tek tek kaldırdıklarını söylüyor!..
Tayyip Bey de kusura bakmasın, toplum olarak “balık hafızalıyız” dediysek o kadar da değil!..
***
Evet, iktidar yandaşı basın için çok geniş özgürlük var!..
Yandaş basında yazarlar iktidara rahatça yalakalık yapıp, muhalefete rahatça saldırabiliyorlar ve bu özgürlüklerinin önünde hiçbir engel yok!..
Gazeteler el değiştirip yandaşların safına geçtikçe özgürleşiyorlar!..
Sansür heyetleri yok, ama onun yerini alan otokontrol var!..
Yahu bunlar bizim aklımızla alay mı ediyorlar?!..
