Hariciye Nazırı Ahmet, eskiden ıslık çalıp çağırdığımız zaman koşa koşa Ankara'ya gelen Barzani'nin bugün tıpış tıpış ayağına gidiyor!..

Önceki gün gazetelerin Ankara temsilcilerine gidişiyle ilgili bilgi vermiş ve şu ilginç açıklamayı yapmış:

“Biliyorsunuz, Barzani iki defa Türkiye'ye geldi… Bu gidişimi bir iade-i ziyaret olarak değerlendirin.”

Anlaşılan bizi salak yerine koyuyor!..

Yahu Barzani, peşmergeleri eğitip Suriye'ye yolladığını açıklayınca, Tayyip Bey “Dışişleri Bakanımı Barzani'ye gönderiyorum” demedi mi?..

Maksat belli, bunun neresi iade-i ziyaret?..

Tayyip Bey emrediyor ”onun bakanı Ahmet” Barzani'nin ayağına gidiyor, biz de mışıl mışıl uyuyoruz!..

Siyaset ve dış politika gerçekten iyice ayağa düştü!..

Ahmet, gidiş nedenini açıklamaktan bile korkuyor!..

Çünkü toplumun tepkisi var…

Ahmet, “Suriye'nin kuzeyi ikinci Kandil olmaz” da demiş!..

“Kandil”den anladığı “Kandil Dağı” ise doğru, çünkü orada dağ yok!..

Ama Ahmet müthiş öngörüsüyle “PKK üssü olmaz” anlamında konuştuğuna göre, orada mutlaka ikinci, üçüncü, dördüncü Kandil oluşacaktır!..

Tayyip Bey ve onun Dışişleri Bakanı temcit pilavı gibi aynı şeyi söylüyor:
“Suriye'nin bölünmesine karşıyız… Buna asla müsaade etmeyiz.”

Sanki müsaade isteyen varmış gibi!..

Sevgili okurlar, bunlar Irak için da aynı lafı söyleyip dururlardı…

Sonuç ne oldu, Irak üçe bölündü, her gün bombalar patlıyor, 50-100 kişi ölüyor…

Ama beis yok, çünkü Irak'a demokrasi (!) geldi!..

Varsın bombalar patlasın, isterse Irak beşe bölünsün, demokrasi (!) var ya..

Irak Başbakanı Şii, Cumhurbaşkanı Kürt, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi Sünni…
Ve Irak'ta Sünni Haşimi hakkında tutuklama kararı çıktı, İnterpol'ün kırmızı bülteniyle aranıyor, Türkiye'de saklanıyor!..

Geçenlerde Sünni Haşimi'ye Türkiye'de oturma izni çıkartıldı ve Şii Irak yönetimine karşı korumaya alındı…

Ama üzülecek bir durum yok, zira Irak'a demokrasi (!) geldi!..

Kılavuzu karga olanın burnu b.ktan çıkmaz!..

Bizim kılavuzlar sayesinde de Türkiye'nin başı beladan çıkmıyor!..

Tayyip Bey inanılmaz bir vizyona sahip!..

Onun Hariciye Nazırı ise stratejik derinlikler içinde kaybolup gitmiş durumda!..
Irak'ın kuzeyi için cart curt ettiler, her gün aslan gibi vatan evlatlarını şehit veriyoruz…
Şimdi ise “Kurtar bizi Barzani” demek için Hariciye Nazırı aşiret reisinin ayağına gidiyor…

“Aman Barzani, Suriye sınırında PKK'nın yerleşmesine izin verme, gönderdiğin peşmergeler bize zarar vermesin, o bölgeye hakim ol yoksa yandığımızın resmidir.”
“Kurtar bizi Amerika”dan “Kurtar bizi Meşal”e ve oradan da “Kurtar bizi Barzani”ye geldik; neredeeen nereye!..

“Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları yaptık” diye böbürlenip dururlar ya, çok doğru!..

Türkiye, cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman böyle bir acz ve körlük içine düşmemişti…

Bunu da becerdiler kutlarız!..

Koltuk kavgası!..

Bekliyorduk da bu kadar erken olacağını tahmin etmiyorduk!..

“Kardeşlerin” arasına kara kedi, pardon koltuk girdi!..

Biliyorsunuz, Tayyip Bey cumhurbaşkanı, hatta Başkan, tek otorite olmak istiyor…

Bunun için de Kayserili Abdullah Bey'in önüne engel koydular…

Dediler ki; “Abdullah Gül 7 yıllığına seçildi bu durumda ikinci defa aday olamaz.”
Ancak, bunu Anayasa Mahkemesi iptal etti!..

Tayyip Bey'in adamları da Anayasa Mahkemesi'nin kararını anayasaya aykırı ilan ettiler!..

Yani iş o kadar sarpa sardı!..

Bu komedi sürüp giderken, Çankaya'nın Basın Müşaviri, “Abdullah Bey'in bu gelişmelerden üzüntü duyduğunu” açıklayıverdi!..

Kavga sitemle başladı…

Aynı gün Tayyip Bey'in AKP'deki muavini Çelik Hüseyin aldı sazı eline:

“O üzülürse biz de üzülürüz, Ama Başbakan ona bir jest yaptı ve Köşk'e yolladı, şimdi de ondan jest beklenir.”

Böylece ülkenin Cumhurbaşkanı AKP Genel Başkan Yardımcısı düzeyine indirilmiş oldu ve ülkenin karşılıklı jestlerle yönetileceği resmiyet kazandı!..

Bu arkadaşların eşleri zaten birbirine bozuk ve soğuktu, “Eminanım, Hayrünnisanım'ı kıskanıyor” deniliyordu şimdi de kocaları karşı karşıya geldi…

Eee koltuk tatlıdır, paylaşmak zordur!..

Başımıza şimdi bir de bu çıktı, hayırlara vesile olsun!..