* Türkiye bir tarım ülkesidir.
* Türkiye, dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biridir.
* Biz çiftçimize hizmetkar olmaya geldik.
* Bulduğunuz bir karış toprağı bile ekin.
* Ülkenin kurtuluşu tarımdadır.
* Türkiye ekonomisi tarımla kurtulur.

Yukarıda sıraladığım cümleler geçmişte hemen her gün bir üretici temsilcilerinin, yetkililerin ya da ülkeyi yöneten insanların ağzından düşürmediği laflardı.

Ancak şimdi bunlardan söz edilmez oldu.

Çünkü yakın gelecekte bu ülkede çiftçilik yapacak kimse kalmayacak.

Üreten kimse olmayacak.

Nedeni açıkça belli.

Bir litre mazotun 40 lirayı aştığı günümüzde üreticinin ayakta kalmasını, tarlasını, bağını, bahçesini ekip biçmesine imkan kalmadı neredeyse.

Peki kimsenin kılı kıpırdıyor mu

Kocaman bir hayır.

Yetkili ağızlardan beylik laflar çok çıkıyor da, arkası bağlar gazeli.

İYİ Parti eski Adana İl Başkanı Göktürk Boyvadaoğlu, Adanalı çiftçi bir ailenin çocuğu.

Babadan kalma yüzlerce dönüm arazisi var. Ekip biçiyordu. Ama şimdi o da diğer çiftçiler gibi başını ellerinin arasına almış kara kara düşünüyor.

Nedeni açık.

Bir litre mazot 40 lirayı aştı.

Şimdi gerek Göktürk bey, gerekse diğer üreticilerimiz hangi kazançla mazot alıp tarlasını sürecek.

Bugün en küçük traktör 180 litre mazot alıyor. Yani 7 bin lira. Yani iki günde bir asgari ücretlinin maaşı.

Bir üretici tarlasını sürmek için ayda 15 asgari ücretli maaşını harcamak zorunda.

Yanlış okumadınız 15 asgari ücretli maaşı.

Yani her çifti bacasız fabrika gibi sanki.

Göktürk Boyvadaoğlu isyanlarda.

Diğer üreticilerde…

Acı konuşuyor İYİ Parti eski İl Başkanı. “Bugün devletin açıkladığı rakamla mısır 6 bin liraya geliyor tonu. Tüccara 5 bin liradan fazla almıyor. Geçen yıl mazotun litresin 24.80 kuruştu. Bugün 40 lirayı aştı. Mazota bir yılda neredeyse yüzde 100 zam geldi ama tarladan çıkan ürüne ödenen fiyat daha da geriledi. Çiftçi ürününü yeterli miktarda bir rakama satamazsa bu mazotu nasıl alsın, nasıl gelecek yıl için tarlasını hazırlasın. Ben dahil mazotu gelecek yılın mahsulüne göre alıyoruz. Yani borç üstüne borç. Faiz üstüne faiz. Hükümetin derhal mazottaki vergiyi kaldırıp çiftçilere vermesini bekliyoruz. Bunun birçok yolu var. Üretici ekeceği tarlasını belgelendirir, vergisiz mazotu alır. Aksi halde bu ülkede ekili bir karış arazi kalmayacak” diye dert yandı.

Göktürk bey gibi diğer çiftçilerde aynı şeylerden yakınıyor.

Milyon dolarlık teknelere vergisiz mazot sağlayan hükümet kendi öz çiftçisini neden düşünmez? Bir litre vergisiz mazotu neden çiftçisine çok görür.

Açık denizlerde keyif çatan tekne sahipleri kadar değeri yok mu Türk çiftçisinin.

Bu konuda yazacak o kadar çok tepki var ki…

Akaryakıttan alınan vergilerle hükümet kasasını doldurmayı planlıyorsa belki bunu başarıyordur ama arkasında can çekişen milyonlarca üretici bırakarak.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda derhal bir çalışma yapması, üreticilerin istediği vergisiz mazotun bir an önce vakit geçirmeden hem de üreticiye verilmesini sağlamalıdır.

Aksi halde yazımın başlığında olduğu gibi çiftçide olmazsa kimsede olmaz.

Çiftçi piyasanın lokomotifidir. Eğer çiftçi ürününü tarladan kaldırıp, hak ettiği fiyata satıp parasını elde ederse düğün salonu işletenler, kuyumcular, manifaturacılar, mobilyacılar, beyaz eşya satıcıları, gelinlik satanlar, konfeksiyonlar, giyim mağazaları, züccaciyeciler kısaca piyasa ekonomisi inanılmaz canlanır. Herkesin yüzü güler. Ama çiftçide olmazsa bu saydıklarımın yanı sıra ülke batar ülke…