Tam bir final havası vardı. Galatasaray için bu maçı kazanmak kupayı kavramaktı aslında. Maça bu havada başladı ev sahibi. 30 dakika içinde kaçan üç net fırsattan biri gol olsa oyun içindeki psikolojisi olumlu yönde etkilenecekti Galatasaray'ın.

Başakşehir’in oyun yapısı belli. Çok adamla kendi yarı sahasını savunup kontra ataklar yakalamak. Galatasaray'ın ilk yarıdaki oyun üstünlüğü gol olarak sonuca yansımasa, futbol adına talihsizlik olurdu. Rakip ceza sahasında 18 kez topla buluşup 13 defa şut girişiminde bulundu ev sahibi ilk yarıda. Deniz'in elle oynamasından sonra VAR tavsiyesiyle gelen penaltıda İcardi bu kez ‘Panenka' değil, sert şut tercihi ile golünü attı. VAR yokken hakemler konsantrasyonları daha yüksek olarak maç yönetiyorlardı sanki. Dünkü penaltıyı hakemin net olarak görmesini beklerdim doğrusu.

İkinci yarı rüzgâr oyunun içinde değişti. Kontrollü oynamaya çalışmak her zaman baskı yemek anlamına gelmez. Başakşehir daha fazla gelmeye başlamıştı. Muslera kalesinde güven verdi.

‘Maçı savunma yaparak bitirebilir miyiz' anlayışı çok tehlikelidir. Mertens dün çoğu zaman beklentilerin altında kaldı. Oliveira'da düşüş var. Son bölümlerde pres zaman zaman devreye girdi. Bu anlayış pozisyonlar getirdi. Zaniolo'nun daha üst seviye olması gerekir ama lig bitiyor artık. G.Saray için zor bir akşamdı. Gelen galibiyetle yol, daha güvenli artık.