Top
24/03/2022

Saray’daki görkemli sofralar

Sevgili okurlarım, Türkiye'de en önde gelen yeni bir güç odağı oluştu…

Saray!

Atatürk dahil gelmiş geçmiş bütün cumhurbaşkanlarının emrine verilmiş olan köşkler vardı.

En başta Çankaya Köşkü gelir ve cumhurbaşkanlarımız orada yaşar, mütevazı bir hayat sürerdi.

Çankaya'ya bağlı olan devlet
saraylarını ancak gerekli olursa kullanırlardı…

Ve hiçbirinin aklına
“Ben kendime özel bir cumhurbaşkanlığı sarayı yaptırayım” demek gelmemişti.

Günün birinde bunlar iktidar oldu, cumhurbaşkanlığı rejimi oluşturuldu…Ve ilk iş olarak Ankara'da muhteşem, görkemli bir saray yaptırdılar.

Bu sarayın yapımı için devletin ve milletin trilyonları harcandı.

★★★

Türkiye her konuda artık saraydan yönetiliyor.

Meclis, Hükümet, Bakanlar Kurulu vesaire devre dışı bırakıldı.

Geçmişteki bütün cumhurbaşkanları
“Tarafsız” idi.

Yapılacak harcamaları kısıtlamak için ellerinden geleni yaparlardı.

Örneğin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in oğlunun nikah töreni Çankaya'da yapılmıştı ama Sezer bütün harcamaları kuruşu kuruşuna hesap ettirip kendi cebinden ödemişti.

“Ben bunun parasını devlete ödetmekten utanırım” demişti.

★★★

Günümüzün cumhurbaşkanlığı sarayı ise AKP'nin ikinci genel merkezi oldu. O makama geldiğinde “Tarafsız”
kalacağı konusunda anayasa uyarınca namusu ve şerefi üzerine yemin eden şahıs şimdi hem partisinin genel başkanı, hem de sözüm ona tarafsız cumhurbaşkanı!

Birkaç gün önce, 21 mart akşamı yemekli bir davet daha verdi, partisinden kopup giden eski bakanları, milletvekillerini, küskünleri ve ayrıca il ve ilçe başkanlarını görkemli saray sofrasında ağırladı…

Ve onları AKP'ye yeniden dönmeleri için ikna etmeye çalıştı.

Davet edilecek olanlar tek tek aranıp, gelip gelmeyecekleri sorulmuştu.

Sıkıysa katılmayacağını söyle bakalım!

Saymak mümkün değildi ama bu yemekli davete en az 600 kişi katılıp, atılan nutukları dinlemek zorunda bırakıldı.

★★★

Onlarca garson hizmet verirken yemek listesi şöyle idi:

-Antep usulü kuru dolma.

-Kereviz salatası, talaş böreği.

-Kuzu incik kızartma.

-Mevsim sebzeleriyle bademli basmati pilav.

-Tahinli profiterol, çay kahve.

Yediler, içtiler, muhabbet edip nutuk dinlediler!

Afiyet olsun.

★★★

Peki ama böyle 600 kişinin katıldığı yemek davetinin parası nereden çıkmıştı?

Acaba örtülü ödenekten mi!

Bu sorunun yanıtını öğrenmemiz hiçbir zaman mümkün olmayacak.

Sarayda artık ayrı bir parti devleti var ve Türk Milletinin geleceğini kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kurgulamaya çalışıyor.

Ellerinde korkunç bir para gücü var.

Üstelik devlet de ellerinde.

Anayasanın şakır şakır çiğneniyor olması hiç umurlarında bile değil. Ya da öyle rol yapmak işlerine geliyor.

★★★

Millet açlığa ve sefalete sürüklenmiş, evine yarım kilo kıyma alması mümkün değil…

Her gün gaddarca yapılan zamlar karşımızda.

İşte böyle bir ortamda düzenlenen saray sofraları acaba sahiplerini utandırıyor mu?

Hiç sanmıyorum…

Zira onlar için önemli olan, iktidar gücünü, sonsuz harcamaları ve yaşamakta oldukları lüks ve şatafatı elden kaçırmamaktır…

Ama işin kendileri açısından hüzünlü sonuna yaklaştıklarını, iktidarın ellerinden cıva gibi kayıp gideceğini onlar bizden çok daha iyi ve net bir biçimde görüyor.

İşte o yüzden, başları her sıkıştıkça kullandıkları din ticareti ve din sömürüsü kavramına yeniden başvurmak zorunda kaldılar:

“Bu bayrak inmeyecek, bu ezanlar susmayacak!”

★★★

Yaa kardeşim ne ucuz siyasettir bu!..

Sizden bayrağı indirmenizi, ezanları susturmanızı isteyen mi var?

Varsa kimler?

Size hemen söyleyeyim, Türkiye'de bu ‘edebiyat' AKP iktidarı zora girdiğinde devreye sokulur.

Gelmiş geçmiş (bir miktar Özal dahil) bütün cumhurbaşkanlarını burada saygı ve özlemle anıyorum.

Hiçbiri cumhurbaşkanlığı makamını bugün olduğu gibi günlük parti siyasetine alet etmemişti.

Hiçbiri elindeki yetkileri kişisel siyasi çıkar amacıyla kullanmamıştı.

Hiç merak etmeyelim, bu da geçecek!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp