Top
01/12/2023

Türk’ün Türk’e propagandası!

Sevgili okurlarım, özellikle televizyonların bütün yayın saatlerinde sık sık bir takım sözüm ona haberleri izlemek zorunda kalıyoruz.

Partili bir cumhurbaşkanı var, önce o beyefendi çıkıyor, hemen her saat esip gürlüyor, Birleşmiş Milletler dahil bütün dünyaya posta koyuyor.

Sonra İsrail'e geçirmeye başlıyor, Netenyahu'nun savaş suçlusu olarak yargılanacağını iddia ediyor.

Tamamen iç siyasete yönelik. Kendi seçmenine selam!..

Televizyon kanallarıyla birlikte medyanın büyük bölümü de iktidar tarafından resmen ele geçirilmiş durumda…

Ekranlarda anında canlı yayınlara geçiliyor.

Baştan sona aynı masalları yeniden, bir kez daha dinlemek zorunda kalıyoruz.

★★★

Sonsuza kadar konuşacak değil ya!..

Onun okuma seansı bitiyor, sonra sırası gelen bazı Bakan Bey'leri dinleme faslı başlıyor…

Hepsi yaptıklarını ve sonra inşallah yapacaklarını anlatmaya koyuluyor.

Onlar da bitince sıra AKP sözcüsü Ömer Çelik'in söyleyeceklerine geliyor.

Bu arkadaşın konuşma yeteneği de maşallah çok iyi!

Konuştukça konuşuyor…

Kısaca anlatmaya çalıştığım bu tablo hep canlı yayınlarda gerçekleşiyor.

Hiçbir kanal o konuşmaları kesemiyor, her birinin ne kadar sıkıcı da olsa saatler boyunca evlerimize konuk olmaları işte bu zoraki yöntemle sağlanmış oluyor.

★★★

Bu bıktırıcı ve can sıkıcı tablo bunlar iktidarda kaldığı sürece (hem de giderek artış göstererek) sürüp gidecek.

Yapılan aslında şu:

Türk'ün Türk'e propagandası!..

Özellikle dış politika konusunda hiçbir dünya ülkesi bunları takmıyor.

Biz çalıyoruz ve biz oynuyoruz.

Hem çalgıcı hem oyuncuyuz.

★★★

Bunun çok önemli bir örneğine son İsrail-Hamas savaşında günlerden, haftalardan beri tanık olmuyor muyuz…

Bu konuda kendilerine rol biçtiler…

“Arabulucu olmaya hazırız!”

Eğer olursa büyük başarı elde edeceklerdi.

İsimleri bütün dünyada geçecekti.

Ama geçmiş olsun bayım, treni kaçırdılar.

Arabuluculuk görevini Mısır'la Katar'a kaptırdılar.

Çaba harcadılar, milletin paralarını harcadılar, oraya gittiler, buraya gittiler, nutuklar attılar ama sonuç hiç değişmedi.

Sorunun çözümünde Türkiye yok sayıldı.

Uzaktan izlemek zorunda kaldılar.

★★★

Yazacak çok şey var ama size son bir örnek vereyim…

İran Cumhurbaşkanı Reisi geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye gelecekti.

Ama gelin görün ki bu resmi gezi İran tarafından tek taraflı olarak iptal edildi.

Diplomaside bazı kurallar vardır ve önemlidir.

Bu gezi ertelenmemiş, hiçbir gerekçe göstermeden iptal edilmişti. Neden ve niçin olduğu İran tarafından Türkiye'ye bildirilmedi.

Bizimkiler bu saygısızlığı bile sineye çekip afiyetle yuttular.

Türkiye'nin Ortadoğu'da ve özellikle son savaşta zaten olmayan ağırlığı böylece bir kez daha sıfırlanmış oldu.

★★★

Ders almış olmalarını dilerim ama almazlar…

Her fırsatta nutuk atmayı, sağa sola posta koymayı bundan sonra da bütün hızlarıyla sürdürecekler.

Nasıl olsa medyanın büyük bölümü ellerinde tutsak.

At atabildiğin, konuş konuşabildiğin kadar…

Milleti pembe hayallerle avut, iç açıcı tablolar sunup kandır.

Nasıl olsa yiyenlerin sayısı az değil!

Biz yiyoruz ama yurt dışındaki namussuzlar (!) yemiyor ki…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp