Top
01/06/2023

Yeni bir yüzyılımız oldu maşallah!

Sevgili okurlarım, bu iktidar döneminde Türkiye'ye acayip, tuhaf bir anayasa getirdiler…

Bir Cumhurbaşkanı var…

Ve her şeyden sorumlu.

Hakkında soruşturma açılamaz, kendisine soru sorulamaz.

Sorulsa bile kısıtlı bir yanıt gelir, daha fazla üstelenmesi mümkün olmaz.

Attığı imzalar nedeniyle kendisinden hesap sorulamaz.

★★★

Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin başkanıdır. Aslında o makamda parti başkanı olarak oturmaktadır.

Anayasa uyarınca namusu ve şerefi üzerine etmiş olduğu tarafsızlık yeminini her gün paspas gibi çiğner ama kamuoyu tepki vermez.

Verse bile hiçbir etkisi olmaz.

Yıllardan beri böylesine bir siyasal ortamda yaşamaktayız.

Son seçimden hemen önce yeni bir kampanya başlattılar:

“Dünyada Türkiye yüzyılı başlıyor!”

Nasıl olacak, nasıl bitecek, ne olacak da bütün dünyada Türkiye yüzyılı başlayacak, bu palavraya kendileri bile inanmıyor.

Türkiye gibi ülkelerde böylesine acayip ve hiç kimsenin inanmadığı sloganlar üretip millete yutturmak kolaydır da, gerçekleştiğini görmek hiçbir zaman mümkün olmaz.

★★★

2023…

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı…

Böylesine günler, haftalar, aylar ve hele de 100. yıllar bütün ülkelerin tarihinde önemlidir.

Çocuk oyuncağı değil bu 100. yıl!..

Yılın ilk beş ayı geçti.

Memleketi yönetenlerden bu konuda bir tek söz, neler yapılacağı, nasıl kutlanacağı konusunda açıklanan bir tek karar gördünüz mü?

Görmediniz, duymadınız!

Şimdi diyecekler ki “Seçimler vardı kardeşim, biz seçime bakıyorduk. Zamanımızı seçime ayırmak zorunda idik..”

Şimdi seçim bahanesi bitti. Bundan sonra ne yapacaklarını hep birlikte görelim bakalım…

★★★

İşin gerçeği şudur…

Bu vatandaşlar Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 yılında kurduğu Cumhuriyet rejiminden hiç hoşlanmaz.

Onların kafasında hep Osmanlı ve şeriat rejimi özlemi gibi konular önceliklidir. Devrimlerimiz derseniz akıllarına bile getirmek istemezler.

Şimdi önümüzdeki haftalarda ve aylarda kısıtlı ve göstermelik bir takım kutlamalara girmek zorunda kalsalar, akıllarına bir kuşku takılacaktır:

 “Cumhuriyet'in 100. yılını kutlamasına kutlayalım da, bu işin bir de sonrası var, devamı var… Karşımızda yer alan kesimler hemen ardından devrimleri güncelleyecek, böylece devrimleri de gündeme taşımak zorunda kalacağız.”

★★★

Evet, Cumhuriyet 1923'de ilan edildi ama olay hiçbir zaman bir rejim değişikliği olarak kalmadı.

Hemen ardından 1924 yılında çok önemli devrimler peş peşe gelmeye başladı ve bu uygarlaşma süreci 1930'lu yıllara kadar sürdü gitti.

Milli eğitimden kadın haklarına, Diyanet'in kurulmasından laik rejime, medreselerin kapatılmasından medeni kanuna, soyadı kanunundan Latin harflerine kadar onlarca baş döndürücü devrim birbirini izledi ve her biri ayrı ayrı gerçekleşti.

Atatürk vefat ettiğinde devrimlerin tamamı gerçekleşmişti.

★★★

Şimdi iktidarın büyük bir endişesi var:

“100. yılı kutlarken bize karşı olan kesimler hemen ardından peş peşe gerçekleşen devrimlerin de kutlanmasını isteyecek ve ortalığı bu yolla tahrik etmeye çalışacaktır…” Yani bu iş öyle göstermelik, sıradan Anıtkabir ziyaretleriyle sınırlı kalmayacak.

Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten Osmanlı kafalıların korkusu işte buradan kaynaklanıyor ve korkmakta haklılar.

Seçimi kazandıktan sonra “Dünyada Türkiye yüzyılı başlıyor” diye propaganda yaptırıp slogan atanlar işte bu gerçeklerden korkuyorlar. Hangi Türkiye yüzyılı nasıl başlayacakmış!

‘Dünyada Türkiye yüzyılı' palavrasına sığınanların elleri kendi ülkelerinde Cumhuriyet'in 100. yıldönümünü kutlamaya bile varmıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp