Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

27/08/2023

Transfer harcamaları

Bundan 50-60 yıl önce gazetelerde yer alan ekonomi yazılarının çoğu “bütçe tahlili” üzerineydi. TBMM'de en hararetli tartışmalar da bütçe müzakereleri sırasında olurdu. 1960 darbesinden sonra maliye kökenli bir siyasetçi olan Ekrem Alican (1916-2000) mecliste yaptığı bütçe tahlili konuşmalarıyla yıldız olmuştu. Herkes, ekonomimizi kurtaracak liyakatli insan nihayet zuhur etti diye sevinmişti. Alican, başbakan yardımcısı oldu. Yıldızlığı pek uzun sürmedi. ODTÜ İşletme mezunu muhasebeye meraklı bir kişi olarak, ben de Ekrem Alican'ın bütçe tahlillerini ilgiyle izler ama pek de bir şey anlamazdım. Kafamı karıştıran şey “transfer harcamaları” bölümüydü. Bana öğretilen, ekonomide biri “tüketim” diğeri “yatırım” olmak üzere iki tür harcama olduğu idi. Transfer harcamaları neyin nesiydi? Bunlar, futbolcu transferi için yapılan harcamalar olamazdı. Hafta başında yazarımız maliyeci Dr. Nedim Türkmen'in “Seçim ekonomisinin tahribatı kalıcı olacak” başlıklı “bütçe tahlili” makalesini okudum. Karşıma kabusum olan “transfer harcamaları” bu kez “cari transferler” adıyla çıktı. Neyse. Nedim Hoca'nın verdiği bilgilere göre bütçenin %44'ü cari transferlere, %25'i personel ödemelerine, %12'si faize, %7'si mal ve hizmet alımlarına, %6'sı yatırımlara, %4'ü SGK primine, %2'si sermaye transferine, %2'si de borç vermeye gidiyormuş. Bu dağılımdan çıkardığım sonuç, bütçe gelirlerinin kabaca %8'inin yatırıma, %92'sinin tüketime (cari harcamalara) gittiğidir.

MUHASEBEDE ÖLÇME VE KAMUYU AYDINLATMA

Muhasebe, “ölçme”, “kayda alma” ve karar alıcılara “bilgi sunma” disiplinidir. Bunun için önce ölçülecek şeyi doğru tanımlamak, doğru adlandırmak ve doğru tasniflemek gerekir. Ölçüm sonuçları ilgililere (kamuya/seçmene, yöneticilere veya vergi dairesine) sunulurken, amaca uygun tablolar kullanılır. Herkese aynı tablo sunulmaz. Kamuya sunulan bilgilerin “kamuyu aydınlatması” gerekir. Buna İngilizcede “full disclosure” (tam açıklama) ilkesi denir. Bunun için hesap başlıkları hesabın içeriğini anlatmalı ve içerik muhasebe mantığına uygun olmalıdır. Mesela “borç verme” diye bir gider olmaz. Borç alma veya verme harcama değildir. Yazıda yer alan “cari transferler değişimi” çizelgesini inceledim. Merak ettiğim hiçbir bilgi yoktu. Mesela, tasarruf edilmez denilen “itibar harcamaları” toplamını göremedim. Asalak yandaş medyaya resmi ilan vs. yollarla yapılan “transferler” ayrı bir satırda gösterilmeliydi. Pahalılık altında ezilen yurttaşlar, İstanbul Havalimanı, Yassıada Külliyesi, Çanakkale Köprüsü, mevcut iki kuleden birini yıkıp diğerini satıp, bunların yerine yapılan Çamlıca Anten Kulesi, yeni AKM, İstanbul Finans Merkezi, TOGG ve benzeri yüzlerce “kara delik” yatırımın yıllık külfetini öğrenebilmeliydi. Bunlar yoktu.

MİLLİ GELİRİN TEKRAR DAĞITIMI

Bütçe harcamalarının %92'sinin “cari masraf” yani “tüketim gideri” olduğunu gördük. Tüketim harcaması yapmak için “tüketim malları ve hizmetleri” üretilmiş olmalıdır. Lütfen tüketim (cari harcama) sözcüğüne olumsuz bir anlam yüklemeyin. Yaşamak için tüketmek gerekir. Cari transferler (%44) ve personel giderlerine (%25) SGK primleri (%2) eklenince, bütçe gelirlerinin yani toplanan vergilerin ve alınan borçların en az %70'inin, ücret, maaş ve sosyal yardımlara gittiği anlaşılıyor. Yani “gider türü” büyüklüğüne göre birinci sırada açık ara “insan kaynakları giderleri” geliyor. Bunların ne kadarı “iktidar sahabesine” gidiyor bunu bilmiyoruz. Türkiye'de vergi toplanmıyor iddiası doğru değil. Avrupa Birliği ülkelerinde 2021 yılında “Vergi Geliri/GSYH” oranı ortalama %19.4 iken bu oran Türkiye'de %17.9 olarak ölçülmüş. Muhasebe ve istatistikteki hata toleransları göz önünde tutulursa, Türkiye'de de AB ülkeleri kadar vergi toplandığı söylenebilir. Sorun toplamada değil harcamadadır.

SON SÖZ: Çok bilgi, gerekli bilgiyi gizler.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları