Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

19/03/2023

Bankaları da batırırlar

Olay: Silicon Valley Bank isimli ABD'nin 16. büyük bankası, paralarını çekmek isteyen mevduat sahiplerinin hücumuna uğrayınca, 10 Mart 2023'te ödemede acze düştü. California Mali Hizmetler Dairesi tarafından kapatılıp, tasfiyeye tabi tutulmak üzere Federal Mevduat Sigorta Kurumu'na devredildi. Bunu 12 Mart 2023'te aynı şekilde ödemede acze düşen Signature Bank isimli bankanın New York Mali Hizmetler Dairesi tarafından kapatılması izledi. Bu olaylar, ABD'de başlayıp tüm dünyaya yayılan 2008/9 küresel krizine benzer bir çöküntünün öncülleri olmasın diye harekete geçildi. Devreye ABD Hazine Bakanı iktisat profesörü ve eski FED başkanı Bn. Janet Yellen girdi. Ödemeler sisteminde bir aksamaya meydan verilmeyeceğini ve mevduat sahiplerin korunacağını söyledi. “Bağımsız bir kuruluş olan FED de gerekeni yapacaktır. Onların işine ben karışmam” dedi. Başta İngiltere (UK) olmak üzere Avrupa devletleri peş peşe “bizim bankacılık sistemimiz sağlamdır” merak etmeyin mesajı yayınladı. Buna rağmen bir süredir sağlığı bozuk olan Credit Swiss sallanınca, İsviçre Merkez Bankası bu bankayı ödemede acze düşmekten kurtarmak için 54 milyar dolar destek sağlayacağını açıkladı.

BU ŞERDEN BİZE HAYIR DOĞAR

2009'da Türkiye'nin milli geliri (GSYH) %4.7 küçüldü. Yani AKP'lilerin utanmadan ve usanmadan yanlış söylediği gibi 2009 krizi Türkiye ekonomisine teğet geçmedi. Deldi geçti. Ancak bu küresel krizin ardından, 2022 İktisat Nobel Ödülü'nü alan dönemin FED Başkanı Ben Bernanke helikopterine binip gökten dolar yağdırdı. Bu dolar yağmurundan biz de çok yararlandık. Büyümemiz hızlandı. Benzeri bir oluşumu  bugün de bekliyorum. Banka batması, bizim yabancısı olduğumuz bir şey değildir. En son 2001 krizinde 20 kadar banka batmıştı. Daha doğrusu hepsi batmış ama bir kısmı tasfiye edilmişti. Bankalar “para piyasası” firmalarıdır. Yani “sermaye piyasası” firması değildir. (Bu fark iyi bellenmelidir.) Dolayısıyla bankalar, faaliyet gösterdikleri ülkenin para sistemine  göre hareket eder. Bankaların Türkiye gibi “çift paralı” bir ekonomide işleyiş tarzı, tek para birimli gelişmiş ekonomilerdeki bankalardan bir hayli farklıdır. Bundan daha önemlisi bizim banka sistemimiz, bir “devlet dairesi” olan Merkez Bankamızın güdümündedir. MB isterse bankalarımızı 2001'de olduğu gibi berbat veya 2022'de olduğu gibi abat eder. Bankaların kârlılığı ile merkez bankalarının izlediği para politikası arasında her ülkede (ABD dahil) önemli bir nedensellik bağı vardır.

BANKALAR NİÇİN BATAR

Banka batış nedenleri iki kümede toplanabilir. Birinci kümeye kötü niyetli ve/veya riskli yönetim girer. Kötü niyetli yönetim, banka sahibinin bankayı, kendisinin banka dışı işlerine finansal kaynak yaratmak için kullanmasıdır. 2001 krizine gelinceye kadar bizim ülkemizdeki bankalar böyle yönetilirdi. Bu, düpedüz ahlaksızlıktır. Ama bizim iş aleminin lordları (gazete patronları dahil)  bunu “normal” görüyordu. Kârlı ama riskli yönetim ise bankayı, kârını “mevduat toplayıp-ödünç verme” faaliyetinden ziyade “sermaye piyasası/hazine işlemleri”nden elde eder hale getirmektir. Zaten batma vakaları incelendiğinde çoğunun hazine işlemlerindeki “varlık-yükümlülük” uyumsuzluğundan (mismatch) kaynaklandığı görülür. Son olaylardaki uyumsuzluğun kök sebebi “Pandemi” ve “Ukrayna” savaşıdır. Art arda gelen bu iki felaket hem ekonomileri daraltmış hem de enflasyonu yükseltmiştir. Bu yüzden merkez bankaları faizleri artırmış ve düşük getirili kağıtlara yatırım yapmış bankaları ters köşede bırakmıştır. Bu da “ekonomik hayatın doğasında mevcut” ve uzak yol kaptanların öngörüp, risk hesabına dahil etmesi gereken  bir fırtına türüdür.

Son söz: İyi kaptan kötü kaptan fırtınada belli olur.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları