Top
30/05/2023

Yeni dönemin faliyet raporu

Seçimler bitti, vatana millete hayırlı olsun… Bu yazıda, Türk sporunda yeni dönemin ‘muhtemel’ faaliyet programına göz atıyoruz. Buyurun:

– Yine seçilmişler değil, atanmışlar yöneteceği için, Türk sporunun komple dibe vurmasına…

– Siyasilerin, Türk sporunu kurtaracak kararları yine almamasına…

– Meclis’e yeniden giren eski futbolcunun önüne gelene dayılanmasına…

– Tüm liglerin marka değerinin düşmesine…

– Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni yönetiminin de futbolu yönetememesine…

– Sahada kazanamayan, kendi hatalarını görmeyip, suçu hep başkalarına, özellikle hakemlere atan kulüplerin algı operasyonlarına ve maçlardan daha fazla sayıda (saçma sapan) açıklama yapmasına…

– Hakemlerin futbolu (ve basketbolu) bilmemesine ve öğrenmemekte direnmesine…

– Üç büyük kulübün mevcut kafayla daha da batmasına…

– Yapılandırma borçlarını ödeyen ‘batık’ kulüplerden gelen parayla voleybol takımını güçlendiren kamu bankasının, ‘batık’ kulüplerin takımlarını sahada yenip şampiyon olmasına…

– Türk ekonomisinin hali ortadayken, kamu kuruluşları ve bankalarının takımlarına her yıl milyonlarca Euro-Dolar harcamasına…

– Başkanı Atatürk’ten söz eden VakıfBank’ın, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin 100. yılında, logosunda Atatürk olan SÖZCÜ’ye ambargo uygulamasına…

– Kurtarılması için hiçbir şey yapılmaması nedeniyle, dibe vuran Türk basketbolunun yine yerlerde sürünmesine…

– Koca ülkede erkek-kadın basketbolcu yetişmediği için milli takımlara yeni devşirmeler aranmasına…

– Basketbolu yönettiğini zanneden federasyon başkanının, deprem bölgesinde silahlı korumalarla gezmesine…

– Alt basketbol liglerindeki bahis-şike iddiaları sürekli konuşulduğu, federasyon harcamaları devletin denetleme raporlarına girdiği halde, dosyaların hasıraltı edilmesine…

– Doğru düzgün hiçbir geliri olmayan, menajerlerin oyuncağı haline gelen futbol ve basketbol kulüplerinin haddinden fazla harcamasına, batmasına ve kapanmasına…

– Cimnastik, güreş, boks gibi; o sporların içinden gelenlerin yönettiği olimpik branşların yükselmesine…

– Atletizm, yüzme, tenis gibi; o sporlardan anlamayanların yönettiği branşların çökmesine…

– Paris 2024’e fazla sayıda Türk atletin gidebilmesi için yarışmalarda derece manipülasyonları yapılmasına…

– Türk pasaportu olmayan yüzücülerin, uluslararası yarışmalarda milli takım adına yüzdürülmesine…

– Milli takımlara torpille, daha kötüsü parayla sporcu alınmasına…

– Sağda solda kıyıda köşede ne kadar spor ve turnuva varsa alınan tüm madalyaları başarı gibi gösterme çabalarına…

– Olimpiyat yılında (2024) yapılacak federasyon seçimlerinde; onun akrabasının, bunun avanesinin, şunun şürekasının yönetim kurulları listelerine sokulmasına…

– Branşını hile hurdayla bile yönetemeyen federasyon başkanlarının utanmadan koltuklarında oturmasına ve kollanmasına…

– Antrenör ve sporcuya yine yatırım yapılmazken ‘spor, bina ve tesisle gelişir’ sanrısıyla (müteahhitler kazansın diye) tüm hızıyla ihalelere…

– Yine muhalefette kalan CHP ile İYİ Parti’nin, kimsenin tanımadığı ve ne iş yaptığını bilmediği spor kurulları üyelerinin; Ankara’nın lüks lokantalarında buluşup “Türk sporu iyi yönetiliyor ama geleceğin bakanı ve teşkilat üyeleri de burada oturuyor” diyerek, herkesin akıl sağlığını bozmasına…

DEVAM!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları