Top
Deniz Zeyrek

Deniz Zeyrek

deniz.zeyrek@radikal.com.tr

27/09/2023

Koltuğu koruma mücadelesi!

11 Eylül 2023 günü SÖZCÜ'de yayınlanan “Ben aday olmayacağım” başlıklı yazıda, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bana olan sitemini aktarmıştım.

Kemal Bey bana “koltuğu korumak için insan üstü çaba harcıyor” ifadesini kullandığım için sitem etmişti. Konuşulanın aksine CHP Büyük Kurultayı öncesinde yapılan ilçe ve il kongrelerine karışmadığını iddia ediyordu.

Kendisine şu soruyu yöneltmiştim.

“Partinizde kongreler yapılıyor. Değişimciler, Genel Merkezciler mahalle, ilçe kongrelerinde kıran kırana yarışıyor. Siz bu sürecin dışında mısınız? Mesela Ankara il başkanının belirlenme sürecine dahliniz olmuyor mu?”

Kılıçdaroğlu ise soruma Ankara İl Kongresi üzerinden şu yanıtı vermişti:

“Bir arkadaşımız geldi il başkanı olmak istediğini söyledi. Gidip yarışmasını söyledim. Sonra gençlik kollarından iki arkadaş geldi. Onlara da aynısını söyledim. Bir arkadaşla daha görüştüm. Ona da gidip aday olmasını söyledim. Hepsi aday olur, iyi olan kazanır.”

Kılıçdaroğlu, delegelerin çoğunu belirleyen belediye başkanlarının kendisi adına çalıştıkları iddialarına da karşı çıkmıştı.

★★★

23 Eylül'de yapılan Ankara İl Kongresi'nde, (öncesinde bana söylediğinin aksine) Kılıçdaroğlu'nun adaylardan Ümit Erkol'u desteklediğini öğrendik.

Erkol da Kongre konuşmasında rakibiyle yakın olduğunu, ancak Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kendisini desteklediğini açıkça söyledi.

Aday olmak isteyen Emre Doğan'ın da Kılıçdaroğlu'yla görüşmesinden sonra adaylıktan çekilip, Erkol'un listesinden delege olması tesadüf olmasa gerek.

Ankara sonrasında İstanbul İl Kongresi konuşulmaya başlandı. İki aday çıktı. Biri Cemal Canpolat diğeri Özgür Çelik. İstanbul'daki ilçe başkanlarıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmaksızın toplantı yapan Kılıçdaroğlu ise Canpolat'ı desteklediğini ortaya koydu.

★★★

Kemal Bey'in bana bizzat söylediğiyle yaptığının aynı olmaması, doğrusunu isterseniz beni şaşırtmadı.

Zira bunu yaptığına daha önce de tanık olmuştum.

Örneğin Mansur Yavaş'ın Ankara'da İYİ Parti'den ortak aday olacağını benim de aralarında olduğu bir grup gazeteciye bizzat kendisi söylemişti.

Ancak Yavaş İYİ Parti'den kazanamayacağını belirterek CHP'den aday olmak isteyince Ankara CHP'ye verilmiş, Balıkesir'deki ortak aday ise İYİ Parti'li olmuştu.

Kılıçdaroğlu bir TV programında Yavaş'ı başından itibaren CHP'nin Ankara adayı olarak düşündüklerini söylediğinde daha önceki bilgiyi bizzat kendisinden duyan gazeteciler olarak birbirimize bakarak gülümsemekle yetinmiştik.

★★★

Kemal Bey artık istediği kadar sitem edebilir. Gerçekten de iktidarın yarattığı büyük krizlerin geniş halk kitlelerinin karşısına çıkardığı sonuçları bir kenara bırakmış, koltuğunu korumak için büyük çaba sarf ediyor.

Kurultay mücadelesinde (Geçmişte kendisini hedef alanlar da dahil) herkesle her türlü ittifakı yapması bunun en büyük göstergesi.

Örnek mi istiyorsunuz? İstanbul'a bakın.

Canan Kaftancıoğlu'nun İl Başkanı seçildiği İstanbul İl Kongresi'nde rakibi o zamanki İl Başkanı Cemal Canpolat'tı ve Canpolat'ın ekibi kendisini hedef tahtasına koyup hoş olmayan bir kampanya yapmıştı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu da Canpolat'a karşı Kaftancıoğlu'nu desteklemiş, hatta o kongreye mor kravat takarak gidip “kadın adaydan yana olduğu” mesajını açıktan vermişti.

Canpolat ve ekibi ise il başkanlığını kazandığı andan itibaren Kaftancıoğlu'yla uğraşıp durmuştu.

İktidar yanlılarının Kaftancıoğlu'na ve CHP'ye karşı kullandığı (onların tabiriyle “taciz skandalları” gibi) argümanları yayanların çoğunun bugün Kaftancıoğlu'yla aynı safta olması size de ilginç gelmiyor mu?

Şimdi Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve Canpolat (hepsi bir arada) ittifak yapmış Ekrem İmamoğlu'nu kaybettirmeye çalışıyorlar.

“İlkeleri olan, konjonktüre ve çıkara göre eğilip bükülmeyen” sosyal demokratların böyle kolay saf değiştirmeleri, çıkar uğruna aynı safta birleşmeleri daha önce bu kadar çok ve kolay oluyor muydu sahi?

★★★

İlke demişken, bir iki cümle de yeni Ankara İl Başkanı Ümit Erkol'la ilgili yazmam gerekiyor. Kendisi gençlik önderi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının siyasi hareketinden geliyormuş. Bunları yazdığım için kendisiyle aynı hareketten gelen amcam bana kızabilir ama yazmazsam büyük bir ilkesizliğe karşı sessiz kalmış olurum.

Zira Erkol kongre konuşmasında CHP'de 5-6 dönem milletvekilliği yapmış, şimdi değişim isteyen siyasetçilere “insan bırakmayı bilmeli vallahi bilmeli” diye seslenip, değişimcilerin “sağ sapma” olduğunu iddia ederken, Kılıçdaroğlu'nun 13 yılda 12 seçim kaybettiğini, etrafına topladığı sağcıların ve muhafazakarların partiyi sağcı partilerden daha sağa taşıdığını görmezden geliyordu.

5-6 defa milletvekilliği gibi görevler üstlenip koltuğu kaybettiğinde değişimci olanlara yönelik eleştirileri yüzde yüz haklı olabilir ama ilkeli bir tavır aynı tavrı kendi safındakiler için de koymasını gerektirir.

Bir diğer gerçek ise kendi deyişiyle “Genel Başkan'ın desteğiyle il başkanı olmayı” içine sindirebilmesiydi.

Keşke bu tabloyu kabul etmek yerine rakibiyle adil bir yarış talep edebilseydi.

Unutmayın lütfen kendi içinde demokrasiye yol vermeyen parti, ülkeye demokrasi getiremez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları