Top
Deniz Zeyrek

Deniz Zeyrek

deniz.zeyrek@radikal.com.tr

25/09/2023

İzahı dahi zor!

Geçenlerde AK Parti'li bir siyasetçi ile sohbet ediyorduk. Benim açımdan oldukça ufuk açıcı görüşleri vardı.

Şöyle başladı sözlerine:

“Ülkede toplumun yönetime itirazı, hayat şartlarından duyduğu rahatsızlık, 13 Mayıs 1950 günü toplumun mevcut iktidardan duyduğu rahatsızlığı aşmış vaziyette. Ancak 14 Mayıs 1950'da o rahatsızlık iktidarı alaşağı ettiği halde 2023'te iktidarı devirmeye yetmedi. Muhalefet önce bunun nedenlerini sorgulamalı.”

AK Parti'li siyasetçiyle aynı fikirdeyim.

Toplumun bütün hücrelerinde iktidarın icraatlarına ciddi bir itiraz var. İktidarın yarattığı hayat şartları da yediden yetmişe herkesi olumsuz etkiliyor ve büyük bir rahatsızlık yaratıyor.

Bir defa ciddi bir geçim sıkıntısı var.

Ekonomik kriz yetmiyormuş gibi, ekonomik krizden çıkış için alınan bütün önlemler yoksulların, çalışanların ve emeklilerin sırtına yükleniyor.

Düşünün bir defa:

Emekli 7 bin 500, asgari ücretli 11 bin 400 lira maaş alıyor. Yabancı doğrudan yatırım bulamıyorsunuz. Dış kaynak getiremiyorsunuz. Hükümet olarak siz de haliyle kendi vatandaşınıza yükleniyorsunuz. KDV oranlarını artırıyorsunuz, yeni ÖTV kalemleri koyuyorsunuz, otomobili olanlara ödediği motorlu taşıtları tekrar ödetiyorsunuz. Cezalar, harçlar füze gibi fırlıyor. Devletin gelirlerini vatandaşın giderlerini artırarak artırıyorsunuz ve bütçe açıklarınızı bu şekilde kapatıyorsunuz.

Diğer taraftan emekliye, asgari ücretlinin açıklarını kapatmak için başvurduğu bütün kapıları kapatıyorsunuz. İşsizlik nedeniyle ikinci iş bularak ek gelir elde etme şansı olmuyor. Emekli, asgari ücretli kredi kullanmak istiyor. Kredi kartı kullanırsa yüzde 80'lere varan bir gecikme faizi uyguluyorsunuz. Tüketici kredisi kullanmak isteseler ana paranın üzerine yüzde 65'lere varan bir faiz alıyorsunuz.

Bu arada çarşı pazar alev alev. Yaz aylarında 25 liraya domates bulmak mucize. Yaz meyvesi incir 90 liraya, üzüm 50 liraya satılıyor. Ekmeğin, simitin, sütün, yumurtanın fiyatı el yakıyor.

Yoksul, çalışan ve emeklinin giderleri artıyor ve geçim için gerekli kaynağı bulması imkansız hale geliyor.

Sadece geçim derdi mi?

Memlekette adalet kalmamış. Katiller, tacizciler, uyuşturucu ticareti yapanlar infaz yasalarında yapılan değişikliklerle serbest kalıyorlar. Buna karşın siyasiler, düşünce suçluları, gazeteciler cezaevinde tutuluyor.

İktidarın yanlış politikaları yüzünden ülkenin ciddi bir göçmen sorunu var. Göçmenler Türkiye'ye doldukça, Türkler Avrupa ülkelerine, ABD'ye akın ediyor. Türkiye'de yoksullaşan ve çalışma fırsatı bulamayan beyaz yakalılar Avrupa'ya kapak atmak için her yolu deniyor.

Ülkenin demografisi değişiyor.

Hem düzensiz ve kontrolsüz göçün yarattığı ortam hem suçlulara yönelik müsamaha ve bireysel silahlanma ülkeyi vahşi batıya çeviriyor. Güvenlik artık ciddi bir sorun.

Lafı daha da uzatmayayım.

Soru açık:

Bütün bu olumsuzlukların toplumda yarattığı rahatsızlık, itiraz ve tepkiye rağmen iktidar neden değişmiyor? Neden hala İstanbul, Ankara gibi şehirlerin yeniden iktidar partilerine gidebileceğini konuşuyoruz?

Benim açımdan izahı dahi olmayan bu durumun sebebini deneyimli AK Parti'li siyasetçiye sordum. Şu yanıtı verdi:

“1950'deki gibi bir muhalefet yok. Şimdiki muhalefet liderleri ve partileri yetersiz. Vatandaşa güven veremiyorlar. Büyük fotoğrafı konuşmuyorlar. Küçük detayların arasında kayboluyorlar. Sokağa inmiyorlar. Halbuki sürekli sokakta olmalılar. Örneğin deprem bölgesi. İnsanlar hâlâ perişan ve umutsuz. Muhalefet liderleri o şehirlerden çıkmamalı. Büyük sorunlar yaşayan o insanlar muhalif liderleri, siyasetçileri yanlarında görmek ister. İktidar siyasetçileri, vatandaştan sürekli tepki gördüğü halde sokağa çıkıyor. İnsanların kapısını çalmaya devam ediyor. Haliyle de iktidar bloğu Anadolu'da adeta tek kale maç yapıyor.”

AK Parti'li siyasetçi göçmen sorununa da dikkat çekti:

“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ya da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kilis'e, Antep'e, Hatay'a gitsin bakalım. Muhaliflerle değil bizzat AK Parti'lilerle görüşsünler. Bölgedeki milletvekillerini dinlesinler. Göçmen sorununun hem o şehirler hem ülke için beka sorununa dönüştüğünü göreceklerdir.”

AK Parti'li siyasetçinin çektiği bu fotoğrafı zaten vatandaş da görüyor.

Görmeyen sanki bir tek muhalefet. O nedenle de insanların hedefinde sorunların kaynağı olan iktidardan çok muhalefet var.

İktidarın yarattığı bu berbat tablo karşısında vatandaş hâlâ hedef tahtasına muhalefeti koyuyorsa, muhalefetin “Biz nerede yanlış yaptık” sorusunu sorup yanıtlamasının zamanı gelmiş de geçiyordur da…

Muhalefet böyle gitmez, gitmemeli!

Muhalefet böyle giderse bu ülke böyle gitmez, gitmemeli!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları