Top
Can Ataklı

Can Ataklı

canatakli@korkusuz.com.tr

30/01/2023

Sadece “YETER” yeter

ANALİZ

Sadece “YETER” yeter

Erdoğan çok fahiş bir hata yaptı bana göre.

1950 yılında Celal Bayar’ın başkanlığında seçime katılan Demokrat Parti’nin kullandığı “Yeter; Söz milletindir” sloganını kendi partisi için kullandı.

AKP genel başkanı ya çok partili dönemin tarihini bilmiyor ya da sloganın sihrine kapıldı ve bunu partisine uyarladı.

20 yıl iktidarda olan bir parti neye “Yeter” diyor olabilir?

“Yeter” sloganı işbaşında olan, iktidarda olan, yönetenler için kullanılabilir ancak.

İktidara talip olanlara “Yeter” demek sadece komedi filmlerindeki bir replik olabilir o kadar.

CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu AKP genel başkanı Erdoğan’ın fahiş hatasını iyi değerlendirdi ve anında slogana sahip çıkarak iktidara karşı kullanmaya başladı.

Ancak burada bir sorun var.

Demokrat Parti bu sloganı “Tek parti rejimine karşı” kullanmıştı.

İkinci dünya savaşının bitmesinden bir yıl sonra tek parti döneminin “Milli Şefi” İsmet İnönü çok partili demokratik siyasete geçme kararı almıştı.

Partiler kuruldu ve 1946’da ilk çok partili seçim yapıldı.

Ancak bu seçim tarihimize “ayıplı” seçim olarak geçti çünkü açıkça hile yapılmış ve CHP kazanmıştı.

1950 seçimi ise daha bir olgunlukla yapıldı.

Demokrat Parti 1946-1950 arası döneme gönderme yaparak “Yeter Söz milletindir” sloganı ile milletin karşısına çıktı.

Seçimi aslında çok büyük farkla kazanmadı ama seçim çoğunluk sistemine göre (İl genelinde birinci olan parti o ilin tüm milletvekillerini kazanmış oluyordu) yapıldığı için DP çok fazla milletvekili kazanmış oldu.

İşte Demokrat Parti bu güçle Cumhuriyet değerlerinin ilk kez erozyona uğratılmasına yol açtı.

Başbakan Menderes’in popülist ve oportünist politikaları sonunda

1.Cumhuriyet devrimlerinin durdurulması

2.Ağa ve bezirgân düzeninin kurulması

3.Tarikatların yönetimde söz sahibi olması

4.ABD hegemonyasına yol açılması sağlandı.

Şimdi CHP’lilerin önemli bir bölümü “Bu gerçekleri göz ardı edemeyiz, bu sloganı kullanmak geçmişimize hakaret olur” görüşünde.

Bir anlamda bu kesim haklı.

Bana göre ortada harika bir slogan var.

“YETER”

Bence gerisine lüzum yok.

Sadece “YETER” yeter de artar bile.

Tüm Türkiye’nin sadece tek kelime “YETER” sloganı ile donatıldığını düşünün, ne kadar etkili olur.

CHP genel başkanı bence bunu düşünmeli.

Şart değil “Söz milletindir” demek, zaten bunu herkes biliyor.

Bİ SORALIM BAKALIM

Neden hep Adnan Menderes adını anıyorlar 1950 seçimini kazanan Celal Bayar’dır

AKP’liler “Demokrasi, milli irade” gibi kavramların arkasına sığınırken ısrarla Menderes-Özal-Erdoğan üçlüsünün adını sayıyor.

Sanki sadece bu isimler demokratmış gibi sunmaya çalışıyorlar.

Oysa örneğin Adnan Menderes’in bugün AKP genel başkanı olan Erdoğan ile zerre ilgisi yok.

Ne yaşam biçimleri ne eğitim düzeyleri ne siyasi fikirleri asla uyuşmaz.

Erdoğan’ın Özal’la da bir benzerliği yok.

Ama üçünün de ortak özelliği dini siyasete alet etmekten çekinmemeleri, bunu da “milli irade” poşeti içinde halka yutturuyorlar.

Kimsenin pek dikkatini çekmiyor.

Erdoğan 1950 seçimlerini örnek gösterip “Yeter söz milletindir” sloganını kullanırken hep Adnan Menderes’ten söz ediyor.

Oysa 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin genel başkanı Celal Bayar’dı ve bütün kampanya onun üzerinden yürümüştü, seçim zaferinin kaptanıdır.

Seçimlerin kazanılmasında elbette büyük katkısı vardı ama Menderes’in yıldızının parlaması seçimden hemen sonra Bayar’ın Cumhurbaşkanı olması ve kendisini başbakan olarak atamasından sonradır.

Peki Erdoğan ve AKP neden Celal Bayar’ın adını hiç anmazlar.

Nedeni çok basit; Celal Bayar Atatürk’ün çok yakın dostu arkadaşı, Kurtuluş Savaşı’nın Galip Hoca’sı, Türkiye’nin inşasında Atatürk’le birlikte gece gündüz çalışan biri.

Herhalde anlaşılıyordur neden Bayar’dan pek söz etmedikleri.

DEDİKODU

Bakanlar ve üst düzey bürokratlar milletvekili olmaya çalışıyor

Birkaç hafta önce Youtube kanalımda “Erdoğan milletvekili listeleri hazırlarken ne yapacak?” diye sormuştum.

Konuşmamın özeti şuydu; Bugün tüm bakanlar meclis dışında, meclisten atananlar ise milletvekilliğinden zorunlu olarak istifa ettiler. Seçim döneminde bakalım kim aday olmaya kalkacak, kim ‘nasıl olsa biz kazanıyoruz, ben yerimde kalırım’ diyerek adaylık istemeyecek? Önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Şimdi artık kulağıma dedikodular gelmeye başladı.

Bakanların çoğu milletvekili olmaya hazırlanıyormuş.

Üst düzey bürokratların da çoğu hazırlıklarını yapmışlar bile.

Hele sorunlu makamlarda oturanlar RTÜK, Basın İlan Kurumu gibi medyayı sürekli zora sokan kişiler milletvekili olacaklarmış.

Bu bir tür kaçış hazırlığıdır.

Bir an önce meclise girip dokunulmazlık alarak yeni dönemde gözden uzak olmak istemenin adımlarıdır.

Örneğin Soylu “milletvekili olayım sonra beni bakan yaparsınız” mı diyecek?

Çavuşoğlu, Akar, Nebati “Seçimi kazanıyoruz bizim bakanlıklar garanti” mi diyecek yoksa kapağı meclise mi atacaklar?

Burada bir de sorun var; Bakanlar aday olursa bakanlıktan istifa edecek mi?

Bakanlar parlamento üyesi değil, hepsi atanmış memurlar, yani kamu görevlileri, bu durumda milletvekili olmak isteyen bakanların istifa etmesi gerekmez mi?

Yasada bu tanımlanmamış, önümüzdeki günlerde bunun da sıkıntısını yaşayacağız.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Ne ayıp şey bu, insanın biraz yüzü kızarır

Süleyman soylu Sinan Ateş Cinayeti ile ilgili ağzını bile açmıyor, belki de açamıyor.

Ama maşallah Atatürk’e, Cumhuriyete dil uzatmak söz konusu olunca adeta şahin gibi.

Soylu İzmir’de “İlk Oyum Erdoğan’a İlk Oyum AK Parti’ye” programında konuşmuş.

“Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’ı sahiplenmesi Stalin’in kapitalizmi anlatması gibi bir şey” diye başlamış içişleri bakanı ve şöyle devam etmiş;

“Şimdi 14 Mayıs bir halk harekatıdır. İsmi de beyaz ihtilaldir ve halkın hepsini kapsayan bir ihtilaldir. 14 Mayıs bu ülkede insanların özgürlüklerine, demokrasisine, hürriyetine bu ülkede Kuran-ı Kerim’in okunmasını yasaklayanlara karşı milletin kendi dinine, kendi inancına, kendi değerlerine sahip çıkmasının adıdır. Bunu engelleyen de CHP’dir. Cumhuriyet Halk Partisi milletin değerleriyle kavgalı bir siyasi partidir.”

Ama bu kadar da ayıp olmaz ki.

Adamın yüzü bile kızarmıyor bu kadar büyük bir yalanı söylerken.

Kuran okunması  ne zaman yasaklanmış, kim yasaklamış bunlardan bir tane bile örnek gösterebilir mi?

Mümkün değil.

Ama Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığının, medeniyet karşıtlığının ucu bucağı yok bunların zihniyetinde.

KOMİK

Erdoğan milletle alay ediyor, alkış alıyor

AKP’nin genel başkanı Erdoğan “Yeter söz milletindir” sözünü parti genel merkez binasına asan CHP genel başkanı için “beni taklit ediyor” demez mi, insan gülmemek için kendini zor tutar.

Adeta herkesle alay eder gibi söylenen bu sözler bir de üstüne ayakta alkışlanıyor.

Erdoğan muhalefetin bu sloganın aslında AKP için yanlış bir slogan olduğunu fark etmişti muhtemelen ve bir hafta boyunca bir daha ağzına almamıştı.

Ancak sloganın CHP genel merkezine asılması üzerine belli ki dayanamadı ve konuştu.

“Rahmetli Menderes, 73 yıl önce emperyalistlerin ülkemize operasyon aracına dönüşen tek parti faşizmine karşı ne demişti. ‘Yeter, söz milletindir’ demişti” diye başlayan Erdoğan ardından şunları söyledi;

“Her ne kadar Menderes’in sonu idam sehpasında bitmiş olsa da bu söz yıllardır milletimizin yüreğinde yankılanmaya devam etmiştir. Şimdi bu CHP, çıkmış bizi taklit ediyor; ‘Yeter, söz milletindir.’ Bay Kemal, bunu biz söyleyeli ne kadar oldu, haberin yok mu? Bunlar darbeci, darbeci. Bunlar vesayetçi.”

Gerçekten çok komik şeyler bunlar.

Ama Erdoğan’ın karşısında muhtemelen dünyadan haberi olmayan bir kitle var, belki ne dediğini bile dinlemiyorlar ve sadece alkışlıyorlar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp