Top
Can Ataklı

Can Ataklı

canatakli@korkusuz.com.tr

06/02/2017

Askerin sahte kabadayılığına gerek yok

ANALİZ

Genelkurmay Başkanı yanına kuvvet komutanlarını alarak Kardak açıklarında “hatıra fotoğrafı” çektirdi biliyorsunuz. İşe bakın ki o Genelkurmay Başkanının hemen yanında duran özel kalemi bir kadın yarbay hatıra fotoğrafının çektirilmesinden bir gün sonra kocasıyla birlikte “FETÖ'cü” olduğu için tutuklandı. Genelkurmay'ın “ciddiyetine” ve “güvenirliliğine” bakar mısınız?
Neydi o hatıra fotoğrafının anlamı? Yunanistan 15 Temmuz dinci faşist kalkışmasından sonra bir helikopter ve silahlarıyla birlikte kaçan ve iltica talep eden 8 hain darbeciyi iade etmedi.
Saray ve hükümet buna tepki gösterdi.
Tam bu sırada “Güçlü Türkiye” sloganıyla “Türkiye'yi tek kişinin hakimiyetine sokacak, parlamentoyu yok edecek, özgür vatandaşları tekrar kul statüsüne sokacak” bir anayasa değişikliği referandumu için de kampanya başladı ya, işte komutanlar da Yunanistan'a güya gövde gösterisi yaparak “Güçlü Türkiye için ben de varım” diyecekler.
Sonrasını biliyorsunuz, Yunanistan misillemelere başladı. Ege'de tıpkı havadaki gibi bu kez denizde “it dalaşları” başladı. Yunan Genelkurmay Başkanı Ege'deki adaların üzerinde turlar attı, ölen subayları anısına denize çelenk attı. Bununla da yetinmedi Bodrum Turgut reisten görünen Kos adasında askeri tatbikat bile yaptı.
Bizim “hatıra fotoğrafçıları” ne yaptı?
Hiçbir şey.
Türkiye'nin gücü bir bota binip küçük bir kayalığa bile çıkamayan anlı şanlı paşaların hatıra fotoğrafı çektirmeleriyle gösterilemez.
Madem “Güçlü Türkiye” gösterecekler bari birkaç öneride bulunayım.
Örneğin Yunanistan 2006'dan bu yana Ege Denizi'ndeki 18 adaya asker çıkardı. Oysa bu tüm uluslararası anlaşmalara aykırı.
Yunanistan bununla da yetinmedi, bu adalara silah da getirdi hatta ikisine havaalanı ve uzun menzilli toplar da yerleştirdi.
Gücünüz gerçekten varsa o Yunan askerlerini ve silahlarını o adalardan çıkarırsınız.
Amerika PYD'ye zırhlı araçlar verdi. Bu araçların fotoğrafları boy boy yayınlanıyor medyamızda.
Hatıra fotoğrafı çektirmeye meraklı masa başı paşalarımız eğer gerçekten güçlüysek o zırhlı araçları anında yok etsinler.
Elinizde Cumhurbaşkanının damadından satın aldığınız insansız hava araçları var. Hepsinin yerini tespit edin sonra gidin vurun, yok edin.
İşte o enkaz haline gelecek zırhlı araçların yanına gidip hatıra fotoğrafı çektirirseniz bu millet gerçekten güçlü olduğunuzu o zaman anlar ve kabul eder.
Yoksa “El Bab'da şu kadar hedef vurduk, bilmem kaç tane IŞİD'li öldürdük, El Bab valisini bile yok ettik” türü açıklamalar ancak iktidara biat eden bir grubun gururunu okşar.

Bİ SORALIM BAKALIM

Hani gelir gelmez imzalanacaktı?

Cumhurbaşkanı Afrika gezisi sırasında “Anayasa değişikliği teklifi önüme gelir gelmez imzalayacağım” demişti.
Biz de o zaman anlamıştık ki Meclis, 330'u aşkın milletvekilinin oy verdiği değişiklik paketini onay ve imza için henüz saraya göndermemiş.
Erdoğan Afrika'dan döndü, birkaç gün daha geçti ve sonunda geçtiğimiz Perşembe günü teklif saraya gönderildi.
Cuma, Cumartesi, Pazar günleri imza olmadı.
Bugün hafta başı. Bakalım Cumhurbaşkanı tek kişilik
rejim değişikliğini bugün imzalayacak mı?
İmza bugün gerçekleşirse referandum 9 Nisan tarihinde yapılır. Hafta sonuna kalırsa referandum tarihi 16 Nisan'a sarkar. Eğer biraz daha bekletilirse referandum için bu kez Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş
yıldönümü olan 23 Nisan'da sandık başına gideriz.
Benim tercihim 23 Nisan
oyunu oynamaları yönünde. Böylelikle bu millet iktidarın asıl niyetinin Cumhuriyet'le hesaplaşmak ve Meclis'in kuruluş yıldönümünde “cumhuriyeti bitirmek” olduğu gerçeğini net biçimde görür.

ÖNERİ

Referandum pusulalarını basacak matbaada ciddi denetim yapılmalı

Hemen herkesin zihninde “seçimlerde hile yapılıyor mu?” kuşkusu var.
Sokaklarda “hayır çıkacağına” pek çok kişi emin ama diyorlar ki “İşin içine yine mutlaka hile karışacaktır.”
Bundan önceki seçimlerde hile yapıldı mı? Muhtemel, ama kanıtlamak çok zor. Bunun için çok ciddi çalışmak gerekiyor.
Hile sandıkta mı yapılıyor yoksa “SEÇSİS” sistemine hakim olan iktidar bilgisayar üzerinden sonuçları değiştirebiliyor mu?
Bunlar hep kuşku yaratan konular.
Belki bu kez önceden çok hazırlıklı olmak daha doğru olur.
Örneğin Halk TV'de Tuba Emlek'le yaptığımız Özgür İrade programlarından birinde “nano teknoloji ile basılan oy pusulaları sayesinde istenilen sonucun çıkarılabileceğini” anlatmıştık.
Nano teknolojiye uygun kâğıtlar kullanıldığında hangi partiye damga vurursanız vurun zarf kapatıldıktan sonra evet işaretinin bir başka parti üzerinde belirebileceğini göstermiştik.
Böyle bir hile için bütün kâğıtların nano teknolojiye uygun basılması gerekmiyor. Toplam pusulaların yüzde 15-20'sinin bu teknoloji ile basılması bile bir partiye açıktan yüzde 20 oy kazandırabiliyor.
O halde diyorum ki muhalefet partileri sandıklara sahip çıkmanın ötesinde oy pusulalarının basılacağı matbaalarda nano teknoloji uzmanlarının gözetiminde baskı makinelerini ve kullanılacak kâğıtları ciddi bir incelemeden geçirmeli.
Pusulaların basılacağı matbaalarda nano teknolojiye uygun makine ve kâğıt olup olmadığını kesin öğrenmeli.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

CHP'nin “test yapmasına” gerek kalmadı

Önceki gün “hayır kampanyası yapanlara baskı ve şiddet uygulanıyor” dediğimizde iktidarın buna tepki gösterdiğini ve inkâr ettiğini belirterek “CHP bir test yapsın” önerisi getirmiştim.
Öneri şuydu; CHP aynı anda iki ayrı meydanda biri evet diğeri hayır bildirisi okusun. Bakalım güvenlik güçleri ikisine de aynı şekilde mi davranacak?
Buna hiç gerek kalmadı. Çünkü polis yine bir “hayır gösterisini” aşırı şiddet kullanarak önledi.
Cumartesi günü Kadıköy Bahariye'de “Hayır bildirisi” okumaya çalışan bir grup polisin gazlı ve coplu saldırısına uğradı.
Çevredeki vatandaşların tepki göstermesi üzerine de silahlarını çıkaran polisler halkı “sıkarız kafanıza haaa” diye tehdit etti.
İşin komedi tarafı “hayır bildirisinin” önlenme gerekçesinde. Çünkü polis “hayır diyenlerin devlet büyüklerine hakaret ettiğini” ileri sürüyor.
İş bu kadar basit; iktidarın fedailiğine soyunan polise göre evet kampanyası vatanseverliktir, hayır ise vatan hainliği, ajanlık, teröristlik anlamındadır.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

YSK kaç tane fazla referandum pusulası basacak?

7 Haziran ve 1 Kasım'da yapılan genel seçimlerde “fazladan basılan” oy pusulaları çok tartışılmıştı.
YSK bu seçimlerde 19 milyon “yedek oy pusulası” basıldığını açıklamıştı.
Neden seçmen sayısının üçte birinden fazla “yedek oy pusulası” basıldığına makul bir gerekçe bulunamamıştı.
Ancak iktidarda AKP olunca her türlü hukuksuzluk ve usulsüzlük yapılabildiği ve kimsenin hesap soracak bir merci bulamadığı gerçeğine ne yazık ki toplum alıştırıldı.
Şimdi çok önemli bir referanduma gidiyoruz. YSK “tüm hazırlıklarını” yaptığını açıklıyor. Peki, referandumda da yine seçmen sayısının üçte birinden fazla sayıda “yedek pusula” basılacak mı?
Tüm partilerin bu konu üzerinde durması ve fazladan basılacak pusulalar konusunda uyanık olması gerekiyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp