İktidar ta 22 yıl sonra ağır bir yenilgiye uğradı.

Seçimi kazanmak için devletin bütün gücü kullanıldı.

Bütün bakanlar İstanbul’da toplandı.

Generalleri bile sahaya sürüp oy istediler.

Ama olmadı.

Millet iktidara ağır bir tokat attı.

AKP iktidarı boyunca ilk kez ekonomik durum ağır bastı.

AKP’ye oy verdiği halde ağır bir geçim sıkıntısına uğrayan vatandaş sandığa belli ki büyük bir öfke ile gitti.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim;

Dün yapılan bir seçim değildi.

Bu halkın kararıydı.

“Yeter artık” dedi millet.

Ağır zamlara, geçim sıkıntısına, verilen sözlerin tutulmamasına, emekliye çektirilen işkenceye bir isyandı dünkü seçim sonuçları.

Türkiye’de bugünden itibaren yeni bir dönem başlıyor.

Bunun ne olacağını seçim sonuçlarının sıcaklığı sırasında değerlendirmek şu anda sağlıklı olmaz.

Buna karşı “Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demek yanlış olmayacaktır.

Seçim sonuçlarının en dikkat çeken noktalarından biri katılma oranının düşüklüğü.

Bu yazıyı yazdığım sırada Türkiye çapında katılma oranı çok düşük görünüyordu.

Belli ki katılma oranı yüzde 80’i bulamayacak.

Bu AKP dönemi seçimlerindeki en düşük katılma oranı.

Peki kim seçime gitmedi?

Elbette kırgın, küskün, hayal kırıklığına uğramış muhalif seçmenlerin bir bölümü sandığa gitmedi.

Ancak AKP’nin kalelerinde bile yenilgiye uğraması sandığa asıl gitmeyen seçmenin AKP’liler olduğunu gösteriyor.

AKP seçmeni “nasıl olsa Erdoğan yönetimine bir şey olmayacak” düşüncesi ile “O halde bir ders verelim” dedi bana göre.

Bunun böyle olacağı zaten görülüyordu, konuşma ve yazılarımda bir çok AKP’linin bu seçimde partisine oy vermeyeceğini söylediğini anlatıyordum.

Bu seçmen başka bir partiye örneğin Yeniden Refah Partisine de yönelmemiş, sandığa gitmemiş.

Seçimin en ağır mağlubu kuşkusuz AKP genel başkanı Erdoğan.

Özellikle İstanbul için varını yoğunu koyan Erdoğan bu uğurda devletin tüm gücünü, parasını, polisini askerini seferber etti.

Sonuç ortada.

Erdoğan sadece İstanbul’u kaybetmekle kalmadı.

Türkiye’nin tümünde ağır bir sonuç aldı.

Elbette birçok ilde AKP’li adaylar belediye bakanı seçildi, ancak bu bir Pirus zaferinden başka bir şey değildir.

AKP’nin İstanbul’un bir ilçesinden bile küçük illerde belediye bakanlıklarını kazanması çok önem taşımıyor.

Burada önemli olan AKP’nin oylarındaki gerileme ve büyük şehirlerde uğradığı hüsrandır.

Bu durumda Erdoğan ne yapacaktır?

İnanın bu soruya gecenin ilerleyen saatlerinde bir cevap bulamadım.

“Görevi bile bırakabilir” diyecek kadar “uç düşünceler” geliyor aklıma.

Ancak şu gerçeği de mutlaka belirtmeliyim;

Seçimlerden önce ısrarla “Eğer Erdoğan arkasındaki destek yüzde 50’nin altına düşerse önümüzdeki dört yılı çıkaramaz. En geç 2025’te bir erken seçim gündeme gelecektir, üstelik bu seçimde bir cumhurbaşkanlığı seçimi de olmayacak ve Türkiye yine parlamenter sisteme dönecektir” diyordum.

Şimdi bunun gerçekleşmesi adeta kaçınılmazdır.