Şu deprem tartışmaları tam bize göredir…
Çünkü niçin, niye, neden olduğu belli olmadığı gibi, neden, ne zaman, nasıl olacağı da bilinmemektedir…
Depremin hiçbir şeyinin bilinmemesi, bizim deprem hakkında her şeyi bilmemizi sağlamaktadır…
★
1999 depreminden sonra, laik kesime “7.4 yetmedi mi?” diyenler, şimdi de “deprem kızlar mini etek giyince oluyor” görüşündeler…
İşte; Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü “Allah'ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak mutlu yuvaları bozmayı” deprem nedeni saydı size…
Yani çocuk evliliği yasaklayınca, aha size deprem…
★
Cumhurbaşkanımız, Elazığ'da deprem alanını gezerken, Diyanet İşleri Başkanı ile de konuşmuş “Bu bir imtihan” dedi…
Bu doğrudur…
Deprem enkazlarının altında kalıp ölenler mi, yoksa kurtulanlar mı imtihanı geçtiler, bilemiyoruz ama imtihandır…
Şehircilik bakanı orada duruyor, Diyanet İşler Başkanı'na sormuş…
★
Uzay çağındayız…
Anadolu'nun köylüleri kerpiç evlerde oturuyorlar bu yüzyılda…
Sadece gözden uzak köyler değil, Ankara'nın göbeğindeki gökdelenlerin bizzat iktidar yandaşlarınca nasıl rüşvetle yaptırıldığı tartışılıyor bu günlerde…
Yapılaşmada teknik, bilim, yasalar, resmi kurallar geçerli değil…
“Rant” esas…
Rüşvet…
Hırsızlık…
Yağma-talan…
Depremin nasıl geleceğini bilemeyiz ama geldiğinde insanların başına çöken binaların kirişlerine sinmiş, temellerine uzanmış hırsızlığın sonucudur işte bu felaketler…
★
Bir de uydurdukları hurafelerle uyutulmuş bir toplum lazım…
İşte bu yüzden; çağdaş toplum olmak yerine, kaderciliği-teslimiyeti-ümmetçiliği dayatıyorlar size kardeşim…
Artık başını kaldırıp bilecek misin, bilmeyecek misin?..
★
Bu bir imtihan..
