Ayakkabı kutusu değil ama…
Bu sandıkta her şey var…
*
İste; her şeyin helali gelsin…
Yok istiyorsan; hırsız çıksın…
*
İstersen; çağdaş dünyanın müspet ilim, bilim öğreten okullarından yetişmiş aydınlık kuşaklar o sandıktadır…
İstersen; oğlan hafız çıkagelsin, mangal maşasını Çinliden alırsın…
*
İstersen; Almanya'ya gittiğinde seni saygın bir ülkenin vatandaşı olarak selamlayan, güleç yüzlü gümrük görevlileri çıkar sandıktan mesela…
İstemezsen; daha adım atar atmaz narkotik polisinin azgın köpekleri çıkıp koklasın seni, üzerinde uyuşturucu var mı diye…
*
Demokrasinin sihirli sandığıdır o…
İstediğin içinden…
*
İstersen; içinden hoşgörü, saygı, terbiye çıkar…
İstersen; intikam, kin, nefret…
*
Özgür birey olma hakkı çıkartabilirsin istersen…
Kendi ahlaksızlığı duyulmasın diye yasaları çiğneyerek bilgisayarına yasak koyanı da bul çıkart istersen…
*
Yeter ki iste…
Dünyanın uygar insanları bu sandıktan isterler istediklerini…
*
İste; iyi polis çıksın…
Yok istersen; çocukları kafasından vuran polis çıksın… Ya da yatak odanı dinleyen kulak çıksın, yellensen istihbarat arşivine girmiştir…
*
Çağdaş hukuk, eşit adalet, bağımsız yargı, vicdanı olan savcı, tarafsız hakim iste istersen…
İstersen; eli kanlı katilleri serbest bırakıp, şerefli şanlı askerlerini hücreye tıkan mahkeme o sandıktadır…
“O nasıl laf öyle, niye böyle şeyi isteyeyim?” deme…
Sen istedin çıkarttın ya bir önceki (2010) sandıktan…
*
Adam olmayı iste…
Yok iste; bu çağda bir imamın elinde dünyaya rezil ol…
*
Sen bilirsin artık…
Sonra kendi “sandık”ını dayatma burnumuza:
“Belki iyi olur sandık…”
Sanma…
