Bayan başkan:
“Sayın üye, rüşvet almadığınızı kanıtlamak için burada namaz kılmanız iç tüzükte yok efendim… Soruşturma önergesi zaten abdest soruşturması değil, rüşvet soruşturması… Yani içim kurudu…”
Üye:
“İmanım sorgulanıyor Sayın Başkan…”
Başkan:
“Tamam ama hakkınızdaki rüşvet soruşturması üzerinde konuşacaksınız… İki rekat kılayım görsünler iman kimde ne demek… Kürsünün önünde namaz meclis geleneğinde yok…”
Üye:
“Kıble ne taraf?..”
Başkan:
“Sayın üye kıble ne tarafta idare amiri nereden bilsin… Burası Yüce Meclis, iç tüzükte kıble yazmaz efendim… Ayrıca hademeleri toplayıp ‘cami cemaati' diye getirmenizi de anlamış değiliz…”
Üye:
“Abdestim de var, onu da söyleyeyim…”
Başkan:
“Rica ederim efendim… Külâh takmanız kıyafet serbestliği ilkesi mahiyetinde olduğu için hadi diyelim… Ama ayakkabılarınızı Genel Kurul'un kapısında bırakmanızı da anlamış değilim… İçim kurudu…”
Üye:
“Ben Hac'a da gitmişim…”
Başkan:
“Allah kabul etsin efendim… Tavaf vecibesini temsilen kürsünün etrafında dönmekten vazgeçiniz sayın üye…”
Üye:
“Yarabbim bizi cennetinden mahrum etme…”
Başkan:
“Sayın üye, sayın üye… Siz öyle deyince iktidar sıralarından ‘amin' denilmesi, soruşturma önergesinin reddi manasına gelmiyor… Oylama yapılmasına gerek kalmadı ne demek… İçim kurudu…”
*
Sonunda soruşturma komisyonu kuruldu…
*
Hırsızlığı yakalayan polisleri sürdüler… Soruşturan savcıyı sepetlediler… Karar veren hakimi gönderdiler… Meclis'ten yayını kestiler… Başbakan bu iddiaların “iftira olduğunu” açıkladı size…
Hâlâ 8/15 AKP'linin çoğunlukta olduğu bir komisyondan sonuç çıkmasını ve dört bakanın Yüce Divan'da yargılanmasını bekliyorsanız…
Safsınız…
Çünkü öbür türlü ucu Bilal'e uzanacak…
*
Soruşturma komisyonu değil, savuşturma komisyonudur bu…
Türkiye ile alay ediyorlar…
Hakikaten içimiz kurudu…
