Arkadaş mutlaka Cumhurbaşkanı olmak isti…
Ha bire “isti'şare” dediği yani…
*
Milletvekilleri ile isti'şare yapıyor, il başkanları ile isti'şare yapıyor, parti kurulları ile isti'şare yapıyor…
Bitiyor, baştan…
İsti'şarelerden malum tek sonuç çıkıyor, milletvekili söyledi zaten:
“İsti…”
(Urfa)
*
Ya olamazsa?..
Bir başka “isti” giriyor devreye…
“isti'krarı” bozuluyor memleketin…
Nasıl mı?..
Son isti'şarede “sadece üç dönem seçilme” ilkesi yeniden benimsendi, sanki yeni karar alınmış gibi kamuoyuna ballandıra ballandıra açıklandı…
Maksat; kimsenin “Partinin başında kalsın” gibi bir şey deme hakkı olmasın da mecburen köşke çıksın…
Diyelim ki kamyon gibi düşünürsek:
Mecburi isti'kamet
*
Bakın; Ce Ha Pes de bir aday telaşı, bir heyecan, bir hazırlık belirtisi, biraz olsun bir şevk işareti, bir canılık emaresi var mı?..
Yok…
Onların da kendine göre “isti”si var…
İsti'fa etmekten kurtuldular, hesap vermek gibi bir gereksiz badireyi atlattılar şükür, ilerici sosyal demokrat hakçı yiğitler…
İsti'fade ye devam…
*
Ama iktidardaki arkadaşlar heyecanlı; Erdoğan'ın kaç koltukta birden oturması gerektiğini düşünüyorlar artık… Cumhurbaşkanlığı, artı Başbakanlık, artı parti genel başkanlığı bir arada olsun isti…
Koltuk isti'fi diyelim…
Memlekette adam kalmadı çünkü…
*
Pekiii…
Bu cumhurbaşkanı'nı halk mı seçmiş olacak şimdi?..
Oraya yakışan, ya da diyelim ki aklı başında insanların bulup önerdiği bir değerli insanın, 20 milletvekili bulup kendini aday gösterme şansı var mı?..
Yok…
*
Cumhuriyetin uğradığı isti'lanın sonucudur…
Babalarının çiftliği sanki devlet…
Uyu sen memleketim…
İsti'fini bozma…
