Neresinden başlasak bilemiyorum. Sonuca bakarsak, kötünün iyisi. Gruptaki en ciddi rakibinden deplasmanda 1 puanı alıyorsun. Diğer maç da berabere bitince kaybettiğin bir şey yok. Almanlar şöyle der: Sonu iyi olan her şey iyidir… Biz de bu skora iyi gözle bakalım ve ‘her şey iyi bitti' diyelim.

Ancak bir de iyi olmayanlar var ki o da Beşiktaş'ın adına şanına, kadrosuna, harcanan paraya yakışmayan futbolu. Rakibin direkten dönen iki şutu, veremedikleri son paslar, Mert Günok'un sekiz kurtarışı ki bazıları mucize gibi ve buna rağmen kaptırdıkları toptan attığımız bir gol. Mert'in eline sağlık. Maçı Club Brugge'den aldı, Beşiktaş'ı diriltti.

Şenol Güneş'in bu maçı iyi inceleyeceğini düşünüyorum. Artıları eksileri belirleyecektir. Defans hattındaki uyumsuzluğu, orta sahadaki alan kapayamamayı, fiziksel eksikliği ve Aboubakar'ın hücumdaki yalnızlığını görecektir.

Gedson’u da ayrı konuşmak lazım. İki kişilik oynadı. Her topa bastı. Her yere koştu. Top kazandı, pas verdi, pozisyon yarattı. Sezonun ilk bölümünün yıldızı ancak böyle ne kadar devam edebilir, ona kim destek verecek soru işareti.

Beşiktaş, Trabzonspor hezimetinin ardından Club Brugge mağlubiyetini de kaldıramazdı. Zor fikstürde biraz nefes aldılar. Ama hatalarda ısrar edilmemeli.